Türk Harb-İş Sendikası Eskişehir Şubesi Başkanı Hasan Atak şu ifadeleri kullandı;
Bizler, sayıları milyonları bulan emekçiler olarak aylardır hatta yıllardır ifade ettiğimiz bir gerçeği buradan sizlerle bir kez daha kamuoyuna duyurmak istiyoruz. Adil olmayan, yaptığı işe karşılık gelmeyen, milli gelire sunduğu katkıyı karşılamayan, insanca yaşayacak ihtiyaçlarımıza cevap veremeyen maaşlar ile geçinemiyoruz. Zaman kaybetmeden acilen ücret ve maaşlarımızın geçinebileceğimiz, asgari düzeyde de olsa insanca yaşayabileceğimiz bir düzeye yükseltilmesini istiyoruz.
Eskişehir şubesi üye ve kurulları ile uzun zamandan bu tarafa hiçbir siyasi kaygı gütmeden sınıfsal olarak üyelerimizin emekçilerimizin yanında durduğumuz şekilde dün ne diyorsak bugün de aynı şeyi söylemeye devam ediyoruz. Bugüne kadar alanlarda, sosyal medyalarda, yazılı ve görsel basın aracılığı ile yaptığımız basın açıklamaları ile sesimizi duymaya çalıştık. İşyerlerimizde, mahallelerimizde sorunlarımızı kamuoyu ile paylaşmak çalıştık. Eskişehir’den Ankara’ya kadar yürüyüşler düzenleyerek duyurmaya çalıştık. Ankara’da üyelerimizle birlikte gidererek bir kez daha yaşadığımız sorunlara dikkat çekmek istedik ancak Ankara’ya girmemize izin verilmeden gözaltına alındık. Bunun üzerine şehrimizdeki milletvekilleri, genel müdürlüğümüz, Eskişehir Valimiz, Çalışma Bakanımız, İktidar ve Muhalefet partisi yetkilileri ile bir takım görüşmeler yaparak yol almaya çalıştık ancak maalesef bugüne kadar istediğimiz sonuca ulaşamadık.
Haziran 2024 itibari ile açlık sınırının 18.978,77 TL, yoksulluk sınırının 61.820,10 TL olduğu günümüzde, milyonlarca asgari ücretli işçi bir 1 bin 2 liraya, ya da daha az bir ücrete çalışmaktadır. Ücret ve maaşlarımız reel olarak sürekli erimekte alım gücümüz düşmeye devam etmektedir. Hem emek hem sermaye ve hem de hükümet tarafından konunun muhatapları taleplerimiz karşısında kulak tıkamaya inatla sürdürmektedir. Bugün açıklanan 1,64 Haziran ayı enflasyonu bu inadın devamı ve adeta emekçiler ile dalga geçmektir. Gerçekçi rakamların açıklanması ve ücretlere yansıtılması artık emekçilere karşı bir ahlak sorunu haline gelmiştir.
Sayın Kamuoyu değerli basın emekçileri;
Görüyoruz ki biz ürettikçe, yeni değerler yarattıkça yoksullaşırken birileri sırtımızdan zenginleştikçe, zenginleşiyor. 2016 yılında emeğin ulusal gelirden aldığı pay %32 iken 2022 yılında bu oran %23,7’e kadar gerilemiştir. Aynı dönemde sermayenin payı ise %41,6’dan %49,9’a yükselmiştir. Çarkların kimin çarkı için döndüğünü açıkça göstermektedir. Maalesef ki enflasyonun, hayat pahalılığının, ekonomik sıkıntıların kaynağı olarak işçi ücretlerini göstermektedirler. Patronlar işçilerin ürettiği her değerin kaymağını alırken, işçilere düşen ise sadece yoksulluk, geçim sıkıntısı enflasyonla boğuşmak olmuştur.
İşçi-emekçilerin derdini dert etmedikleri aşikârdır. Çalışanların emeği ile geçinmelerin başında bir türlü geçindiremeyen asgari kölelik ücreti yanında bir de vergi soygunu var. Toplam vergi gelirlerinin %75’ni bizişçilerden emekçilerden dar gelirilerden alınmaktadır. Bordrodan kes gitsin, koy vergi dilimini, al KDV, ÖTV gibi dolaylı vergilerle işçinin yükü artık arşı aşmıştır. Buradan soruyoruz: Dünyanın neresinde “vergi dilimi” hukümet eliyle “Yasal soygun” dan başka bir şey değildir.
Yeter artık! Elinizi işçinin, dar gelirlinin, emeklinin cebinden çekin. Ekonomik krizin, enflasyonun ve hayat pahalılığının sebebi milyon dolarlık vergileriniz affettiğiniz sermayedarlar, kredilerle, teşviklerle beslediğiniz iş birliği patronlar ve emek karşıtı uyguladığınız ekonomi politikalarıdır.
Kamu çerçeve protokollerinin hışmına uğrayan yüzbinlerce kamu işçisi yoksulluk sınırının yarısı kadar bir maaşa mahkûm edilmiştir. Gerçek bir EK ZAM talebi için seslerini yükselten kamunun bir kolu olan iş savunma sanayii işçileri ise sendikal barikatlarla engellenmiş görmezden gelinmiştir
Bizlere hala sabredin çağrıları yapılmaktadır. Biz emekçilere zorlu dayatılmaya ve giydirilmeyen çalışılan bu ekmekten kefeni ve Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek yeni vergi Programı’nı kesinlikle reddediyoruz. Emekçilerin bu yokluk enflasyon kıskancında daha da kötüye götürecek olan bu programa ve uykusuz kalmıştır de ne katlanacak sabırları kalmamıştır.
İşsizli büyürken, emekçimizin küçüldüğü, hak ve özgürlüklerimize ayaklar altına gittiğinde, hukuksuzluk ve adaletsizliğin tam gaz devam ettiği bir ortamda insanca yaşamak için biz işçi emekçilerinin insanca yaşayacak yaşam koşulları sağlanmasından başka bir şey olamaz.
Biz Türk Harb İş Sendikası işçileri olarak insanca yaşayacak ücret politikasını desteklemelerini istiyoruz. Asgari ihtiyaçlarımızın karşılanacağı evlatlarımızdan emek hırsızlığı yapılmadan ancak “Temel ihtiyaçlarını karşılanma kadınım kaygısında olmamız gerekmektedir.
Buradan Türk İş ve Türk Harb İş Genel merkezimize çağrımız; “Tüm siyasi kaygı ve siyasi konjonktürden bağımsız bir şekilde emeğin ve emekçinin yanında yer alarak sesimizi duyurmak adına tüm mücadele yollarını kullanarak eylemlilik süreçlerinin başlatılması ve işçinin kaderinin yalnızca ilgili görüşmelere bırakılmamasıdır. Ek Çerçeve Protokolde yer alan 13. Madde ile işçiye emekçiye verdiğiniz sözlerin arkasında olarak gereğini yapmanızıdır.
Buradan Hükümete çağrımız; “ivedilikle ek protokolün tekrar gözden geçirmeleri ve gerçek enflasyon rakamlarının dikkate alındığı, kabul edilebilir bir oransal refah payı ve seyyanen artış yapmalardır. Geçmiş dönemlerde yaşanan kayıpların telafisi için ek zam reel gelir artışı sağlanmadığı gibi maaşlarda refah payı ve vergi düzenlemesi yapılması şart olmuştur. Artık bu sorun yalnızca bir mali sorun değil ülkemizin milli sorunudur. Bunu görmeniz de şart olmuştur.”
Bu nedenle bizler kurullarımızla üyelerimizle birlikte üyelerimizi rahatlatacak insan onuruna ve mesleki etiklerine uygun ücret politikaları tavizsiz hayata geçirilinceye kadar hukuki sınırlar içerisinde üretimden gelen gücümüzü kullanacağımızı, işçiye reva görülen bu hayatın kabul edilmeyeceğini ifade etmeye devam edeceğimiz bunun sorumlularının peşini bırakmayacağımızı Türk Harb İş Sendikası Eskişehir Şubesi olarak üyelerimizin beklentilerini karşılamaya yönelik eylemlerimize ve taleplerimize devam edeceğimizi bir kez daha kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.