Eskişehir Hamamyolu Yediler Park’ta yapılan basın açıklaması öncesinde kısa bir konuşma gerçekleştiren CHP Eskişehir Milletvekili İbrahim Arslan şu ifadeleri kullandı;
“Her şey “Ekonominin kitabını ben yazdım” cümleleriyle başladı. Ardından, “Gözlerimdeki ışıltıyı görüyor musunuz?” diyerek konuşanların, milyonlarca insanımızın gözlerindeki ışıltıyı söndürdüğü gerçeğini görmezden gelmesi ortadadır. Bugün gelinen noktada ise her şey daha fazla yoksulluk, daha fazla işsizlik, daha fazla yolsuzluk ve daha fazla yasaklardan ibarettir.
Her geçen yıl, bir önceki yılı aratan bütçelerle karşı karşıyayız. 2025 yılı merkezi idare bütçesini de önümüzdeki günlerde Meclis’te görüşmeye başlayacağız. Sadece bir rakamı paylaşmak istiyorum.
2024 yılında sadece faize ayrılan ve gerçekleşen rakam tam 1 trilyon 300 milyar lira. Bu da bugünkü kurla yaklaşık 38 milyar dolar demek. Peki, 2025 yılı bütçesinde faize ayrılan pay ne kadar? Tam 57 milyar dolar. Yani 2024 yılı bütçesinin neredeyse iki katı bir tutarı sadece faize ayırdılar.
Emeklilere, emekçilere, işsizlikle mücadeleye; atanmayan gençlerimizin hayallerini çalan bu iktidar, bütçe kaynaklarını halka ayırmak yerine faize, ranta ve çetelere ayırmaktadır.
Sevgili dostlar, buradan tüm yurttaşlarımıza ve hemşehrilerimize duyurmak istediğimiz bir gerçeği paylaşmak istiyorum: Bugün ülkemizde yaklaşık 16 milyon emeklimiz var ve ortalama aldıkları maaş 13.500 lira. Bu da demektir ki 16 milyon emeklimiz açlık sınırının altında bir gelirle yaşamını sürdürmek zorunda kalıyor.
Yine Çalışma Bakanlığı’nın verilerine göre, Türkiye’de kayıtlı yaklaşık 32 milyon istihdam edilen kişi var. Bunun %65’i asgari ücretle çalışıyor. Bu da demek oluyor ki yaklaşık 21 milyon kişi, asgari ücretle geçinmek zorunda ve bu gelir açlık sınırının altında.
Buna yaklaşık 6 milyon kamu çalışanını, geniş işsizlik tanımıyla birlikte yaklaşık 11 milyon işsizimizi, tarımda, hayvancılıkta yaşamını sürdüren insanlarımızı ve esnafımızı eklediğimizde, kadınlarımız ve çocuklarımızla birlikte toplamda yaklaşık 75 milyon insanımız yoksulluk ve açlık sınırının altında yaşam mücadelesi veriyor.
Son bir veri paylaşmak istiyorum. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın kendi verileridir. Bugün ülkemizde tam 5 milyon hane, sosyal yardımlarla yaşamını sürdürebilmektedir. Türkiye’de ortalama hane büyüklüğünün 4 kişi olduğunu düşünürsek, bu da 20 milyon yurttaşımızın, merkezi veya yerel idarelerden aldıkları yardımlarla hayatlarını sürdürmek zorunda kaldığını gösteriyor.
Sevgili dostlar, söylenecek çok şey var. Ama bizlere düşen görev ve sorumluluklar var. Bu iktidar, insanları bir yandan ekonomik soykırıma tabi tutarken, diğer yandan anayasayı ve hukuk devletini ayaklar altına alarak baskılara, tutuklamalara, gözaltılara ve sürgünlere hızla devam etmektedir.
Bizlere düşen, bu haksız ve kötü politikalara karşı örgütlü bir şekilde mücadele etmektir.
2018 yılında bir rejim değişikliği gerçekleştirildi. Bu rejimle birlikte, “Artık hükümetin güvenoyu almasına gerek yok, biz güvenoyunu halktan alıyoruz” dediler. Ancak, 31 Mart yerel seçim sonuçları, halkın bu iktidara güvenoyu vermediğini açıkça ortaya koydu.
Cumhuriyet Halk Partisi olarak, hükümeti istifaya ve derhal erken seçim yapmaya davet ediyoruz. Ayrıca, açıklanması beklenen asgari ücretin en az 30 bin lira, en düşük emekli maaşının ise asgari ücret düzeyinde olması ve diğer ücretlerin buna göre düzenlenmesi gerektiğini savunuyoruz.”