Eskişehir Ticaret Odası Başkanı Metin Güler şu ifadeleri kullandı:
“Bugün burada dile getirilen konuların her biri camiamız için son derece önemli ve üzerinde hassasiyetle durulması gereken meselelerdir. Ancak bu süreçte daha etkili bir iletişim mekanizması oluşturmanın, sorunlarımızı daha geniş kitlelere duyurmanın ve çözümler üretmenin gerekliliği de açıkça görülmektedir.
Son dönemde sosyal medyanın gücünden faydalanarak kamuoyunda farkındalık yaratma noktasında önemli adımlar atıyoruz. Örneğin 1 milyonun üzerinde görüntülenme alan tweetler paylaşıldı. Ancak bu başarıyı daha geniş bir alana yaymak ve üyelerimize daha iyi anlatabilmek için sosyal medya kullanımını daha etkin hale getirmemiz gerekiyor. Paylaştığımız sorunlar ve öneriler sadece yerel değil, ulusal düzeyde de ilgili makamlara iletilerek çözüme kavuşturulmalıdır. Bu noktada, her birimizin kendi sektöründe bu iletişimi sağlaması büyük önem taşıyor.
Yakın zamanda Ankara’da Sayın Cevdet Yılmaz ile gerçekleştirilen toplantıda birçok önemli konu gündeme geldi. Özellikle e-ticaretle uğraşan firmalarımızı ilgilendiren düzenlemeler, pazar yerlerinde faaliyet gösteren işletmelere yönelik yeni uygulamalar ve maliyet artışlarının sektörel etkileri detaylı bir şekilde tartışıldı. 2025 yılı itibarıyla bu alanlarda ciddi değişiklikler olacak ve üyelerimizin bu değişikliklere hazırlıklı olması gerekecek. Bu süreçte, özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerin karşılaşacağı zorluklar bizi endişelendiriyor. Artan maliyetler ve vergiler, işletmelerin rekabet gücünü azaltırken, enflasyona da olumsuz bir etki yapacaktır.
Bir diğer önemli konu ise enerji fiyatlarındaki artış ve bunun işletmelere yansımasıdır. Elektrik ve doğalgaz tavan fiyat uygulamaları küçük işletmeler için ciddi yükler getirecek. Örneğin, 14.000 kilovat saatlik elektrik kullanımına kadar belirli bir fiyat uygulanırken, bu sınırın aşılması durumunda fiyatlarda büyük artışlar yaşanacak. Bu konuda gerekli makamlara birebir anlatımlar yapıldı ve öneriler sunuldu. Ancak bu düzenlemelerin küçük işletmeler üzerindeki etkilerinin hafifletilmesi için daha fazla çaba gösterilmesi gerektiğine inanıyorum.
Ayrıca, enflasyon muhasebesi konusundaki düzenlemeler de ciddi bir sorundur. Bu konuda Maliye Bakanlığı’na ve diğer ilgili kurumlara gerekli itirazlar yapılmış ve çeşitli toplantılarda dile getirilmiştir. Eğer bu girişimler olmasaydı, işletmelerimiz çok daha büyük yüklerle karşı karşıya kalacaktı. Ancak bu süreçte, üyelerimizin yaşadığı sorunları bizlere daha hızlı iletmesi ve sektör temsilcilerinin aktif bir şekilde sürece dahil olması büyük önem taşıyor. Sizlerden gelecek geri bildirimlerle biz de sorunları en üst makamlara taşıyabilir ve çözüme katkı sağlayabiliriz.
Asgari ücret ve vergi düzenlemeleri de işletmelerimizi yakından ilgilendiren bir diğer konu. Yıl başında belirlenen maaşların yıl sonunda aynı alım gücünü sağlayamaması, işverenleri ve çalışanları zor durumda bırakmaktadır. Bu noktada hem çalışanların haklarını korumak hem de işverenlerin üzerindeki yükleri hafifletmek adına yeni düzenlemeler yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu konuda da tüm sektör temsilcilerinin desteğiyle ilerlemek durumundayız.
İletişim kanallarımızı daha etkin hale getirerek, sektörlerimizin sorunlarını daha geniş kitlelere duyurmalı ve çözüm arayışlarında birlikte hareket etmeliyiz. Hepinize teşekkür ediyor, camiamız adına daha güçlü bir gelecek için dayanışma içinde olacağımıza inanıyorum.
Kendisi Gaziantepli dernek yöneticisi olan arkadaşımızın bile haberi olmadan Eskişehir'de bir organizasyon yapılıyor. Bu tür organizasyonların nasıl izin alarak gerçekleştirildiğini anlamakta gerçekten zorlanıyorum. Bu durumu defalarca dile getirdim, söylemekten usandım, ama maalesef değişen bir şey yok. Her zaman söylediğimiz bir gerçek var: 18 odamız, yaklaşık 20.000 esnaf ve sanatkâr üyemiz, toplamda 35.000 işletmemiz var. Eğer bu işletmelerin ailelerini ve çalışanlarını da hesaba katarsak, bu sayı 100.000’i aşıyor. Bu kadar geniş bir kitleyi etkileyen organizasyonların daha dikkatli bir şekilde yapılması ve bu tür etkinliklerin her birimize fayda sağlayacak şekilde planlanması gerekiyor. Biz diyoruz ki, “Gelin, bu tür işleri beraber yapalım.” Ancak bu çağrılarımıza rağmen, ne yazık ki bu konularda gereken hassasiyeti göremiyoruz. Bu tür organizasyonların yönetim şekli, hem bizi hem de birçok üyemizi rahatsız ediyor. Müslüm Okan Bey’in bu konuya değinmesiyle ben de bu hususu tekrar gündeme getirmek istedim. Çünkü gerçekten artık göz ardı edilemeyecek kadar önemli bir sorun haline gelmiştir. Daha iyi bir işbirliği ve daha sağlıklı organizasyonlar için hepimizin bu konuda daha duyarlı olması gerektiğine inanıyorum.
Yaklaşık 11 yıldır bu görevde bulunuyorum ve bu süre zarfında bütçelerin gerçekleşme oranlarıyla ilgili önemli tecrübeler edindim. Bugün itibarıyla, 2023 yılı 11. ay sonu itibarıyla bütçe gerçekleşme oranımız %100’ü geçmiş durumda; hatta %105-106 oranlarında gerçekleştiğini söyleyebilirim. Ancak harcamalar tarafına baktığınızda, bu oran yaklaşık %50 civarında. Bu da bize şunu gösteriyor: Odamız, bütçe planlamasında büyük bir tasarruf anlayışıyla hareket ediyor. Gelirlerin yüksek gerçekleşmesine rağmen, harcamalarda disiplinli ve dikkatli bir politika izliyoruz. Bu durum, bütçe yönetimindeki başarımızın ve odamızın kaynaklarını ne kadar tasarruflu kullandığının bir göstergesidir.
Oda bütçesi, hepimizin ortak sorumluluğudur. Tek bir kuruşun bile boşa harcanmasına izin vermemek bizim görevimizdir ve bu konuda içiniz rahat olsun. Tüm harcamalar titizlikle kontrol edilmekte ve odamızın geleceği için en verimli şekilde kullanılmaktadır. Hepinizin bu süreçte katkılarınızı esirgemeyeceğinize ve oda bütçesinin daha da etkili yönetilmesi için birlikte çalışacağımıza inanıyorum.
Bildiğiniz üzere, EBDK (Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu), para piyasalarını yöneten, kredi kartı taksitlerini planlayan ve banka risklerini kontrol eden önemli bir kuruluştur. Ticari kartlarla ilgili olarak, altı aya kadar vade tanındığı ifade ediliyor. Ancak, kamu bankaları şu anda bunu uygulamıyor ve sadece 2 ya da 3 taksit yaparak kullanımı sınırlıyor. Düşünün ki, EBDK altı aylık vadeyi uygun görüyor, ama kamu bankaları bunu sadece iki ya da üç taksitle sınırlıyor. Bu çelişki, hem ticaret yapan bizleri hem de üyelerimizi ciddi anlamda zorluyor. Bu durumu ilgili makamlara defalarca izah ettik, ancak sorunların çözümü konusunda henüz bir ilerleme kaydedemedik. Bu konudaki beklentilerimizi sürdürmeye ve bu çelişkileri dile getirmeye devam edeceğiz.
Şunu unutmamalıyız: Osmanlı’dan Cumhuriyet’e, 131 yıllık bir geçmişe sahip olan bu odanın, bizler gibi nice değerli başkanları, meclis üyeleri ve çalışanları oldu. Her birinin bu odaya farklı katkıları oldu. Bugün bu odanın çatısı altında görev yapmanın verdiği sorumlulukla hareket ediyoruz. Ancak şunu da biliyoruz ki hedef koymadan, vizyon belirlemeden yola çıkmamız mümkün değil. Hedefler belirleyerek, eksiklikleri tespit ederek ve üyelerimizin ihtiyaçlarını görerek bu yolda ilerlemeliyiz.
Hedef koymak ve bu hedefleri hayata geçirmek için daha çok çalışmamız gerekiyor. Bu çalışmalar sadece başkanların veya yönetim kurulunun sorumluluğunda değil; biz meclis üyeleri olarak da daha fazla sorumluluk almalıyız. İş birliği içinde, birbirimizi destekleyerek daha büyük başarılar elde edebiliriz.”