Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici şu ifadeleri kullandı;
“Bugün açıklanan enflasyon oranlarına göre, asgari ücret ve emekli maaşlarının güncellenmesi gündemde. Enflasyon yıllık %47,09 olarak açıklandı. Biz, Büyük Birlik Partisi olarak, asgari ücretin yıl sonu gerçekleşen enflasyon oranının altında kalmaması gerektiğini savunuyoruz. Hatta bu oranın üzerinde bir artış yapılmalıdır.
Aralık enflasyonu açıklandığında, yıllık enflasyon %48’e mi çıkacak, %46’ya mı düşecek bilmiyoruz, ancak enflasyon oranı ne olursa olsun, asgari ücretin en az %50 artırılarak 25 bin lira seviyelerine çıkarılması gerektiğini düşünüyoruz.
Temmuz 2023’te, emeklilerimiz "kök maaş" düzenlemesi nedeniyle büyük bir haksızlığa uğradı. Bu düzenleme yapılmasaydı, en düşük emekli maaşı bugün 17 bin lira seviyesinde olacaktı. Öncelikle, emeklilerin bu kaybı telafi edilmelidir. Ardından gerçekleşecek enflasyon oranı eklenerek en düşük emekli maaşı 20 bin lira üzerine çıkarılmalıdır.
Biz, düşük gelirli kesimlerin desteklenmesi gerektiğine inanıyoruz. Örneğin, yüksek gelir gruplarına yapılan elektrik ve doğalgaz sübvansiyonları kademeli olarak azaltılmalı ve buradan sağlanacak tasarruf, dar gelirli vatandaşlara aktarılmalıdır. Sosyal devlet anlayışının gereği budur.
Bugün siyasi gündemimizin iki ana maddesi var. Bunlardan biri Suriye'deki gelişmeler, diğeri ise Türkiye'nin terörle mücadelede müzakere sürecine geçip geçmeyeceği konusundaki tartışmalar. Büyük Birlik Partisi olarak bu konularda oldukça netiz.
Terörle ve teröristle müzakere olmaz, mücadele edilir. Terörün beli kırılır, terör yok edilir. Topyekûn mücadele esastır. Terörle mücadele sadece elinde silah olanlarla sınırlı kalmamalıdır. Terör unsurları meclisteyse oraya, belediyede varsa oraya, iş dünyasındaysa oraya kadar uzanmalıdır. Sınırlarımızın içinde ve dışında, dünyanın neresinde olursa olsun terörle topyekûn mücadele edilmelidir.
Suriye'nin içine düştüğü durum, hepimiz için bir ibret olmalıdır. Bu coğrafyadaki her ülke, her an emperyalist saldırılarla karşı karşıya kalabilir. Türkiye, terör örgütleri aracılığıyla kırk yıldır emperyalist bir savaşla karşı karşıyadır. Teröre harcanan iki trilyon dolardan fazla bütçe, ülkemizin ekonomik kalkınmasını ve halkın refahını doğrudan etkilemiştir. Bu kaynaklar harcanmamış olsaydı, kişi başı milli gelirimiz 10 bin dolardan 40 bin dolara çıkabilirdi.
Türkiye savunma sanayisini güçlendirmeye devam etmeli ve caydırıcılığını artırmalıdır. Uçak, tank, füze üretimlerinin yanı sıra nükleer silah sahibi olmak da Türkiye için bir gerekliliktir. Nükleer silah, ülkemizin caydırıcılığını artıracak stratejik bir unsurdur.
Suriye'deki gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Türkiye'nin bu konuda üç temel önceliği vardır. Türkiye'ye yönelen terör tehdidini ortadan kaldırmak. Özellikle PKK, PYD, YPG gibi terör örgütleriyle mücadele etmek önceliğimizdir. Türkmen varlığı ve demokratikleşme. Arap, Kürt ve diğer masum kesimlerin birlik ve beraberlik içinde, demokratik bir yapıda varlığını sürdürmesi için çalışıyoruz. Suriye'nin emperyalist etkilerden kurtulması. Türkiye, Suriye'nin demokratik ve iş barışını sağlamış bir ülke olmasını desteklemektedir.
Türkiye'nin sınır hattı boyunca 30 kilometrelik güvenli bölge oluşturma hedefi, ülkemizin çıkarları doğrultusunda önemli bir adımdır. Bu bölgede Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ve desteklediği güçlerin varlığını artırarak sürdürmesi gerekmektedir. Türkiye’nin bu harekâtlarda attığı her adımı sonuna kadar destekliyoruz.”