Eskişehir Çocuk ve Hayvan Haklarını Savunma Derneği Başkanı Nesrin Çiçek şu ifadeleri kullandı;

“Daha önce sadece hayvanlar üzerine bir derneğimiz vardı. Çocuk konusunu da derneğimizin kapsamına dahil ettik. Daha önce yalnızca hayvanları koruma odaklıydık, ancak hayvanları korumanın eğitimle başladığına inanıyoruz. Yeni nesillere hayvan sevgisini, merhameti ve şefkati aktarmanın çok önemli olduğunu düşünüyoruz.

Biz, sokakta iki tür çocuk görüyoruz: biri sokak hayvanları, diğeri ise trafik lambalarında su satan çocuklar. Her ikisi de bizim için geleceğimizin bir parçası ve korunması, yaşatılması gereken canlılar. Daha kapsamlı ve profesyonel bir yaklaşımla yola çıktık. Şu an 126 üyemiz var, ancak yaklaşık 2 bin gönüllümüz bulunuyor. Derneğimizi iki ana kola ayırdık: Bir grup çocuklarla ilgili yardımlaşma ve eğitim temelli çalışmalara odaklanıyor, diğer grup ise hayvan hakları konusunda faaliyet gösteriyor.

Başlangıçta, derneğimiz yalnızca sokak hayvanlarını besleme gruplarıyla aktifti. Ancak şu anda öğretmenler, hakimler, mühendisler, mimarlar ve diğer meslek gruplarından kişilerle daha uzman bir kadro oluşturduk. Bu sayede çalışmalarımızı daha kapsamlı ve profesyonel bir şekilde yürütüyoruz.

2024 yılının Ağustos ayında, yeni bir tüzük, yeni bir yönetim ve daha güçlü bir kadro ile yeniden hayata geçirdik.

Medeniyet, insanların kendisinden olmayanı anlamaya başladığı noktada başlar. Kendimiz üşüdüğümüzde ya da aç kaldığımızda ne hissediyorsak, emin olun sokak hayvanları da aynı duyguları yaşıyor.

Bu nedenle herkes, evinin önüne bir kap su, bir kap mama bırakabilir. Ayrıca, artan ekmekler, bulgur, yem gibi gıdalar kuşlar ve diğer hayvanlar için değerlendirilebilir.

Evdeki meyve çekirdeklerini, sebze kabuklarını uygun yerlere bırakmak da doğaya katkı sağlar. Aynı zamanda apartman girişleri ve bodrum katları soğuktan korunmaları için açılabilir. Basit kulübeler ya da barınaklar yapmak da onların hayatta kalmasına yardımcı olabilir. Unutmayın, sizin çöp olarak gördüğünüz bir mobilya parçası, bir başka canlının hayata tutunmasını sağlayabilir.

Hasta bir kedi veya köpek gördüğünüzde eskiden olduğu gibi “barınağı arayın” demiyoruz. Lütfen bize ulaşın! Çünkü bakım evlerine götürülen hayvanlar, çoğu zaman geri çıkamıyor. Yakın zamanda bir müjde vereceğiz: Bir “Yaşama Tutunma Alanı” kurmak üzereyiz ve bunun emsal olmasını istiyoruz. Eğer bu konuda bize destek verirseniz çok mutlu oluruz.

Maalesef sesimizi duyurmakta zorluk çekiyoruz. Basın bizim sesimiz oluyor, bizler ise susanların sesi olmaya çalışıyoruz.

Son yasa düzenlemesi konusunda, yasanın tamamen kötü olduğunu söyleyemeyiz, bazı olumlu yönleri var. Ancak, sosyal medyada yaratılan algı, hayvanların öldürülmesinin cezasız kalacağı yönünde büyük bir yanılgıya yol açtı. Oysa ki 7332 sayılı Türk Ceza Kanunu’na göre hayvanlara işlenen suçların bir karşılığı var.

Geçtiğimiz günlerde 80 yaşındaki bir teyzemiz, bakım evine köpeklerinin alınmasına engel olmak isterken hedef gösterildi ve ardından gece yarısı çıkan bir yangında hayatını kaybetti.

Bizler hayvanseverler olarak, insan sevgisini de içinde barındıran kişileriz. Hiçbir şeye karşı gelmiyoruz; aksine, evrensel olan yaşam hakkını hatırlatıyoruz.”