Eskişehir Hayvanları Koruma Derneği Başkanı Gülçin Yapıcı şu ifadeleri kullandı;
"Sayın Cumhurbaşkanım,
Kedi ve köpeklerin öldürülmesi için hazırlanan yasa tasarısını geri çekmenizi bekliyoruz. Kedi ve köpeklerin toplatılıp ötenazi ve benzeri kılıflarda öldürülmesini getiren, içinde kısırlaştırmaya yönelik hüküm olmayan, sadece topla-öldür içeren, adeta hayvanlardan ve hayvanseverlerden “hınç ve intikam” almak için hazırlanmış bir yasa tasarısı kabul edilemez!
TBMM Tarım Komisyonunda tasarının ilk 3 maddesi oylanıp kabul edildi. 5199 SK hayvanları koruma kanunu, koruyamama kanununa döndü. Köpekleri gösterip kedileri ve diğerlerini de toplamayı kabul ettiniz. Aç susuz hayvan görürsek besleme yasaklandı.
Nasıl korktuysanız gönüllüden yerel hayvan koruma görevliliğini sokakta hayvan kalmayacağı için kaldırdınız. Ötanazi kılıfı uydurdunuz. Yakıştı mı?
Oysa ki dünyaya örnek 5199 SK, 2004 yılında belediyelerin bakımevi kurup kısırlaştırma yapması olarak çıkartılmış. Halen 1389 belediyenin 1200’e yakınında bakımevi de yok, kısırlaştırma da yok.
Fakat yasayı uygulamayan ve görev ihmalinde bulunan bu belediyelere denetim yapılmadı, idari ve cezai yaptırım getirilmedi. Ve şimdi, TBMM Tarım Komisyonu’nda 3 madde onaylandı. Bizlere vereceğiniz cevabınız yok, bizi almadınız. Çünkü savunacağınız bir şey yok.
En önemli hususta ne biliyor musunuz? Türkiye’de bulunan 20 bine yakın köyde yaşayan köylülere ait 100 binlerce sahipli çoban ve bekçi köpeği doğuracak. Sayı, kısırlaştırılmadığı için devam edecek.
Bu tasarıda, bir taraftan bütün kedi ve köpekleri hemen toplamayan belediye başkanlarına hapis cezası getiriliyor. 2028’e kadar barınak izini veriliyor. Bunun anlamı topla öldür demektir. Yer yoksa nereye toplanacak? İşte bu nedenle kanlı tasarı komisyondan çekilmeli.
Çözüm: 916 belediyede kısırlaştırma üniteleri kurulmalı ve her belediyenin günde 10 köpek kısırlaştırması ile 1 yılda 2 milyona yakın köpeğin kısırlaştırılması durumunda, ilk 6 aydan başlayarak üreme kontrol altına alınmalıdır.
Sayın Cumhurbaşkanımız,
Biz ki hayvanlar için vakıflar kurmuş, kuş evleri yapmış, kedi ve köpeklerin sokaklardaki beslenmelerine özel kişiler görevlendirmiş bir medeniyetin mensuplarıyız. Kedisi ölen bir çocuğa taziyeye giden, yavrularını emziren bir köpeği rahatsız etmemek için ordularının yolunu değiştiren peygamberi olan bir dinin ümmetleri olarak, TBMM’ye kedi ve köpeklerin öldürülmesini içeren kanun teklifi sunan bürokratlardan şikayetçiyiz.
Bir merhamet dini olan yüce dinimiz İslam, bütün canlılara şefkat ve sevgiyle muamele etmeyi emreder, hayvanların yaşam haklarına yönelen her türlü eylemi yasaklar. Telaffuz edilmesi bile bir insanlık suçu olan yasa tasarısını geri çekmenizi bekliyoruz. Yasayı geri çek! Yasayı geri çek! Yasayı geri çek!
Dilerim bu kanlı yasayı onaya getiren, hazırlayan, imza veren, onaylayan, yasaya evet diyenler de dahil Allah yüzlerini bir ömür güldürmesin. Vermediği canı almak için koşan bu vekiller benim vekilim değil. Allah bildiği gibi yapsın hepinizi. Bu iyi ile kötünün savaşı. Sayınız fazla, koltuğunuz çok diye katliamı hak görüyorsunuz ya biz bu kötülüğün parçası olmayacağız. Gücümüz yettikçe engelleyeceğiz, elimizden geleni yapacağız. Bu makam mevki sınavınız olsun. Vekiller, koltuklar geçici. Kanlı yasaya halen evet diyebiliyorsanız, deyin buyrun. Kötülüğü engellemeye çalıştık, olmadı deriz. Ama siz bir ömür vebal alacaksınız, bunu unutmayın."