Yenilik Partisi Eskişehir İl Başkanı Serkan Ortatepe şu ifadeleri kullandı;
“Bugün Türkiye’nin neresine giderseniz gidin, oturulabilir nitelikte bir daireyi 3 buçuk liranın altında bulmak neredeyse imkânsız. Peki geçmişte bu evleri kim alıyordu. Emekli olan vatandaş, aldığı kıdem tazminatına komşudan, eşten dosttan destek alarak üzerine biraz borç ekliyor ve bir ev sahibi olabiliyordu. Ya da köyde geçimini tarımdan sağlayan biri yıl boyunca kayısı, arpa, buğday satar, üzerine biraz borçlanır ve bir daireye kavuşurdu. İki kişi çalışıyorsa birinin maaşıyla evin kredisi ödenir, diğeriyle geçim sağlanırdı.
Ama bugün bu tablo büyük ölçüde değişti. Bir ailenin oturabileceği bir ev 4 milyon lira. Emekli olan bir kişi diyelim ki 1 milyon lira tazminat aldı. Geriye kalan 3 milyon lira için ya borçlanacak ya da kredi çekecek. Geçtiğimiz günlerde bir müşterimiz 1 milyon liralık konut kredisi kullandı. 48 ay vadeli kredinin üzerine neredeyse bir o kadar da faiz bindi. Yani vatandaş ev almak için evi ipotek ettiriyor, teminat gösteriyor ama bunun karşılığında sadece 1 milyonluk kredi kullanabiliyor. Üstelik bu kredi taksitlerini ödeyebilmek herkes için mümkün değil.
Bu noktada şu gerçeği vurgulamak gerekiyor. Daire fiyatlarının yüksek olmasının sorumlusu ne daire sahibi, ne emlakçı, ne de müteahhittir. Bu durum doğrudan ekonomik koşullarla ilgilidir.
Bugün pazarda sebze ve meyvenin kilosu pahalıysa, bu sadece sofraya yansımaz. Aynı zamanda inşaatta çalışan kalıpçının, demircinin yevmiyesine de yansır. Onların yevmiyesi arttıkça, çivinin de demirin de fiyatı artar. Bir sektördeki maliyet artışı diğerini etkiler. Gıdadan inşaata, ulaşımdan gayrimenkule kadar tüm alanlar birbiriyle bağlantılıdır. Maliyetler düşmediği sürece, konut fiyatları da düşmeyecektir.
Keşke daire fiyatları daha uygun olsa. Keşke herkes kendi evine sahip olabilse. Ama ne yazık ki bugünün şartları buna çok uzak. Allah özellikle dar gelirlinin yardımcısı olsun. Çünkü ev sahibi olmak artık büyük bir lüks haline geldi.”