920 binin üzerinde bir nüfus, 420 bin nüfusa sahip bir ilçe ve büyük bölümü yoksulluk sınırının altında yaşayan, sosyal yaşamı sınırlı bir insan kitlesi...
Bugünün şartlarında para verip konsere gitmeye gücü yetmeyen, eğlence yerlerinden uzak yaşamaya çalışan insanlarımız için sosyal belediyecilik anlayışıyla çeşitli sosyal aktiviteler düzenlemeye çalışan belediyelerimiz, kitlelerin gösterdiği ilgi nedeniyle adeta linç girişimine maruz kalmaktadır.
Başta kadınlar olmak üzere insanları evine kapatıp, adeta ücretli köle olmalarını isteyen bir anlayış, bu etkinliklere tahammül edememekte, fırsat buldukça başta festivaller olmak üzere konserleri yasaklamakta ve insanların anayasal haklarını kullanmalarının önüne geçmektedir.
Yapılan engellemeler en son Odunpazarı’nda yılbaşı etkinliği için kurulan stantlara yapılan saldırı ve “Burası şeriat ülkesi, bu heykelleri yok edeceğiz” söylemini içeren ifadelerle kendini göstermiştir. Bu saldırı çok ciddi bir şekilde analiz edilmeli ve tüm boyutlarıyla neden-sonuç ilişkisiyle ortaya konmalıdır. Genel hatlarıyla yaşam, alışveriş ve eğlence hakkına yönelik bu saldırı, basit bir meczup saldırısından çok ötedir.
Saldırı sonrası oluşturulmaya çalışılan algı, belli bir örgütlenmeye işaret etmektedir. Saldırıyla birlikte toplumsal birliğimizi bozmaya yönelik olarak E.D. isimli şahsın Alevilere yönelik aşağılık paylaşımı, saldırganla birlikte verdiği pozu paylaşması ve cüretkâr söylemleri, olayın perde arkasını ve bir yapılanmayı ortaya koymaktadır. Uzun süredir E.D. isimli şahsın bu tarz suç içeren paylaşımlarının neden görmezden gelindiği sorgulanmalıdır. Bu görmezden gelme anlayışının altında ne olduğu incelenmelidir.
Laiklere, demokratlara, ilericilere ve onların yaşam biçimine yönelik; mezhep ayrılığını körüklemek ve toplumsal barışı bozmak amacıyla yapılan paylaşımların derinliğine inilmeli, bu karanlık örgütlenmeler açığa çıkarılmalıdır. Barışa, dostluğa ve kardeşlik hukukuna dayalı yaşamı kendine rehber edinmiş masum insanların yaşam güvenliğine yönelik saldırılara karşı duyarlılık gösterilmeli, aksi takdirde onarılması mümkün olmayan derin izler bırakacak yeni gelişmeler çok daha üzücü sonuçlar doğurabilir.
Uyanık olmazsak karanlığa gömülebiliriz. Karanlık güçlere karşı verilecek mücadele, aydınlık bir geleceğin teminatı olacaktır. Barışın, dostluğun ve kardeşliğin hâkim olduğu bir 2025 yılı dileğiyle, yeni yılınızı kutluyorum.