CHP Eskişehir Kadın Kolları Başkanı Sibel Yeşildal şu açıklamaları yaptı;

Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasında gerçekleşen görüşme sonrası Gölge Bakanlarımız, Bakanlarla görüşmeye başladı. Aile ve Sosyal Hizmetlerden Sorumlu Gölge Bakan olarak kadın kolları genel başkanımız Aylin Nazlı Aka da Bakanlığın faaliyet alanlarına yönelik sorun ve çözüm önerilerimizi iletmek üzere Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Sayın Mahinur Özdemir Göktaş ile bir görüşme gerçekleştirdi.

Pek çok başlığın yer aldığı görüşmede umudumuzu büyüten en önemli haber; soyadı düzenlemesinin 9. Yargı Paketi’nden çıkarılacağı bilgisi oldu. Bu sabah aldığımız bilgiye göre, soyadı dayatmasına ilişkin Bakanlık bünyesinde yeniden bir değerlendirme yapılacak.

Partimizin Meclis Grubu, özellikle de Adalet ve Kadın, Erkek Fırsat Eşitliği komisyonu üyesi olan milletvekillerimiz, Türkiye kadın hareketi, eşitlikçi erkekler ve benzer görüşü paylaşan diğer siyasi partiler bu süreçte net tavır aldı, itirazlarını dile getirdi. Kadın örgütleri basın açıklamaları yaparak Anayasa Mahkemesi Kararı’na uyulması çağrısı yaptı. Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel grup konuşmasında ve kamuoyuna yaptığı açıklamalarda “hangi soyadını kullanacağına sadece kadınlar karar verir” dedi. Grup Başkanvekillerimiz ve Milletvekillerimiz sabaha kadar süren komisyon toplantılarında soyadı dayatmasına hayır dediler.

Bilindiği üzere Evlenen kadının kocasının soyadını alacağını öngören Türk medeni kanunun 187. hükmü, 22 Şubat 2023 tarihinde Anayasa Mahkemesince, Anayasanın 10. Maddesine aykırı bularak iptal edilmiştir. 28 Nisan 2023’te Resmi Gazete’de yayımlanan iptal kararı, 9 ay sonra yürürlüğe girmiştir. Kadının evlilik ve boşanma sonrası soy adına ilişkin düzenlemelerin çağ dışı kaldığı günümüzde uluslararası hukuk sistemlerinde, aile soyadını birlikte seçme hakkı, eşlere birlikte tanınırken, ülkemizde kadın, babanın soyadından kocanın soyadına geçmek zorunda bırakılmak istenmektedir.

Soyadı tartışmaları gölgesinde kalan, esas konuşulması gereken konunun kadına karşı şiddet ve kadın cinayetlerinin olması gereken ülkemizde, Haziran ayında  Eskişehir’de basına yansıyan kadın cinayetleri gerçekleşti.

İstanbul Sözleşmesi Kendi alanında altın standart niteliğinde olan bir sözleşme olup kadınların can simididir. İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz ve Sözleşme’nin yeniden yürürlüğe konulması taleplerimizi buradan da tekrar ifade ediyoruz.

Türkiye kadın hareketinin ve bizlerin çokça altını çizdiği gibi; şeffaf ve hesap verilebilirliğe dayalı bir veri akışı bulunmamaktadır ancak Kadın cinayetleri her geçen gün daha da artmaktadır, kadın cinayetlerinin azaldığı tek yıl İstanbul Sözleşmesi’ne imzanın atıldığı 2011 yılı olduğu verilerle ortadadır.

 Kadın cinayetleri sayısındaki bu artışı durdurmak için gerek 6284 sayılı Kanunu gerekse İstanbul Sözleşmesini uygulamak yerine, kadının soyadı üzerinden gündem yaratılmaya çalışılması kabul edilemez.

Önemle belirtmek istiyoruz ki birlikte güçlüyüz! Kazanılmış haklarımızdan vazgeçmediğimizi ve vazgeçmeyeceğimizi vurguluyoruz. Bizler kadın örgütleri, kadın hareketi, kadınlar ve eşitlikçi erkeklerle birlikte hep birlikte omuz omuza mücadeleye devam ediyoruz, kadına karşı şiddetin tamamen son bulduğu ana kadar mücadelemiz sürecektir. Birlikteyiz, güçlüyüz!