Sendikalar tarından yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi;

"Son günlerde öğretmen ve idarecilere karşı ülkenin birçok yerinde uygulanan şiddet haberleri eğitim camiasını sarsmaktadır. Önlem alınmadığı için ölüyoruz!
En son İstanbul'un Eyüp ilçesinde bulunan özel bir okulda müdür olarak görev yapan emekli öğretmen İbrahim Oktugan bir öğrencisi tarafından öldürüldü. Sessiz kalmıyoruz!

Cuma günü Eskişehir başta olmak üzere tüm Türkiye’de, eğitimde yaşadığımız şiddete dur demek için iş bırakıyoruz. Bu sorun sadece bizim sorunumuz değildir! Eğitim sendikaları bir arada tek yumruk olmuş durumdayız. Artık yeter! Bakanlık  bizleri hedef göstermek dışında ne yapıyor! Bu durumun temel nedeni MEB’in uyguladığı politikalardır!

Alınamayan önlemler nedeniyle dün 40 yılını çocukların eğitimine adamış bir öğretmen arkadaşımızı, bakanlığın ideolojik örgütlenme alanına çevirdiği, yapboz tahtasına dönüştürdüğü eğitim politikalarının sonucu olarak kaybetmiş olmanın derin üzüntüsünü yaşıyor, İbrahim Oktugan öğretmenimizin ailesi başta olmak üzere tüm meslektaşlarımıza ve eğitim camiasına başsağlığı diliyoruz.

Toplum olarak hayatımızın her aşamasında evde, sokakta, iş yerlerinde her gün karşı karşıya kaldığımız şiddet olgusu, okullarımızı da sarmalamış, eğitim emekçilerini de şiddetin hedefi haline getirmiştir. Son olarak İstanbul'da yaşandığı gibi ölümle sonuçlanan ağır sonuçların ortaya çıkmasına neden olmuştur.  Türkiye’nin her yerinde eğitim kurumlarında birbirine benzer şekillerde eğitim emekçilerini hedef alan şiddet olaylarının yaşanması, şiddetin arkasındaki nedenlerin ortaya çıkarılmasını, eğitim kurumlarında eğitim emekçilerinin can güvenliğinin sağlanmasını gerektirmektedir.

Yaşanan bu şiddet olayları adeta bir bakanlık politikasına dönüştürülen eğitim emekçilerinin itibarsızlaştırılmasından ayrı düşünülemez. Bugün bir Eğitim emekçisini hayattan koparan ne basit bir öfke krizi ne failin öğrenci ya da veli oluşu, ne de öğrencinin uyruğu ile ilgilidir. Bizzat bakanın yaptığı açıklamalarla eğitim sisteminin tüm başarısızlığının nedeni olarak öğretmenlerin gösterilmesi, CİMER uygulamasının velilerin elinde bir sopaya dönüştürülmesi, MEB’in eğitimde yaşanan tüm sorunlara çözüm üretmek yerine öğretmeni ve idarecileri veli ve öğrenci karşısında tek muhatap olarak bırakması, bugün yaşananlara zemin oluşturmuştur.
Okullarda yaşanan şiddetin ve öğretmenlere yönelik saldırıların önlenebilmesi, öncelikle her fırsatta öğretmenleri, eğitim emekçilerini hedef haline getiren politika ve uygulamalara son verilmesinden geçmektedir.

Gün birlik olma günüdür. Eğitim sen, Eğitim İş, Hürriyetçi Eğitim Sen ve Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası olarak okulda şiddet olaylarının durması için Milli Eğitim Bakanlığını acilen harekete geçmeye ve önlem almaya çağırıyoruz."

Editör: Akif Yer