ESKİŞEHİR HABER

Eskişehir Demokratik Kadın Platformu: "2024’ün ilk 8 ayında ise en az 261 kadın cinayeti gerçekleşti"

Eskişehir Demokratik Kadın Platformu: "2021’de toplam 280 kadın cinayeti işlenmişken 2022’de bu sayı 334’e, 2023’te ise 315’e çıktı. 2024’ün ilk 8 ayında ise en az 261 kadın cinayeti gerçekleşti. Ve aynı şekilde şüpheli kadın ölümleri sayısı da artarak devam etti."

Abone Ol

Eskişehir Demokratik Kadın Platformu adına konuşan Gönül Ateş şu ifadeleri kullandı;

Eskişehir’de 25 yaşında bir sağlık emekçisi, Tuğba Hemşire aracında ölü bir şekilde bulundu. Ölümüne dair henüz resmi bir açıklama yapılmadıysa da intihar süsü verilmiş kadın cinayetleri de, hayat koşullarının çaresizliğe sürüklediği kadınların yaşamına son vermesi de bu topraklarda ne yazık ki sıklıkla deneyimlediğimiz gerçekler olmuş durumda.

Çünkü bu topraklarda her gün birden fazla kadın ya erkekler tarafından öldürülüyor ya da ölümü kayıtlara şüpheli olarak geçiyor. Kadın cinayetleri haberleri gün içinde defalarca karşımıza çıkıyor ve her geçen gün de sayıları artıyor. Canice katledilen kadınlar istatistiklerde bir bir yerini alıyor.

Ne o cinayetler münferit, ne de o kadınlar istatistiklerdeki sayılardan ibaret. Bizler biliyoruz ki o sayıların ardında yatan gerçekler yok sayıldıkça sayılar artıyor, artacak. O sayıların ardında kadın cinayetlerine uygulanan cezasızlık politikaları var. O sayıların ardında kadınları her gün biraz daha kamusal alanın dışına taşımaya çalışan, kadına sadece “aile içerisinde makbul kadın” olma rolü biçen iktidar ve yönetim aklı var. AKP iktidarı ve bakanlarının sürekli tekrar ettiği “şiddete sıfır tolerans” sözlerinin ve “kadına yönelik şiddet azaldı” iddiasının gerçekliği yansıtmadığı her yeni kadın cinayetinde, kadına yönelik şiddete yapılan her ihmalde bir kere daha ortaya çıkıyor. İstanbul Sözleşmesi’nden tek adamın imzasıyla çıkılan yıl 2021’de toplam 280 kadın cinayeti işlenmişken 2022’de bu sayı 334’e, 2023’te ise 315’e çıktı. 2024’ün ilk 8 ayında ise en az 261 kadın cinayeti gerçekleşti. Ve aynı şekilde şüpheli kadın ölümleri sayısı da artarak devam etti.

Bu aklın 22 yıllık karnesinde kadınlara reva gördüğü emeği ucuzlaştırma, güvencesizleştirme, yoksullaştırma, kamusal hizmete erişimin önünü kesme, bakım yükünü kadınların sırtına yükleme, kadınları ve çocukları şiddetten koruyan yasalara saldırma, şiddeti önleme mekanizmalarını etkin çalıştırmama… İşte bu karne bugün biz kadınlar için her gün biraz daha zorlaşan yaşam mücadelesinin bizzat sorumlusudur. Bugün başta sağlık emekçileri olmak üzere ama her sektörden çalışan için çalışma koşulları kölelik koşullarına dönüşmüş durumda. Angarya, mobbing, düşük ücretler, kuralsız ve esnek çalışma, şiddet çalışma hayatında sıradanlaşmış durumda. Krizin faturasının emekçilerin sırtına yıkılması da yine en çok kadınları cendereye alıyor, yoksulun yoksulu haline getiriyor.

Gelinen noktada 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun, etkin uygulanmıyor; hatta kanun doğrudan cemaat ve tarikatlar tarafından hedef alınıyor, iktidarın bir pazarlık malzemesine dönüştürülüyor. Bu koşullarda ne kadınlar ne de kız çocukları güvende değil. Diyarbakır’da gittiği kuran kursundan çıktığında kaybolan Narin Güran’a hala ulaşılamıyor. Kaçırılması şüphesi güçlü, ancak günlerdir Narin’den hiçbir haber yok. Buradan bir kere daha soruyoruz Narin Güran nerede? Çocuğu koruma bahanesiyle haberlerine dahi erişim yasağı getirilen Narin’i kaybolunca değil, öncesinde korumalıydınız. Narin’in kaybı bize kız çocuklarının ne kadar güvensiz bir zemine terk edildiğini bir kere daha gösteriyor. 2016 ile 2018 yılları arasında en az 104 bin çocuğun kayıp olduğu tespit edildi ve sonrasında bu verilerin paylaşılması durduruldu. Bu da bizi çocuk kayıplarının sistematik bir şekilde izlenmediği ve ihmal edildiği gerçeğiyle karşı karşıya bırakıyor. 6 Şubat depremleri sonrası binlerce çocuğun tarikatlarca kaçırıldığı iddiasını hepimiz hatırlıyoruz. Bu çocuklarla ilgili de hiçbir açıklama yapılmadı.

Cebinde koruma kararıyla bu şehrin sokaklarında katledilen Ayşe Tuba Aslan’ı korumayanlar, Gülistan Doku’yu yıllardır bulmayanlar, Rabia Naz’ın şüpheli ölümünü açığa çıkarmayanlar; Narin’in, Tuğba Hemşirenin hesabını soracağımızı, bu davaların takipçisi olacağımızı bilsin! Kadınlar ve çocuklar için cehenneme döndürdüğünüz, nefes alacak alan bırakmadığınız bu düzeninizi mücadelemiz ve dayanışmamız ile yıkacağız! Gerçek eşitliğin ve özgürlüğün dünyasını kuracağız!