Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt şu ifadeleri kullandı;

“Öncelikle şunu vurgulamak isterim ki Odunpazarı Belediyesi kreş hizmetlerini daha geniş bir biçimde sunmaya devam edecek. Bu konuda kimsenin kuşkusu olmasın. Şu an belediyemize bağlı 18 kreşimiz var. Bu kreşlerin 8’i oyun evi, 10 tanesi ise gündüz bakım evi ve kreş niteliğinde hizmet vermektedir. Bu kreşlerimizde 1000’den fazla öğrencimiz bulunuyor.

Biz, bu çalışmalarda sadece eğitim hizmeti vermiyoruz; çocukların yetiştirilmesine yönelik kapsamlı bir çalışma yürütüyoruz. Bu nedenle, her türlü engellemeye rağmen kreş açmaya ve kreş hizmeti vermeye devam edeceğiz. Milli Eğitim Bakanlığı’nın gönderdiği yazı, bence bir aceleyle hazırlanmış ve yeterince düşünülmeden kaleme alınmış bir metin. Büyük ihtimalle üst makamlara danışılmadan, Milli Eğitim’in kendi inisiyatifiyle hazırlanmış bir yazı olduğu görülüyor. Nitekim bu yazının ertesi gün geri adım atılarak düzeltilmeye çalışıldığını da gözlemledik. Eskişehir’deki hizmetlerimiz bu anlayışla kesintisiz devam edecek.
Odunpazarı Belediyesi’nin açtığı kreşler, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın izni ve onayıyla faaliyete geçmiştir. Bu nedenle Milli Eğitim Bakanlığı’nın doğrudan müdahil olduğu bir durum söz konusu değil. Çünkü Milli Eğitim ile bağlantılı olması için bu kurumların anaokulu niteliğinde olması gerekiyor. Oysa bizim kreşlerimizdeki faaliyetler, eğitim ve öğretimden ziyade bakım ve oyun üzerine yoğunlaşmaktadır. Şu anda, Aile ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğü’nden alınan onaylarla bu hizmetleri yürütüyoruz. Tüm öğrencilerimizin kayıtları sistemlerine işleniyor ve düzenli olarak denetimleri yapılıyor. Bu bakımdan ne Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ne de Milli Eğitim açısından bir sorun bulunmamaktadır.

Şu anda belediye personellerimizin çocukları için 5 bin TL, dışarıdan gelenler de 7 bin TL vererek çocuklarını kreşlerimie verebiliyorlar.
Bakanlığın gönderdiği yazıda LGBT ile alakalı öne sürülen propagandaya dair herhangi bir iddia bulunmamaktadır. Ancak Sayın Bakan’ın tarikat yurtlarına daha fazla odaklanması gerektiğini düşünüyorum. Asıl mesele LGBT propagandası iddiası değil, tarikat yurtlarında meydana gelen yaşanan çocuk istismarlarıdır. Bu konularda ciddi önlemler alınmalı ve gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.

Eskişehir nüfusunun yaklaşık %5’ini çocuklar oluşturmaktadır. 0-2 yaş grubu kreşe verilmez. 3-6 yaş arası çocuk sayısına baktığımızda, bu rakamın 40-45 bin civarında olduğunu söyleyebiliriz. Buna göre Eskişehir’de 20-25 bin çocuğun kreş ihtiyacı bulunmaktadır. Ancak bakanlığın bu konuda sunduğu herhangi bir kreş hizmeti bulunmamaktadır. Şehirdeki kreş hizmetleri özel sektör, belediyeler ve şehir hastanesi gibi birkaç kurum tarafından da sağlanmaktadır.

Odunpazarı Belediyesi bünyesindeki kreşlerde yaklaşık 1.000 öğrenci bulunurken, özel sektörde bu sayı 1.200-1.300 civarındadır. Şehir hastanesindeki kreşlerde de 100-150 öğrenci eğitim görmektedir. Toplamda yaklaşık 2.500-3.000 çocuk kreş hizmeti alabilmektedir. Bu sayılar ihtiyaç duyulan 25 bin çocuğun yalnızca %10’una tekabül etmektedir. Yani şehirde yaklaşık 20 bin çocuğun daha kreş hizmetine ihtiyacı vardır. Her sınıfın 20 kişilik olduğunu düşünürsek, 1.000 sınıflık bir kreş kapasitesine ihtiyaç duyulmaktadır. Bakanlık bu eksikliği gidermelidir. Eğer bunu yapmıyorsa, belediyelere engel olmamalıdır.

Esas hizmeti aksatan, bu alanda gereken çalışmaları yapmayan tarafın İşkur olduğunu düşünüyorum. Çünkü 150’den fazla kadın işçi çalıştıran tüm kurumların kreş açma zorunluluğu bulunuyor. Ancak bu konuda hiçbir denetim veya çalışma yapılmamaktadır. Belediyelerin açtığı veya açmayı planladığı kreşleri engellemek ise tamamen politik bir yaklaşımdır. Halbuki belediye seçimlerinden önce adaylar da bu yönde vaatlerde bulunmuştu. Odunpazarı Belediye Başkan Adayı Özkan Alp ücretsiz kreşler açacağını, Nebi Hatipoğlu ise her mahallede bir kreş yapacağını söylemişti. Bu da gösteriyor ki biz doğru bir ihtiyaca yönelik adımlar atıyoruz. Sosyal belediyecilik anlayışı, kreş hizmetlerinin belediyeler tarafından sağlanmasını gerektiriyor.

AK Parti Eskişehir İl Başkanı Gürhan Albayrak bizi milletvekili gibi davranıyoruz diye eleştirmiş. Biz yerelde ve ulusalda bir sorun olduğunda yorum yapmaktan kaçınmıyoruz. Ben belediye başkanı olmadan önce milletvekilliği de yaptım. Gürhan Albayrak bizi eleştirmek yerine sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiğini düşünüyorum. Ben eski bir milletvekiliyim ve eski milletvekilleri, genel kurula katılmayan ancak tüm hak ve yetkileri kullanan kişilerdir. Dolayısıyla hem milletvekilliği görevimi hem de belediye başkanlığı görevimi yapmak durumundayım. Çünkü ben bir siyasetçiyim ve eleştirilerde bulunmam gerekiyor. Seyitgazi yolunun durumunu eleştirmezsem kim eleştirecek? Daha dün yine ölümlü kaza oldu. O yolu yapsınlar, ben de susayım. Türkiye’de pek çok sorun var ve yanlış yapılan her işe itirazım var. Bir sosyal demokrat belediye başkanı olarak insanların her türlü sorunuyla ilgilenmek ve bunları dile getirmek zorundayım. Onlar rahatsız olsun diye konuşuyorum.”