Cumhuriyet Halk Partisi olarak tüm vicdan sahibi insanlarla ve hayvanseverlerle birlikte katliam yasasına karşıyız. Konu sadece politik ve hukuki değildir. Asıl olarak vicdan ve merhametle ilgilidir. İktidar artık yönetim zafiyetleri yanında vicdanını da kaybettiğini bu yasa ile göstermektedir.
Yine sokak hayvanları ilgili yasa için veteriner hekimlerin ve sosyologların bilimsel araştırmalarının, konunun sosyolojik, kültürel ve hatta ekonomik boyutlarının irdelenmesi gerektiği açıktır. Ne bu mecralarda ne de vicdanen konu irdelenmeksizin bu yasa tasarısı toplumun karşısına çıkarılmıştır. Sunulan yasa tasarısının sorunu çözmeyeceği gibi tarihimize kara bir leke olarak geçecek uygulamaları beraberinde getirdiği de açıktır.
Burada bugün için yapılması gereken yasa tasarısının geri çekilmesi ve bilimsel, toplumsal, sosyolojik ve diğer bütün boyutlarıyla irdelenmiş bir önerinin topluma sunulmasıdır. Bu anlamda günlerdir tepkimizi dile getiriyoruz. Sadece politik duruşumuz değil vicdan sahibi insanlar olmanın getirdiği sorumluluk da bizleri buna mecbur etmektedir.
İktidara bir kez daha sesleniyoruz. Vicdana, merhamete davet ediyoruz. Yasayı geri çekin. Toplumun vicdanını karşınıza almayın. Can Dostlarımıza dokunmayın.
Üç gün önce hayvanseverlerle ve vicdan sahibi hemşerilerimizle yaptığımız basın açıklaması sırasında bu uyarılarımızı yineledik. Sayın Genel Başkanımız Özgür Özel’in grup toplantısında sarfettiği tarihi bir direnişe hazır olun sözünü vurguladık. Onların tabiriyle iki ağaç kesildi diye başlayan mücadele kararlılığımızı yine göstereceğimizi ifade ettik.
Siyaset sokakta yapılır. Sokak demek halk demektir. Sokak demek demokrasi demektir. Sokak demek ezilen, sefalete mahkûm edilen emekçilerin, emeklilerin haykırışı, iktidara ses duyurma çabası demektir. Sokak demek barış demektir. Sokakta siyaset yapmak hem siyasetin ta kendisidir hem de anayasal bir haktır.
Ama Cumhur İttifakı mensupları sokağın s’si dahi ağzımızdan çıktığı zaman tedirgin oluyorlar. MHP İl Başkanı İsmail Candemir bir açıklama yapmış. 15 Temmuzu hatırlatmış bana. Sokakta siyaset yapmakla 15 Temmuz arasında açıklamadığı bir bağlantı kurmuş kendince.
15 Temmuz’un sokakla bir alakası olmadığı gibi, 15 Temmuz hain darbe girişimi yurtsever Atatürkçü askerler ve sokağın mücadelesiyle engellenmiştir. Açıklamadan ben şunu anlıyorum. MHP siyasi tarihi mevcut yöneticilerine göre, AKP ile ittifakla başlatılmaktadır. O yüzden öncesine dair MHP Genel Başkanı Sn. Devlet
Devlet Bahçeli’nin bazı sözlerini mevkidaşıma hatırlatmak isteriz.
18 Haziran 2013’te Sayın Bahçeli kızgınlıkla şunları söylemiştir:
“Yıllardır ezilen, özel hayatı tarumar edilen kim varsa Başbakan’a göre provokatördür…Gençlere TOMA'larla, şiddet araçlarıyla karşı konulması utançtır.”
“Gençlerin kurduğu çadırlara şafak vakti saldıran sen mi demokratsın”
Sayın Devlet Bahçeli, 9 Kasım 2013’te Ankara Tandoğan meydanında on binlerce kişiye sesleniyor yine:
“Başbakan Gezi Parkı’nın acısını çıkarmak için her şeyi yapmaktadır. Tencere-tava çalanlardan hıncını almak, demokratik tepkileri sindirmek için her suçlamadan fayda beklemektedir. Başbakan’ın gözünü hırs bürümüştür.
Erdoğan ölçüyü kaçırmış, otokontrolü kaybetmiştir. Ancak Türk gençliği AKP’nin ipini çekecek, sandığı kafasına geçirecektir. Türk gençliği iktidarı geldiği gibi gönderecektir.”
Sayın mevkidaşıma 15 Temmuz’u her hali ve asıl olarak sebepleriyle unutmadığımızı ifade ederek ve bunları yani genel başkanının sözlerini de hatırlatarak sormak isterim.
- Sokağın sesi demokratik tepki iken ne zaman kalkışmaya dönüşmüştür?
- Cumhur İttifakı sokaktan ne zaman bu kadar kopmuştur ki sokak kelimesine dahi tahammül edemez hale gelmiştir?
Tekrar ifade ediyorum. Sokak demokrasinin ta kendisidir. Sırtını saraya değil halka dayayan herkes sokağın sesine kulak verir. Sokağın sesi çoğu zaman vicdanın sesidir. Katliam yasasıyla ilgili bu sesi yok sayanlar ve yandaş medya tarafından günlerdir sistemli şekilde sosyal medyada linç edilmeye çalışılıyorum. Hakkımda halkı kanunlara karşı direnmeye tahrik suçundan soruşturma başlatılmıştır. Perşembe günü saat 14.00 de Eskişehir adliyesinde savcılığa ifade vereceğim. Ne linç kampanyaları ne de asılsız suçlamalar mücadele azmimizi zerre kadar etkilemeyecektir. Bizler sokağın sesine adanmışlar olarak sonuna kadar mücadele edeceğiz. Bugün katliam yasasına karşı, bugün çetelerin doğayı yok eden maden aramalarına karşı, bugün sefalete mahkûm edilen emeklilerle, emekçilerle birlikte. Yarın ezilenlerle, aydınlığa yürüyenlerle birlikte mücadeleye devam edeceğiz.