Eskişehir’de konuşan Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu şu ifadeleri kullandı;
“İstikbale yeniden “Bismillah” dediğimiz bir memleket yolculuğunun Eskişehir durağında, Eskişehir İl Kongresi'ne hoş geldiniz, şeref verdiniz.
Yerelden genele tüm partiler, sorunların çözülmesi, daha iyi bir ülkenin inşa edilmesi ve daha güçlü bir memleket kurulması amacıyla var olmaktadır. Bunun için harekete geçilir, yola çıkılır, gayret gösterilir. Hepimiz biliyoruz ki partiler, "Daha iyi bir ülke mümkündür." anlayışıyla kurulmaktadır.
Siyasi tecrübelerimiz köklüdür. Demokrasi kültürümüz çok eskidir. Bu millet, 1832'de kurulan vilayet meclislerinden bu yana sandıkla tanışmıştır. Çok partili hayata geçtiğimiz günden bugüne kadar pek çok siyasi hareketi görmüş, nice partilere tanıklık etmiştir.
Siyaset sahnesi, kudretli devlet adamlarını, güçlü siyasi parti liderlerini, etkileyici parti programlarını ve seçim meydanlarında verilen büyük vaatleri görmüştür. Her parti, milletin huzuruna çıkıp, "Aziz milletimiz, sizin için güçlü ve zengin bir ülke hayal ediyoruz. Sorunlarınızı çözeceğiz, dertlerinize derman olacağız." demiştir.
"Evlatlarınızın umutlarını yeşerteceğiz. Üretim sürecinde yaşadığınız tüm sıkıntıları gidereceğiz. Alım gücünüzü artıracağız. Eğitime ve sağlığa yeni vizyonlar kazandıracağız. Tarım ve hayvancılığa destek vereceğiz. Sanayicinin yanında duracağız. Sizlere erişilebilir finans imkanları sunacağız. Çocuklarınıza hayal kurabilecekleri bir gelecek inşa edeceğiz."
Tüm partilerin siyasi çerçevesi, üç aşağı beş yukarı bu eksendedir. Bugüne kadar nice siyasetçiler bu kürsüye çıkmış, benzer vaatlerde bulunmuştur. Milletimiz, her yeni siyasi harekete, “Acaba başarabilir mi?” diye bakmış, daha iyisini arayarak destek vermiştir.
Bugün, 2025 yılında biz de bu siyasi geleneğin bir parçasıyız. Her parti gibi bir parti olarak kurulduk. Parti programımızda, bizden önce kurulan partilerin hedefleriyle benzer unsurlar var. AK Parti'nin, CHP'nin, MHP'nin programlarında yer alan birçok madde bizde de mevcut.
Adnan Menderes'in hedefleri, Süleyman Demirel'in vizyonu, Turgut Özal'ın hayalleri, 90'lı yıllarda konuşulan istikrar ve zenginlik hedefleri, enflasyonsuz, faizsiz, işsizliğin olmadığı bir ülke hayali… Hepsi bizde de var.
Her partiden bir parça taşıyan bir parti olarak buradayız. Daha önce de ifade edildiği gibi, Türkiye’de şu anda 176 parti var. Bazen bu kadar çok parti kurulması eleştiriliyor. Ancak unutulmamalıdır ki partiler, memleketin daha iyi yönetilmesi gerektiğini düşünen insanlar tarafından kurulmaktadır.
Tayyip Erdoğan parti kurduğunda da ülkede birçok parti vardı. O dönem ona da, "Bu kadar parti varken neden yeni bir parti kuruyorsun?" diye sorulmuştu. Bugün de her yeni partiye aynı soru yöneltilmektedir.
Burada esas mesele, “Daha iyi bir yönetim mümkündür.” inancıdır. Eğer bir millet, sorunları varken, daha iyisini hedefleyerek parti kurmaktan vazgeçerse işte o zaman gerçek bir tehlike baş gösterir. Bugün, iktidarın tüm gücüne, imkanlarına ve kredisine rağmen, vaat ettiği Türkiye'yi inşa edemediğini gören insanlar, daha iyisini aramaktadır.
Bu arayış, milletin ufkuna yönelen, siyaset sahnesine yeni bir soluk getiren kadroların varlığını göstermektedir. Allah’a hamdolsun ki hâlâ daha iyisi için mücadele edenler var.
Biz hep durduğumuz yerde duruyorduk. Aslında biz hep zengin ve güçlü bir ülke hayali kuruyorduk. Adaletin gölgesinde, en zayıfların en güçlülerden haklarını rahatlıkla alabilecekleri bir devlet istiyorduk.
Ölümden başka büyük bir derdin olmadığı, milletin kaderine dert diye bir şeyin düşmediği bir vatan hayal ediyorduk. Zengin, güçlü, müreffeh bir ülke...
Zekât verilecek insanın bulunamayacağı, bolluk ve bereket içinde yaşayan bir memleket... Hak edenin hakkını alabildiği, hak etmeyenden de hesabın sorulabildiği adil bir düzen...
İlmin, bilimin ve aklın memleketin ışığı olduğu bir ülke... Dünyanın en saygın üniversitelerinin, dünya ile rekabet edebildiği bir eğitim sistemi...
Türk biliminin, Türk üretiminin, dünyada bize itibar kazandıracak seviyeye ulaştığı bir sanayi...
Harman vaktinde ne kazanacağını önceden öngörebilen, hayatına sağlam bir kariyer planıyla başlayabilen, eğitim vizyonuna sahip nesiller yetiştiren bir ülke...
İçilebilir suyu, sağlıklı gıdası, çalışanının hakkı, çocuklarının hayalleri için gerekli tüm düzenlemeleri yapabilen ve bunları hakkıyla yönetebilen bir devlet hayali kurduk. 33 yıldır… Bizden önce de bu hayalleri kurduk. Memleket için kurduğumuz hayaller, imkânsız değildi. Bu ülke, yalnızca güzel sözlerle hayallerin kurulacağı bir yer olmamalıydı. Hayallerimizin hepsi gerçekleşebilirdi. Hepsi mümkün olabilirdi. Çünkü biz büyük bir milletiz. 1000 yıldır bu topraklardayız. Bu toprakların altında yatanlar kadar üstünde, üstünde yaşayanlar kadar altında kıymetli bir medeniyete sahibiz. Anadolu'dayız. Bin yıldır buradayız. İşlerimizi düzgün yaptığımızda neler kazandığımızı, hatalara düştüğümüzde ise neler kaybettiğimizi bilecek kadar uzun bir geçmişe sahibiz. Çok badireler atlattık. Bu topraklarda nice devletler kurduk. Ama her devletimizi, bugün yaptığımız hatalar gibi hatalar yaparak yıktık. Daha önce övündüğümüz bütün devletleri, aynı yanlışlara düştüğümüz için kaybettik. Nasıl inşa ettiğimizi biliyoruz. Ancak nasıl kaybettiğimizin muhasebesini yapmakta, hatalarımızı telafi etmekte gecikmenin bedelini ağır ödüyoruz.”