Eskişehir-Bilecik Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Bülent Karalar şu ifadeleri kullandı;
"Bilindiği gibi, biz sağlık çalışanları, 21 Şubat 2024 tarihinden bu yana her Çarşamba günü “Vergide Adalet İstiyoruz” diyoruz. Bugün bu talebimizin 35. haftasındayız. Aynı zamanda bizlerin, eziyet yönetmeliği diye isimlendirdiğimiz, Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ne karşı başlattığımız G(ö)REV eylemimizin de ikinci günündeyiz.
Türk Tabipleri Birliği’nin birinci basamak sağlık hizmeti alanında örgütlü sendika ve derneklerle birlikte, bu kabul edilemez, onur kırıcı eziyet yönetmeliğinin geri çekilmesi için aile sağlığı merkezlerinde dün başlattığı üç günlük iş bırakma eylemi, ülke genelinde ve şehrimizde başarıyla devam ediyor.
Ülkemizde enflasyon artışı sürerken ücretliler ve emeğiyle geçinen halk kesimi derin yoksulluk içinde, temel yaşamsal ihtiyaçlarını karşılayamaz durumdadır.
Giderek artan hayat pahalılığına karşın, çalışanlardan hem ücretler üzerinden hem de dolaylı yoldan alınan yüksek vergilerin, düşük ücret politikalarıyla birleşmesiyle, ücretli ve emeğiyle geçinenler için yaşam dayanılmaz hal almıştır.
Milletvekillerine sesleniyoruz! Gelirde ve vergide adalet istiyoruz!
Meclis’te görüşülmeye başlanan 2025 yılı merkezi yönetim bütçesi teklifi içinde yüksek vergi oranlarını düşüren, gelirde ve vergide adaleti sağlayan maddelerin olmadığını biliyoruz. Sağlık çalışanları olarak milletvekillerinden, vergi düzenlemelerinin çalışanlar ve emeğiyle geçinenlerin lehine olması için çaba göstermelerini istiyoruz.
Talebimiz açık ve nettir: %35 vergi kesintilerinden vazgeçilmeli, her ay sabit kalmak koşuluyla en fazla %15 vergi kesintisi yapılmalıdır.
35 haftadır sürdürdüğümüz “Vergide Adalet İstiyoruz” eylemlerimizi taleplerimiz karşılanana dek her Çarşamba sürdüreceğiz ve sesimizi mutlaka duyuracağız! Duyacaklar!
Eziyet yönetmeliği konusunda taleplerimiz ise şöyledir:
• Eziyet yönetmeliği derhal geri çekilmelidir.
• Kamusal bir hizmet olan birinci basamak sağlık hizmeti verilen ASM’ler ve ASM’lerin fiziki ve tıbbı donanımı kamu tarafından sağlanmalıdır.
• Halkımıza nitelikli bir sağlık hizmeti sunabilmemiz için yeterli zaman ve olanak sağlanmalıdır.
• Koruyucu sağlık hizmetleri öncelenmelidir.
• Kadrolu ve güvenceli istihdam modeli ile yeterli hemşire, ebe, teknisyen görevlendirilmelidir. Kadrosuz, güvencesiz çalışan emekçiler kadroya geçirilmelidir.
• Aile hekimlerine ve tüm sağlık emekçilerine emekliliğe yansıyacak tek kalemden oluşan, insanca yaşamaya yetecek düzeyde, izin kullandıklarında, hastalandıklarında, çocuğu olduğunda veya ailesinden biri vefat ettiğinde kesilmeyecek maaş ödenmelidir.
Baskıcı ve hak kayıpları içeren düzenlemelere ve uygulamalara karşı mücadelemizin dün, bugün ve yarın yapacağımız 3 günlük iş bırakma ile sınırlı kalmayacağını, sonuç alana dek artarak devam edeceğini bir kez daha ilan ediyoruz.
Sağlık hizmetlerinin kâr alanı olmasına, sağlığın ticarileştirilmesine, sağlık çetelerine ve yaptıkları kötülüklere karşı halkımızı korumaya ve tüm bunlar için mücadele etmeye kararlıyız.”