Mehmet Ektaş, "Boşanmaların ana sebebi ekonomik olarak yaşam şartlarının zorlanmasıdır. Aile bireyleri bu durumdan direkt olarak olumsuz etkileniyor. Çıkan tartışmalar ve olumsuzluklar doğru yönetilemiyor. Geçmiş yıllarda anne ve baba baskısı ile evliliğini sürdüren çiftler zamanla çeşitli sebeplerle bu baskıdan kurtuluyorlar. Kadınların eskiye oranla daha çok boşanmayı tercih etmesi de boşanma oranlarını artırıyor. Kadınlar eskiden birçok sıkıntıyı sineye çekerek katlanmak zorunda kalıyordu. Bu durum zamanla azaldı. Öncelikli etki ise ekonomik sorunların artması" dedi.

NAFAKA KANUNUNDA DÜZELTİLMESİ GEREKEN KONULAR VAR
Nafaka kanununun adil olduğunu ancak uygulamada sorunlar yaşandığını belirten Ektaş, "Nafaka kanunu adil ancak uygulamasında problemler var. Mahkemelerin uygularken çiftin yaşını, evlilik süresi gibi konuları göz önünde bulundurması lazım. Nafaka iki tarafa olumsuz sonuçlar oluşturabiliyor. Çok kısa süren bir evliliğin ardından hayatın geri kalan kısmında nafaka ödetmek adil değil. 40-50 bin TL geliri olan birisinin 2500 TL, 3000 TL ödemesi de adil değil. Düzeltilmesi gereken konular var" ifadelerini kullandı.

ZAMAN ZAMAN ADALETSİZ DURUMLARLA KARŞILAŞABİLİYORUZ
Nafakanın belli süre ile sınırlandırılmasının da adil olmadığını vurgulayan Ektaş, "Örnek vermek gerekirse 30 yıl sürmüş bir evlilik olsun. 30 yıl boyunca çalıştırılmamış bir insanın iş hayatına katılması kolay değildir. 3-5 yıl nafaka ödenmesi adaletsiz olur. Evlilik süresi kadar nafaka ödenmeli görüşüne de katılmıyorum. Nafaka her boşanma olayı için ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Eşlerin durumu, boşanma gerekçeleri, eşlerin maddi durumları, yaş durumları, iş hayatına katılıp katılamama durumu gibi unsurlara dikkat edilmeli. Her olay kendi özünde değerlendirilmeli. Hakimler kendi inisiyatifleri ile karar vermeli. Yargıtay bu konuda çok müdahil olmamalı. Çünkü biz avukatlar olarak bu tip davalarda zaman zaman çok adaletsiz durumlarla karşılaşabiliyoruz" dedi.
Avukat Mehmet Ektaş, boşanma sebepleri ve nafaka kanununun uygulamalarındaki sorunlara dikkat çekerek, adaletin sağlanması için daha çözüm odaklı, yapıcı ve öznel değerlendirmelerin yapılması gerektiğini ifade etti.