MHP Eskişehir İl Başkanı İsmail Candemir şu ifadeleri kullandı;

“Türkiye Büyük Millet Meclisi açılışında Sayın Cumhurbaşkanı bir konuşma yaptı. Ülkemizin bulunduğu coğrafyada büyük sıkıntılar yaşanıyor. Bugün Gazze’de başlayan olaylar, Suriye, Lübnan ve Irak’ta devam eden sorunlar var. Ülkemize doğru hızla yaklaşan bir savaş tehlikesi mevcut. Bu tür durumlarda millet olarak bir arada olmalıyız. Sayın genel başkanımız da buna dair bir el uzattı ve “Türkiye partisi olun” dedi. Bizim 40 yıldır HDP, PKK ya da ismi ne olursa olsun terör örgütleriyle ilişkili partilere bakışımız bellidir. Buradaki amaç, “Buyurun gelin, Türkiye partisi olun, birlik olalım, beraber olalım” mesajıdır. Zaman içinde bu çağrıya nasıl bir yanıt vereceklerini göreceğiz. Ancak şimdiye kadar gidişatlarında bir değişiklik yok; bizim de onlara bakış açımız aynı şekilde devam ediyor.

Son yıllarda yaşadığımız bazı olaylar gerçekten akıl almaz boyutlara ulaştı. Hepimiz hayretler içindeyiz; para kazanma hırsı akıl ve vicdan sınırlarını aşmış durumda. Bizim başından beri söylediğimiz net bir şey var: Kamuda görev yapacak doktorların, hukukçuların ya da herhangi bir meslek mensubunun çok dikkatli seçilmesi gerekiyor. Yenidoğan çetesinin liderlerinden biri, daha önce PKK nedeniyle hapis yatmış biri. Geçmişte çıkarılan bir aftan yararlanarak yeniden doktorluğa dönmüş. Tapelerde yer alan ırkçı ifadeler, bebekler üzerinden söylenen korkunç sözler, hepimizin sinirlenmesine neden oluyor.

Devlet denetleme görevini yerine getiriyor, ancak biz vatandaşlar olarak da ihbarlarımızı eksik etmemeliyiz. Geçtiğimiz günlerde İçişleri Bakanı Eskişehir’e bir ziyaret gerçekleştirdi ve güvenlik ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Sayın Bakan’ın da belirttiği gibi, yapılan ihbarlar birçok olayın çözülmesinde önemli bir faktör oluyor. Bu tür olaylarda şüpheli bir durum gördüğümüzde mutlaka devletin ilgili birimlerine ihbarda bulunmalıyız.

Bu olay, Sağlık Bakanlığı İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü döneminde başlamış bir soruşturmanın devamıdır ve gizli yürütülen bir soruşturmadır. Ancak bu vicdansızlığın bu kadar ileri gidebileceğini kimse tahmin edemezdi. Muhalefet, konuyu istifa çağrıları ile gündeme getirdi. Ancak böyle bir olay karşısında muhalefetin de istifa etmesi gerekirdi. Çünkü bu olay herhangi birimizin aklına bile gelmezdi. Yeni doğmuş bir bebekten ne isteyebilirsiniz ki? Bu nasıl bir vicdan? Bu, şeytanın bile aklına gelmezdi. Para kazanmak, rant elde etmek, bu olay üzerinden suçlamak yerine, toplum olarak kendi değerlerimizi yeniden gözden geçirmek zorundayız. Değerlerimizi yitirdik. Yeni doğmuş bir bebeğe karşı nasıl böyle bir şey düşünülebilir? Hepimiz bu olay karşısında şok olduk. Bir kitap yazarı bile bunu yazsa, “Abartmış!” derdik.

Şehir hastanelerinin açılmasından sonra özel hastanelere olan ilgi azalmaya başladı. Ancak bu olay, hastanelerde yapılan işlemlerin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini gösterdi. Özel hastanelerde gereksiz müdahalelerin yapıldığı ve devletin bunlara ödeme yaptığı yönünde genel bir intiba var. Bu durum daha sıkı denetimleri gerektiriyor ve bakanlık da bu konuda tedbirler alıyor.

Özel hastanelerin varlığı, hizmet kalitesinin artmasına katkıda bulunuyor. Devlet hastanelerinde geçmişte uzun kuyruklar vardı ve imkanlar kısıtlıydı. Özel hastanelerle oluşan rekabet, vatandaşın sağlık hizmetlerinden daha iyi yararlanmasına olanak sağladı. Ancak denetim mekanizmasının sıkı tutulması gereklidir."