Emek Partisi Eskişehir İl Başkanı Ceren Kökoğlu şu ifadeleri kullandı;
"Sağlığı kamusal bir hizmet olma özelliğinden çıkararak, özelleştirip paralı hale getiren AKP’nin 22 yıllık sağlıkta dönüşüm politikalarının yol açtığı çürüme, bugün karşımıza en insanlık dışı haliyle ‘yeni doğan bebek çeteleriyle’ çıkıyor.
Geçtiğimiz günlerde, özel hastanelerde yaşanan yeni doğan bebek katliamı haberleriyle, bu ülkenin egemenlerinin ‘bu kadarı da yapılmaz’ dediğimiz ne varsa daha fazlasını yapacaklarını, servetlerini büyütebilmek için yeni doğmuş bebeklerin yaşamına dahi göz dikeceklerini bir kez daha görmüş olduk. Sağlık alanı ve sistemi kar ve rant uğruna her türlü barbarlığı göze alabilecek, bebekleri dahi katledecek düzeye geldi.
Bizler mağdur anne-babaların feryatlarıyla öfkelenip kahrolurken bu talan sistemini kuranlar hala bir açıklama dahi yapmadılar. Bu vahşetin asıl sorumlusu olan Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu hala istifa etmedi.
Başta eğitim ve sağlık olmak üzere kamusal tüm hizmetlerin bir rant alanı olarak sermayenin eline bırakıldığı, Bakanların özel hastane, özel okul sahibi olduğu memlekette yaşanan bu vahşet yine bu özel hastanelerde yaşanıyor.
Soruyoruz; Peki bu hastaneleri kim denetliyor?
Sağlık bakanına kendi özel hastanesini denetleme yetkisi hangi liyakatin bir parçası olarak veriliyor?
Biliyoruz ki bu yaşananlar, yalnızca görevini kötüye kullanan çalışanlardan da münferit olay açıklamalarından da daha fazlası. Yaşananlar tesadüf olmadığı gibi, sadece buz dağının görünen yüzü. Cezasızlık, denetimsizlik, sağlığın ticarileştirilmesi tüm bu yaşananların yolunu ören taşlar oldu.
Kadınların nasıl doğuracağına, ne giyeceğine karışmayı marifet sayan bu çürümüşlüğün ne kadınlara, ne çocuklara, ne de işçi ve emekçilere vaat edeceği hiçbir şey kalmamıştır.
Emek Partisi olarak diyoruz ki; Sağlık alanındaki bu yozlaşmanın önüne geçmek ancak bu hizmetlerin tüm yönleriyle ücretsiz ve erişilebilir olmasıyla mümkündür. Eşit, ücretsiz ve bilimsel bir sağlık hizmeti ülkedeki tüm sağlık kurumlarında ulaşılabilir hale getirilmeli. Sağlık alanındaki özelleştirmeler son bulmalı ve bütün hastaneler halkın ve sağlık çalışanlarının denetimine açık olmalıdır.
Çocuklardan katil yaratan, çocukları katleden, işçi ve emekçileri yoksulluk ve açlık girdabına iten, zengini zengin, yoksulu daha yoksul hale getiren bu düzen var oldukça, yeni doğan bebek çeteleri de mafyası da bitmeyecek.
Bize dayatılan tüm bu yozlaşma ve karanlık karşısında işçi ve emekçilere çağrımız bu zorbalık, barbarlık düzenine karşı birleşik, kitlesel mücadelenin örgütlenmesi, asalak takımının sırtımızdan atılması, insanca yaşayacağımız demokratik bir ülkenin kurulmasıdır.
Tarif ettiğimiz gelecek de hak ettiğimiz yaşam da ancak ve ancak işçi sınıfının örgütlü gücüyle mümkündür.
İnsanlık onuruna yakışır bir yaşam için; Birleşelim, Örgütlenelim, Değiştirelim!"