ESKİŞEHİR HABER

Hatice Kılıç: Emekliler açlık, yoksulluk ve sefalet üçgenine hapsediliyor"

Hatice Kılıç: "Avrupa’da yaşlıların 1/3’ü haftada en az üç saatini fiziksel aktiviteye ayırıyor. Türkiye’de ise yaşlıların en büyük fiziksel aktivitesi, hasta garantili şehir hastanelerinde bir doktordan diğerine yetişmeye çalışmaktan ibaret!"

Abone Ol

DİSK Emekli Sen Eskişehir Şube Başkanı Hatice Kılıç şu ifadeleri kullandı;

Bugün 1 Ekim Dünya Yaşlılar Günü. Ancak ne yazık ki yaşlıların hayatın olağan akışı içerisinde edindiği deneyimleri, yurttaş olma bilinciyle geçirdikleri yılların hayata ve kendilerine kattıklarını kutlayacakları günlerden geçmiyoruz. Bunun yerine, 1 Ekim Dünya Yaşlılar Gününü, mücadele ederek, yaşlıların gasp edilen haklarını geri isteyerek geçirmek zorundayız. Ve herhalde, Dünya Yaşlıların Gününde, yaşlıların ve emeklilerin sokaklara dökülüp haklarını yüksek sesle haykırmak zorunda kaldığı tek ülkede yaşıyoruz.

Evet, bugün Dünya Yaşlılar Günü. Her geçen yıl daha fazla insanı içeren bir gün. Zira dünya ve Türkiye nüfusunun yüzde 10’undan fazlasını yaşlılar oluşturuyor ve bu oran giderek artıyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına göre, yaşlı nüfus sayısı 8 milyon 722 bin 806’ya yükseldi. 9 milyona yakın yaşlının en temel hak ve özgürlükleri ise ısrarla tanınmamaya devam ediyor. Yaşlıların “yaşlılık” çatısı altında tek ve muhtaç bir kesim olarak ele alınması, yaşlılara yönelik sosyal politikaların da “yardımlardan” ileriye gidememesine neden oluyor.

Yaşlılar, sosyal politikaların yetersizliği nedeniyle ekonomik olarak güçsüzleşiyor, sosyal yaşamın dışına itiliyor, ulaşım ve sağlık hizmetleri başta olmak üzere kamusal hizmetlere erişimi engelleniyor. Tüm bunlar toplumdaki ayrımcılık pratiklerine bir yenisini; yaş ayrımcılığını da ekliyor. Yaşlılığın, yaşamın doğal bir evresi olduğu gerçeği göz ardı ediliyor; yaşlılar adeta bütçede bir gider kalemi olarak görülüyor.

Yaşlılığa dönük sosyal politikaların başında gelen emeklilik hakkı, on yıllar boyunca alın teri dökerek çalışan insanların, ömürlerinin geri kalanında yaşamak için çalışmak zorunda kalmamalarını sağlamayı amaçlıyor. Bu hakkın tam ve etkin kullanılmasının yolu, yaşlıların emeklilik döneminde yurttaşlık haklarının tümüyle korunması ve gelirlerinin insan onuruna yakışır bir düzeyde belirlenmesinden geçiyor.

Ancak bugün dünya genelinde yaşlı insanlar için gelir korumasında bölgesel farklılıklar dikkat çekmeye devam ediyor. OECD ülkelerinin yarısından fazlası, emeklileri enflasyonun etkilerinden tümüyle korurken Türkiye’de memur emeklileri resmi enflasyonun dahi altında zam alırken; kök aylığı belirli bir seviyenin altında olanlar işçi emeklileri her zam döneminde sıfır zamma mahkûm ediliyor.

Sıfır zamma mahkûm edilen emekliler ve hak sahibi yaşlılar açlık, yoksulluk ve sefalet üçgenine hapsediliyor. Türkiye’de 2019 yılında yüzde 14,2 olan yaşlı nüfus yoksulluk oranının, 2023 yılında yüzde 21,7’ye kadar tırmandığı TÜİK verilerinde görülüyor. Dahası, 65 yaş üstü kadınlarda yoksulluk oranı 2021’de yüzde 12,6 iken 2023 yılında yüzde 22,4 seviyesine yükseldiği de yine TÜİK verilerinden anlaşılıyor.

Bir kez daha vurguluyoruz: emekli aylıklarının sistematik olarak düşürülmesi, yaşlı yoksulluğunun artışındaki en büyük etkendir!

2012’de Türkiye’den daha düşük emekli ve hak sahibi aylığına sahip ülke sayısı 9 iken, bu sayı 2021’de 1’e düşmüştür. Diğer bir deyişle, Türkiye, en düşük emekli ve hak sahibi aylığına sahip 2. ülkedir! Emekli aylığı ve hak sahiplerine yapılan ödemelerin milli gelire oranında Avrupa ülkeleri ortalaması yüzde 9,5 iken Türkiye’de bu oran yalnızca yüzde 4,1’dir!

Bir kez daha vurguluyoruz: Emekli ve hak sahipleri ekonomik büyümeden pay alamamakta; bölüşüm ilişkileri emekli ve yaşlılar aleyhine hızla bozulmaktadır. Bu bozulma ise beraberinde emeklilerin çalışmaya devam etmelerine ya da iş başvurusu kuyruklarında beklemelerine neden olmaktadır.

Değerli dostlar;

Avrupa’da yaşlıların 1/3’ü haftada en az üç saatini fiziksel aktiviteye ayırıyor. Türkiye’de ise yaşlıların en büyük fiziksel aktivitesi, hasta garantili şehir hastanelerinde bir doktordan diğerine yetişmeye çalışmaktan ibaret!

 Avrupa’da yaşlıların üçte birinden fazlası kültürel etkinliklere katılıyor. Türkiye’de buzdolabına yiyecek koyamayan, cep yakan faturalardan ellerini ısıtamayan yaşlıların kültürel etkinliklere ayıracak durumu yok!

Avrupa’da yaşlıların yarısına yakını turistik faaliyetlerde bulunuyor. Türkiye’de yaşlılar ortalama bir evin kirasını karşılamaya yetmeyen aylıkları nedeniyle tatil planı yapamıyor!

Avrupa’da yaşlıların beşte birinden fazlası gönüllü faaliyetlere katılıyor. Türkiye’de ise yaşlılar yaşamak için zorunlu hale gelen hak talepleri eylemlerinden gönüllü faaliyetlere katılacak zaman bulamıyor!

Avrupa’da belirli bir yaşa gelip emekli olan insanlar, sendika çatısı altında haklarını savunurken, Türkiye’de emekliler emeklilikten doğan haklarını kazanma mücadelesinin yanında sendikalı olma mücadelesi de vermek zorunda kalıyor! Türkiye’de emeklilerin sendikal hak ve özgürlükleri gasp ediliyor!

DİSK Emekli-Sen olarak tüm bunları görüyor, yaşlıların sesi olmaya devam ediyoruz.

Yaşlılıkta insan onuruna yaraşır bir yaşam için,

Yaşlıların ekonomik olarak yaşam standartlarının iyileştirilmesi, adil ve yaşanabilir ekonomik koşullar için,

Nitelikli ve ücretsiz sağlık hizmetinin, evde bakım hizmetlerinin etkin biçimde sağlanması için,

Yaşlıların kent hakkının ve barınma sorununun çözülmesi için,

Kültürel ve sosyal yaşama katılmalarının önündeki tüm engellerin kaldırılması için,

Yaş ayrımcılığının son bulması için mücadelemizi sürdürüyoruz!

1 Ekim Dünya Yaşlılar Gününde açılan meclise, 9 milyona yakın yaşlı yurttaşı da temsil ettiklerini hatırlatıyor ve sesleniyoruz:

Hayvanların katledilmesine, halkın iradesiyle mecliste olmaya hak kazananların vekilliğinin düşürülmesine, sermayeye teşvik; tarikatlara bütçe sağlamaya kaldırılan ellerin ne çocuklar, ne gençler, ne kadınlar ne yaşlılar için kalkmadığını biliyoruz.

Meclisteki ellerin yaşam için; daha iyi, daha mutlu, daha eşit bir yaşam için kalkacağı günlerin mutlaka geleceğini bildiriyoruz!

Ellerimiz çoğalacak, ellerimiz yumruk olacak, ellerimiz torunlarımızın geleceğini çalanları, yaşamımızın her evresini burnumuzdan getirenleri oturdukları rahat koltuklardan kaldıracak! Yaşlılık Olağan, Emeklilik Haktır! Yaşasın Haklı Direnişimiz! Yaşasın DİSK Emekli-Sen!