SES Eskişehir Şubesi Yönetim Kurulu Adına SES Şube Sekreteri SES Engelli Komisyon Üyesi Engin Yıldız şu ifadeleri kullandı;
Birleşmiş Milletlerin (BM) 1992 yılında almış olduğu kararla 3 Aralık "Uluslararası Engelliler Günü" ilan edilmiştir. Temelde engellilere yönelik ayrımcılığın, eşitsizliğin, yok sayılmanın ortadan kaldırılması için ilan edilen 3 Aralık "Dünya Engelliler Günü" bir mücadele ve farkında olma günüdür. Aynı zamanda engellerin topluma kazandırılması ve insan haklarının tam ve eşit ölçüde sağlanması mücadelesidir.
Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi'nin, Türkiye tarafından imzalanarak onaylandığı ve 14.07.2009 Tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmesinden bu yana 15 yıl geçmiştir. 5378 Sayılı Engelliler Hakkında Kanun'un kabul edildiği tarihten bu yana 19 yıl geçmiştir. 2013 yılında açıklanan Otizm Eylem Planı açıklaması üzerinden ise 11 yıl geçmiştir. Ancak engellilerin karşılaşmış oldukları sorun ve engeller bir türlü kaldırılamamaktadır. Yasal düzenlemeler ve eylem planları kağıt üstünde kalarak engellilerin toplumsal yaşama eşit, bağımsız ve etkin katılması sağlanamamaktadır. BM Engelli Hakları Sözleşmesi'nin temel amacı olarak belirttiği "Engellilerin tüm insan hak ve temel özgürlüklerinden tam ve eşit şekilde yararlanmasını teşvik ve temin etmek ve insanlık onuruna saygıyı güçlendirmek" ifadesi, engelli temelli ayrımcılığı yasaklamaktır. Fakat engelliler yaşamın tüm alanlarında, engelli olmalarından dolayı eşitsizlik ve ayrımcılıkla karşılaşmaktadır.
Devlete ait resmi bakım kurumları ve devletin denetimindeki özel bakım kurumları engellilere uygulanan işkencelerle gündeme gelmektedir. Devletin ve devlet denetiminde olan özel bakım kurumlarının denetimi daha sık ve nitelikli yapılmalıdır. Engelli ailelerin ‘bizden sonra’ engelli çocuklarımızı ve yakınlarımızı teslim edeceğimiz dedikleri engelli bakım kurumları birçok ilde skandallarla gündemleşmiştir. Yaşanan bu olaylar, tüm boyutlarıyla araştırılmalıdır. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı dahil tüm sorumluların hesap vermesi gerekmektedir. Sadece son iki ayda Gaziantep ve Niğde’de Özel gereksinimli bireylerin sistematik işkenceye uğradıkları görülmektedir. Niğde’de devletin bakım kurumunda 14 engelli çocuğa sistematik işkenceye uğradıkları tespit edilmiştir. Bu işkence sonrası 9 yaşındaki özel gereksinimli Mustafa Çelik vefat etmiştir. Yenidoğan çetesi gibi engelli bakım kurumlarında işkence çetesi olduğu açığa çıkmıştır.
Engelliler ve engelli aileleri de ülkemizin içinde bulunduğu kötü ekonomik koşullardan dolayı yoksulluğu en ağır şekilde duymaktadırlar. Engellilerin bağımsız hayata katılımı için elzem olan manuel ve akülü tekerlekli sandalye, ortez, protez, işitme cihazı, koklear implant ve benzeri araç ve gereçler, SGK tarafından güncellenmiş döviz kuru üzerinden yapılması ve nitelikli araç gereçlerin karşılanması gerekmektedir. Ancak SGK tarafından bu ödemeler yapılmamakta veya çok cuzi miktarda yapılmaktadır. Böylece engeller ve engelli aileleri mağdur edilmektedir. Engelliler ve engelli aileleri ülkemizin içinde bulunduğu kötü ekonomik koşullardan dolayı yoksulluğu en ağır şekilde yaşamaktadır. Engelliler ve engelli aileleri kendi imkanlarıyla bu araç ve gereçlere ulaşmaya çalışmaktadırlar.Bu durum engelleri ve ailelerini yoksullaştırmaya itmektedir.
Aynı zamanda aileler kalitesiz ve bireye özgü olmayan cihazları kendi ceplerinden almaya çalıştıkları için engelliliği artıran niteliksiz ürünleri almaya yönelmektedir. Engelli Hakları Sözleşmesi'ni onaylayan devletin bu araç ve cihazlara erişimi kolaylaştırmayı taahhüt etmesine rağmen; bu araç ve gereçlere erişim sağlamamaktadır. SGK ödemelerinde engellilerin kullanmış oldukları araçların tümü karşılanması gerekmektedir. Engellerin araç, gereç ve her türlü ilaç, tedaviye erişimin önündeki engelleri kaldırması sağlanmalıdır.
Anayasa’da Madde 50 ile engellilerin güvenceli çalışma ve onurlu çalışma koşullarının sağlanmasının altı çizilmiştir. Ayrıca bu maddeye göre idarecilerin ve yöneticilerin, engellilerin çalışma şartlarının ve onlara verilen işlerin, engel durumuna uygun olmasını ve engelli çalışanların taleplerinin dikkate alınması gerekmektedir. Engellerin çalıştığı ortamın fiziki ve mimari gibi erişilebilirliğin en temel ölçütlerinin yerine getirilmesi gerekmektedir. Yine engelli çocukları olan çalışan aileler, iş yerlerinden ihtiyaçtan dolayı izin almalarının yöneticilerin inisiyatifine bırakılmadan yasal güvenceye alınması gerekmektedir. Ayrıca engelli kadrosunda çalışan bireylerin, diğer çalışanlara göre erken emekli olmalarından dolayı pasaport alma sürelerinin 5 yıla indirilmesi gerekmektedir. Engelli istihdamı için önemli bir yerde duran EKPPS’de nitelikli kadrolara daha fazla kontejan açılmalı ve kamudaki engelli atama kotasının arttırılması sağlanmalıdır. Engelli atama sayıları oldukça düşük düzeydedir. Bu kapsamda, sınava katılan engelliler düşünülünce kamuda engelli çalışanların kotası %3’ün, %6’ya yükseltilmesi gerekmektedir.
Engellerin sadece 3 Aralık gibi günlerde değil; toplumun her alanında, düzenli şekilde bilinçlendirilecek düzenlemeler sağlanmalıdır. Ayrıca sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının engellilere ve engelli ailelerine etkin hizmet sunarak kendi hakları ile ilgili bilgilendirme yapabileceği sistem oluşturulmalıdır. Toplumda farkındalığı ve bilinci artıran toplumun tüm kesimlerinin bilinçlendirilmesi hedefleyen çalışmalar gerçekleştirilmelidir. Engellilerin ihtiyaç duydukları tüm araç, gereçlerin nitelikli ve ücretsiz temini sağlanmalıdır. Engelli bakım kurumlarının insanlık onuruna uygun netlikli ve güvenilir kurumlara dönüştürülmesi sağlanmalıdır. Son olarak 3 Aralık Dünya Engelli Farkındalık Günü vesilesinde, engellilerin bağımsız, eşit ve onurlu bir yaşama erişiminin sağlandığı günler temennisiyle."