Türkiye Emekliler Derneği Eskişehir Şube Başkanı Muhsin Dilbaz, yaptığı açıklamada emeklilerin yaşadığı zorluklara dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:

"Enflasyon rakamları açıklandı: aylık 1.03, son 6 ayın toplam enflasyonu ise %15.75. Gerçekten inanılır gibi değil. 2024 yılı emekliler için adeta bir hüzün yılı olarak sona erdi. Beklentilerimiz düşük olsa da bu kadarını beklemiyorduk, ancak yine de şaşırmadık. Şimdi emekliler için 'sürünme yılı' başladı. Hayat pahalılığı artıyor, zamlar yağmur gibi geliyor. Açıklanan enflasyon rakamları, halkın gerçek yaşamında hissettiği artışların çok altında. Emeklinin maaşı, cebine girdiği gibi üç gün içinde tükeniyor.

İsyan etmenin, bağırmanın, ya da eylem yapmanın bir faydası yok; hükümet gözlerini kapatmış, kulaklarını tıkamış durumda. Ancak şunu bilmeliler ki, hükümet bizi nasıl sınıyorsa biz de onların anlayacağı dilden yanıt vereceğiz. 'Enflasyona ezdirmeyeceğim' diyorlar ama gerçek enflasyonun yarısını bile emekliye yansıtmıyorlar. TÜİK’in rakamları artık kimseyi inandıramaz. Biz TÜİK’in yalan rakamlarına dayalı maaş istemiyoruz.

Kademeli emeklilik sistemiyle yaş ve primler artırıldı, maaş bağlama oranları %50’nin altına düşürüldü. Yetmezmiş gibi '16 milyon emekli sürdürülemez' denildi. Bunun anlamı, 'size maaş veremeyeceğiz' demektir. Sonuç olarak emekli maaşları kuşa döndü ve yaşam standartlarının çok altına indirildi. Bugün belirlenen asgari ücret 22.104 TL. Ancak herkes biliyor ki bu maaşla geçinmek mümkün değil. Bizi bu seviyeye öyle alıştırdılar ki, sanki adil ve normalmiş gibi geliyor.

Emeklilerin maaşı asgari ücretle kıyaslandığında durum daha da kötüleşiyor. İki farklı hayat yaşıyoruz: biri sanal, diğeri gerçek. Sanal hayat, TÜİK’in ve hükümetin açıkladığı rakamlardan ibaret; gerçek hayat ise pazarda, çarşıda, hatta evin içinde bile hissedilen zorluklardan oluşuyor. Kira, doğalgaz, elektrik ve su faturaları, emekliyi evinden bile dışarı çıkamaz hale getirdi. Hayatta kalmaya çalışıyoruz. Pazarlardan artık bayat ekmek topluyor, askıda yemek ve ekmekten yararlanıyoruz. Huzurevleri bile emekliyi kabul etmiyor çünkü maaşlar masrafları karşılayamıyor.

Gelecek daha da karanlık. 2025 Ocak itibarıyla maaş bağlama oranı %27’ye düştü. Bu, çalışırken 100 TL alan birinin emekli olduğunda sadece 27 TL alacağı anlamına geliyor. En düşük emekli aylığının 30.000 TL olması gerektiği söylense de bu sadece bir oyalama taktiği. Eğer 506 sayılı yasa korunmuş olsaydı, bugün en düşük emekli aylığı zaten 33.000 TL olacaktı.

2002 yılında bir emekli maaşı ile 8 küçük altın alınabiliyordu, bugün ise sadece 2.5 küçük altın alınıyor. 2002’de asgari ücret 184 TL, ortalama işçi emeklisi maaşı ise 276 TL idi. 2021’e gelindiğinde asgari ücret 2.826 TL iken ortalama emekli maaşı 2.599 TL’ye düştü. O dönem emekli maaşı, asgari ücretin %50 üzerindeyken, şimdi asgari ücretin neredeyse yarısına denk geliyor.

Bu durum kabul edilemez. Hükümet derhal emekliler için kalıcı çözümler üretmeli, maaşları artırmalı ve seyyanen zam yaparak emekliyi rahatlatmalıdır. 31 Mart seçimlerini hükümete hatırlatmak isteriz; emekli, sandıkta gereken cevabı verecektir. Bu ülkenin temelini emekliler, çalışanlar ve memurlar oluşturur; göçmenler değil."