ESKİŞEHİR HABER

Eskişehir-Bilecik Tabip Odası: "Her fırsatta yüksek sesle bu gidişe son verin diyerek haykırıyoruz!"

Eskişehir'de sağlık örgütleri, sağlık sistemindeki sorunları ve taleplerini dile getiren bir ortak basın açıklaması yaptı. “Sağlıkta adalet istiyoruz!”

Abone Ol

Eskişehir-Bilecik Tabip Odası, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Eskişehir Şubesi, Bilecik Aile Hekimleri Derneği, Birlik-Dayanışma Sendikası Eskişehir Temsilciliği, Genel Sağlık İş Sendikası Eskişehir ve Bilecik Temsilcilikleri, Hekim-Birliği Sendikası Eskişehir Şubesi ortak basın açıklaması yaptı.

Eskişehir-Bilecik Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Nazan Aksaray şu ifadeleri kullandı;

“Sizleri Eskişehir-Bilecik Tabip Odası, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Eskişehir Şubesi, Bilecik Aile Hekimleri Derneği, Birlik-Dayanışma Sendikası Eskişehir Temsilciliği, Genel Sağlık İş Sendikası Eskişehir ve Bilecik Temsilcilikleri ve Hekim-Birliği Sendikası Eskişehir Şubesi adına selamlıyoruz.

Bizler, emek ve meslek örgütlerimizin çağrısıyla, sağlık sisteminde yaşanan çöküşü protesto etmek, sesimizi hep birlikte yükseltmek, taleplerimizi haykırmak için bugün ülkemizin dört bir yanında bir araya gelen sağlık çalışanlarıyız.

Her gün yüzbinlerce kişiyi sağlığına kavuşturmak, hastalanmalarını önlemek için çalışırken; şiddet, mobbing, performans dayatması, güvencesiz gelir, liyakatsiz yöneticiler, sağlıkta çeteleşme gibi saymakla bitmeyecek sorunlarla boğuşuyoruz.

Tüm bu sorunların çözümü için görev alması gereken kamu otoritesini ise yanımızda değil her seferinde karşımızda buluyoruz.

Sağlık Bakanlığı, toplumun ve sağlık çalışanlarının sorunlarına çözüm üretmek için bizlerin görüş ve önerilerini dikkate almak yerine; otoriter yönetimi yerleşik hale getirerek bizleri yok saymaya, itirazlarımızı sindirmeye çalışıyor.

Bizler buna asla izin vermeyeceğiz!

Hepinizin bildiği gibi, aile hekimleri ve aile sağlığı merkezlerinde çalışan hemşire ve ebeler olarak, değersizleştirmenin, onur kırıcılığının gelebileceği son nokta olan aile hekimliği yönetmeliğinin geri çekilmesi için Kasım ayında 3 gün, Aralık ayında 5 gün süreyle iş bırakmıştık. Pazartesi gününden bu yana 5 gün süre ile yine iş bırakıyoruz ve mücadelemizi sonuna dek kararlılıkla sürdüreceğiz.

Bugün ise ülkemizin dört bir yanında tüm sağlık kurumlarında sağlık alanında bize ve halkımıza yaşatılan tüm kötülükler için itirazlarımızı dile getirmek için buluştuk.

Uzun yıllardır, çalışma şartlarımızın bilinçli ve programlı olarak kötüleştirilmesi meslek onurumuzu, toplum sağlığını ve hepimizin geleceğini tehdit eder boyutlara ulaşmıştır. Her fırsatta yüksek sesle bu gidişe son verin diyerek, adeta haykırıyoruz!

Sağlık Bakanı’na buradan bir kez daha sesleniyoruz!

Halkın sağlığını korumak ve geliştirmek istiyor musunuz? Sağlık çalışanlarının sorunlarını çözmek istiyor musunuz?

Bu çığlık tüm basamaklarda sağlık hizmeti üreten, yüzbinlerce hastayı sağlığına kavuşturmak ve hasta olmalarını engellemek için çalışan hekimlerin, sağlık çalışanlarının sesidir. Bunu duymak zorundasınız!

Sayın Bakan,  dünyanın sağlık sistemimize gıpta ettiğini söylüyorsunuz. Biz hiç aynı kanıda değiliz. Sağlık sistemimiz sayenizde bozuktur ve giderek daha da bozulmaktadır. Yapılan tetkik sayısının ve başvuru sayısının fazla olmasıyla övünüyorsunuz. Bu toplumun daha çok hasta olduğunun göstergesidir. Bir bakan bununla asla övünmemeli, nerede hata yapıyoruz,  insanlarımız neden daha çok hastalanıyor, neden onları hastalıklardan koruyamıyoruz diye sormalıdır.

Bu noktada isteklerimizi bir kez daha dile getiriyoruz!

Tüm kurumların bilimsel, çağdaş, demokratik, şeffaf ve katılımcı bir anlayışla yönetilmesini istiyoruz. Bunun için hangi seviyede olursa olsun yöneticilerin liyakat sahibi olmasını istiyoruz. Baskıyı, mobbingi, her ne şekilde olursa olsun tehditi reddediyoruz! Haksız, hukuksuz geçici görevlendirmeleri, yer değişikliklerini kabul etmiyoruz.

Genç meslektaşlarımızın etik değerleri temel alan, nitelikli bir eğitim alabilmeleri için çağdaş, özerk, gerçek anlamda bilimsel bir üniversite ortamı istiyoruz. Alt yapısı olmadan, piyasaya ucuz iş gücü için açılan dört duvardan ibaret tıp fakültelerine son verilmesini istiyoruz. Akademik kadroların ve ünvanların sadece hak edenlere verilmesini istiyoruz.

Halkımızın, eşit, nitelikli, erişilebilir ve kamusal sağlık hizmeti almasını istiyoruz.

Toplumun hasta olmamasını, birinci basamak başta olmak üzere, koruyucu sağlık hizmetinin öncelikli olmasını istiyoruz. Temel görevi koruyucu sağlık olan güçlü bir birinci basamak hizmeti istiyoruz.

Hasta olanlara, hangi kurumda olursak olalım çağdaş, bilimsel, nitelikli sağlık hizmeti vermek istiyoruz. Hastalarımıza, 3-5 dakika gibi kabul edilemez, adeta bizlerle ve hastalarımızla alay ettiğiniz sürelerde değil, mesleğimizin gereklerine göre zaman ayırmak istiyoruz. Gereksiz tetkik istemek, ilaç yazmak istemiyoruz.

Sağlıkta şiddeti artıracak düzenlemeler değil, şiddetin önlenmesini sağlayacak etkin ve caydırıcı tedbirleri almanızı, etkili şiddet yasasını çıkartmanızı ve sağlık çalışanlarının can güvenliği sağlamanızı istiyoruz.

Güvenceli ve kadrolu çalışmak istiyoruz. Performans, teşvik, hak ediş gibi ödeme yolları değil, hak ettiğimiz, emekliliğe yansıyacak ve tek kalemde maaş istiyoruz. Bizleri adeta açlığa mahkum eden sözde maaş artışlarınızı kabul etmemiz mümkün değildir. Acilen emeğimize yakışır ek zam artışı istiyoruz.

Özel sektörde görev yapan hekimlerin, sağlık çalışanlarının geleceklerinin patronların iki dudakları arasında değil, güvence altında olmasını istiyoruz. Sağlık hizmetlerinin, bizlerin emeklerinin, patronların insafına terk edilmesini kabul etmiyoruz.

Kapatılan devlet hastanelerimizin açılmasını ve vergilerimizin şirketlere oluk oluk aktarıldığı şehir hastanelerinin sözleşmelerinin sonlandırılmasını istiyoruz.

Bu hafta vergide adalet eylemlerimizin 44. haftası. Gelirde ve vergide adalet istiyoruz. Kamu emekçilerinin vergi diliminin  %15’te sabitlenmesini istiyoruz.

Eğer bunları gerçekleştiremeyecekseniz istifa etmenizi istiyoruz!

Son sözümüz her zaman olduğu gibi, sevgili halkımıza olsun.

Sizler her şeyi tüm açıklığıyla görüyorsunuz, yaşıyorsunuz. Randevu bulunmuyor, hastanelerde yatak yok, ilaç bulunmuyor, bulunursa ilaçlar için büyük katkı payları isteniyor. Şehir hastanelerine ulaşmak çok zor, adeta imkansız. Ulaşılsa da bu kez içinde sağlık hizmetine ulaşmak neredeyse mümkün değil.  

Bizler bu eylemlerle meslek onurumuza sahip çıkarken sağlıkta çeteleşmeye imkan vermeyecek toplumcu bir sağlık sistemini ve halkımızın sağlık hakkını savunuyoruz ve sizlerin bugün de olduğu gibi, tüm eylemlerimizde yanımızda olduğunu biliyoruz. Sizlere bir kez daha teşekkür ediyoruz. Sağlıklı bir toplum için bu kötü sisteme hep birlikte dur diyeceğiz ve iyi çalışan bir sağlık sistemini birlikte inşa edeceğiz. 

Açıklamamıza destek veren siyasi parti ve demokratik kitle örgütü yöneticilerine ve temsilcilerine ayrıca teşekkür ederiz."