ESKİŞEHİR HABER

Eskişehir'de tramvaylara binen köpekler tartışma konusu oldu; Önemli bir açıklama geldi

Odunpazarı Kent Konseyi Başkanı İsmail Kumru, tramvaya binen başıboş köpekler ve hayvan hakları konusunda önemli açıklamalarda bulundu. Kısırlaştırma merkezlerinin kurulması gerektiğini vurguladı.

Abone Ol

Odunpazarı Kent Konseyi Başkanı İsmail Kumru şu ifadeleri kullandı;

“Tramvaya binen köpekler için "binebilir" diyenler var, "binemez" diyenler var. Bu konu Eskişehir'in özel renklerinden birisi diye düşünüyorum. Bazen tramvaylarda fotoğraf ve video çekenler oluyor. Bence spontane bir şekilde bir hayvan tramvaya sığınmışsa, bunda çok garip bir durum yok. Ancak başıboş köpekleri özellikle tramvaya bindirmek ya da bunu teşvik etmek çok doğru değil.

Bir de şöyle bir durum var. Zaten sahipli hayvanlarla birlikte tramvaya binenler oluyor. Onlar da genellikle aşılı oluyor. Sahipli hayvanların kontrollü bir şekilde tramvaya binmesi çok abes bir durum değil. Sokaktaki başıboş köpekler konusunda konuyu doğru yorumlamak gerekiyor. Eğer "Bütün köpekler, bütün hayvanlar her yaşam alanına girmeli" dersek, bu doğru olmaz. Çünkü toplumda herkesin hayvan sevgisi aynı seviyede değil. Bazen çocuklar, kadınlar ya da hayvan fobisi olan kişiler korkabiliyor. O yüzden bu konuyu doğru bir şekilde ele almak, uzmanlardan ve yetkililerden görüş almak gerekiyor.

Odunpazarı Kent Konseyi sokak hayvanları ile ilgili projeler üretiyoruz. Ben şahsen hayvan hakları konusunda çok hassas biriyim. Türkiye’de hiçbir belediye ayrımı yapmaksızın, tüm belediyelerin öncelikle kısırlaştırma merkezleri kurması gerektiğini düşünüyorum. Bunu yıllardır savunuyorum. Hayvan hakları ve insan hakları konusunda hassas biriyim. Geçmişte de bu konulara dair aynı noktada duruyorduk, şimdi de duruyoruz. Hayvanlarla ilgili kontrolsüz bir üreme sorunu var ve bunun kontrol altına alınması gerekiyor.

Bu konuda yasalar, hayvan hakları savunucuları, sivil toplum kuruluşları, hükümet yetkilileri ve muhalefet temsilcileriyle birlikte ele alınmalı. Önemli olan, hayvan haklarını koruyacak bir sistem oluşturmak. Uyutma yöntemi yerine, kısırlaştırma merkezlerinin kurulması gerekiyor. Hükümetin de bu konuda iyi niyetle bir politika ortaya koyması şart.

Bu yasayı yanlış anlayıp hayvanları öldürmeye kalkan vatandaşlara var deniliyor. Bu aslında yanlış anlamaktan ziyade, bazı insanların hayvan haklarını tamamen reddetmesiyle ilgili bir durum. Onlar, dünyada sadece insanların yaşaması gerektiğini düşündükleri için böyle hareket ediyorlar. Ama unutmayalım ki, kediler de olacak, köpekler de olacak. Ancak bu kontrolsüz bir şekilde değil.

Avrupa’da bir şeyin yapılması, onun mutlaka doğru olduğu anlamına gelmez. O politikaların da doğruluğu sorgulanabilir. Belki yakında Avrupa’da tekrar sokakta kedileri ve köpekleri görebiliriz. Bizim yapmamız gereken şey, hayvan hakları politikasını doğru bir şekilde belirlemek. Ne tamamen kaldırmak ne de tamamen serbest bırakmak doğru bir yaklaşım.

Örneğin köylerde güvenlik açısından köpeklerin önemi büyüktür. Kırsalda bir ev kurduğumuzda genellikle bir köpek sahipleniriz. Aynı şekilde evlerimizde kediler de büyük dostlarımızdır. Dünyanın düzeni böyle. İnsanlarla birlikte hayvanlar da var olacak.”