Demokrat Parti Eskişehir İl Başkanı Hüseyin Özcan şu ifadeleri kullandı:
“Bugün 86 yıl önce kaybettiğimiz devletimizin kurucusu, büyük Türk Kurtuluş Harbi'nin mareşali, hepimizin kurtarıcısı, ulus devletimizin kurucusu, ulu önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü bir kez daha hüzün dolu olarak, saygıyla, rahmetle, özlemle ve hürmetle anıyor, acı hatırası önünde saygıyla eğiliyoruz. Öyle liderler vardır ki bütün dünyaya isimlerini kazırlar. Öyle liderler vardır ki tarihin sayfalarında kaybolup giderler. Ama bizim liderimiz, ebedi başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk, dünya tarihinin en üst sayfalarında ebediyen, dünya var oldukça adını sürdürecek ve yaşatacaktır. Öyle bir lider düşünün ki çocuklarına bir bayram hediye etsin. Öyle bir lider düşünün ki milletine bir cumhuriyet hediye etsin, fakat birileri bu cumhuriyeti yıkmak ve yok etmek için mücadele etsin. Öyle bir lider düşünün ki bundan 100 yıl önce bütün dünyayla savaşsın, harp etsin ama şu an bu cumhuriyeti, bu devleti, bu Misak-ı Milli sınırlarını birileri parayla satmaya kalksın, kapılarını başkalarına açsın. Türkiye'nin geleceğine, varoluşuna ve egemenliğine sekte vurulsun. Öyle bir lider düşünün ki varlığını Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne ve onun aziz milletine adasın. Ancak öyle liderler gelip geçecek ki Türkiye Cumhuriyeti'nin varlığını yıkmaya kimsenin gücü yetmeyecektir.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 86 yıl önce bugün bu saatlerde hayata gözlerini yumdu. Fakat ölümünün üzerinden 86 yıl geçen bir lider düşünün ki sevgisi, milletinin yüreğinde her gün, her an ve her yıl bir kat daha artsın, vatandaşları tarafından sevilip saygı ile anılsın. Biz de bütün içten duygularımızla ve gönlümüzle sevgimizi ve hürmetimizi bir kez daha sunmak istiyoruz. Evet, bu duygu dolu günde başka şeyler söylemek istemezdim ama Türkiye, maalesef oradan oraya savrulan bir hal almış durumda.
Türkiye'de artık ekonomik şartlar, neredeyse ülke güvenliğinin önüne geçmiş durumda. Daha asgari ücretin tespitine yaklaşık 50 gün varken, asgari ücretin yüzde 20 mi artırılacağı, yüzde 25 mi artırılacağı hesaplanırken, geçen yıl 1 Ocak'ta 17.002 TL yapılan asgari ücretin bugün 10.000 TL'ye düştüğü görülmekte. Bunu devletin resmi kurumları da çeşitli rakamlarla açıklamaktadır. Eğer yaklaşık 10,5 ay önce 17.000 TL'ye yükselttiğiniz asgari ücret bugün 10.000 TL seviyelerine inmişse, yüzde 25 zam yapsanız bile bu, şu anki parayla 12.500 TL civarına gelecektir. İnsanları yine açlığa, yokluğa ve sefalete mahkum edeceksiniz.
Türkiye, Diyarbakır'da Tavşantepe Köyü'nde katledilen Nare çocuğumuzun mahkemesini konuşur halde ve buna rağmen hâlâ bir mütalaa konulup katil belirlenmemiştir. 3 gün önce yine bir çocuğumuz İstanbul'da katledildi. Dün ise 3 kadın daha katledildi. Bu güzel ülke maalesef kadın ve çocuk katliamları ve cinayetleriyle anılır oldu. Bu hükümetin bu konuda şikayet etme hakkı yoktur. Neredeyse utanmadan, 22 yıldır ülkeyi yönetirken bir enkaz edebiyatı yapacaklar. Neredeyse bu çocukların ve kadınların katledilmelerinin sorumluluğunu muhalefete yükleyecek kadar yüzsüz ve hadsiz bir hale geldiler. Bundan kurtulmanın yolu nedir? Tek yolu erken seçim değil, derhal seçim yapmaktır. Ülkenin artık kaçacak yeri kalmamıştır. Birileri teröristleri cezaevinden çıkarmaya çalışırken, başkaları bu durumu meşrulaştırmaya uğraşırken, birileri de Türkiye'nin kötü gidişatına alkış tutmakta ve bundan kendi iktidarlarına çıkar sağlamaya çalışmaktadır.
Sosyal medyada bugün birçok ismi, iktidar partisine mensup isimleri takip ettim. Bugün, 10 Kasım ile ilgili tek bir satır, tek bir paylaşım bile yapmadılar. Türkiye'nin bugün en kıymetli değeri Gazi Mustafa Kemal Atatürk'tür. Atatürk'e sahip çıkmak, cumhuriyete, laik ve demokratik hukuk devletine sahip çıkmaktır. Bu sahip çıkmanın karşılığı Atatürk'ün bize bıraktığı mirastır. Dolayısıyla hükümetin bir an önce erken seçim kararı alması ve artık kendi hatalarını muhalefete yüklememesi gerekmektedir. Yine Kaz Dağları'ndan çığlıklar duyuyoruz. 1 milyon ağacın kesildiği ve kesilmeye başlandığı söyleniyor. Bu katliamları yapanlar yine yandaş müteahhitler ve işbirlikçi firmalardır. Geçen hafta da belirttiğim gibi, Türkiye'nin tüm varlıklarını yok ettikleri gibi şimdi de yeraltı varlıklarına göz dikmişlerdir ve gelecek nesilleri garanti altına alacak hiçbir şey bırakmamışlardır.
Bugün Türkiye, fiili bir göçmen sorunu ve işgal altındadır. Bu durum, doların anılarında yazdığı gibi 4,5 milyon sığınmacının zorla getirilmesiyle, ülkenin dünyanın en büyük afyon üreticisi ve uyuşturucu kartellerinin cirit attığı bir yer haline gelmesiyle sonuçlanmıştır. Bu anıları okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum. Türkiye'deki ekonomik sıkıntılar milli güvenlik sorunu haline gelmişken, göçmenler de bir üst kademede ciddi bir tehdit unsuru olmuştur. Avrupa ülkelerinin suçlu göçmenleri Türkiye'ye iade etme projesi, ülkenin dünyanın sabıkalı çöplüğü haline getirileceğinin bir göstergesidir.
Allah, bizi bu iktidardan bir an önce kurtarsın. Bugünün önemine ithafen bir şiirle sözlerimi bitirmek istiyorum:
Olur mu ifade-i hakikat ıslanmış satırlarda?
Korkma, görülsün gözyaşları yanaklardan.
Akan sensin o milletin, o saatler.
Hiç dokuzu beş geçmedi buralardan.
Şişleriyle harman olduysa bu tepeler,
Şehit kanıyla oldu bütün bu hayaller.
Bugün demir gibi duruyorsak bizler,
Asırlar sonrasındadır bütün bu cümleler.
Ayrılsa da ruh bedenden, emriyle kalmaz,
Kalmaz bu millete kazınmış izleri.
Elbet bilinir, sonumuz ebedidir.
Burada saatler dokuzu beş geçmedi.
Hepinize saygı, selam ve hürmetlerimle teşekkür eder, Ulu Önder Atatürk'ü bir kez daha saygıyla anar, iyi günler ve iyi hafta sonları dilerim.”