ESKİŞEHİR HABER

Eskişehir'de flaş açıklama; "Sessiz kalırsak, eczanelerimiz birer birer kapanacak"

Mustafa Çelik, eczanelerin ekonomik zorluklar nedeniyle ayakta kalmakta zorlandığını belirtti. SGK ile ilaç temin protokolü 1 Ekim 2024’te sona erdi, ancak yeni bir anlaşma sağlanamadı.

Abone Ol

9. Bölge Eskişehir Eczacı Odası Başkanı Mustafa Çelik şu ifadeleri kullandı;

“Bizler, köylerden kentlere, ilçelerden mahallelere, ülkemizin dört bir yanında kesintisiz hizmet sunan, toplumla iç içe, birinci basamak sağlık hizmet sunucusu olan eczacılarız.

Bizler, hastalarımızın ihtiyaç duydukları ilaçlara en güvenilir ve en hızlı şekilde ulaşmalarını sağlayan, en yakın sağlık danışmanlarıyız. Birinci basamak sağlık hizmetinin ayrılmaz bir parçasıyız.

Ancak mevcut ekonomik koşullar ve artan maliyetler karşısında eczanelerimizi koruyan, onları ayakta tutan gerçekçi önlemlerin alınmadığı bir noktadayız. Defalarca dile getirmemize, taleplerimizi ısrarla ifade etmemize rağmen eczanelerdeki kan kaybı görmezden gelindi. Bu anlamda 2024 yılı hem hastalarımız hem de bizim açımızdan çok zor geçti. 30 bini aşkın eczanemiz, sunduğu ilaç ve eczacılık hizmetlerini sırtındaki mali yüklerle boğuşarak sürdürebildi. Ama daha da kötüsü şunu duymazsa, gerekli önlemler alınmazsa 2025 yılı daha da karanlık bir yıl olarak anılacaktır. Eczanelerimizin ışığının karardığı, sağlık kapısının kapandığı bir yıl olacak.

Türk Eczacıları Birliği ile Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) arasındaki İlaç Temin Protokolü 1 Ekim 2024 tarihinde sona ermiştir. 4 aydır yeni bir protokol üzerinde mutabakat sağlanamamıştır. Yeni bir protokol imzalanamamıştır. Buna rağmen, eczanelerimizde ilaç eczacılık hizmetleri halen büyük bir özveriyle sürdürülmektedir.

Eczanelerimizin ilaç ve eczacılık hizmetlerini sağlıklı bir şekilde sürdürebileceği, günün ekonomik koşullarına uygun bir protokolün ivedilikle hayata geçmesini hem kendimiz hem de hastalarımız adına talep ediyoruz. 30 bini aşkın eczanemizin ayakta kalması, hastalarımıza hizmet sunumuna devam edebilmesi, ancak gerçekçi koşullarda ve tam bir mutabakatla imzalanacak protokole bağlıdır.

Sosyal Güvenlik Kurumuna, bir sorumluluğunu daha hatırlatmak istiyoruz:

Sosyal Güvenlik Kurumu mevzuatta bulunmasına rağmen, Kamu Kurum İskontosunu ülkeden çekilme tehdidiyle uygulamayan, aradaki fiyat farkını vatandaşlarımızın sırtına yükleyen ilaç firmalarına izin vermemelidir. Sosyal Güvenlik Kurumunu göreve davet ediyoruz; Kamu Kurum İskontosundan doğan fiyat farkları vatandaşlarımızın cebinden çıkmasın istiyoruz.

Bunun yanı sıra, Sağlık Uygulama Tebliğinde son yapılan düzenleme ile hasta katılım paylarına yüzde 542’ye varan artışlar yapılmıştır. Emekli, asgari ücretli ve özellikle kronik hastalığı bulunan vatandaşlarımızı çok zor durumda bırakan bu artışların geri çekilmesini istiyoruz. Ayrıca söz konusu muayene ücretlerinin tahsilatı, hiçbir ilgisi olmamasına rağmen eczanelerimize yaptırılmakta, vatandaşlarımızla meslektaşlarımız karşı karşıya getirmektedir. Eczacılar olarak mağduriyetlerimizi SGK’dan daha vatandaşlarımızla tartış etmek istemiyoruz.

Bir diğer önemli husus ise ülkemizde ilaç fiyatlandırma politikalarını belirleyen ilaç fiyat kararnamesinde ilaçta uygulanan sabit euro kuru ve güncel euro kur arasında oluşan farkın giderek artmasıdır. Artan kur farkı dünyanın çeşitli yerlerinde yeni geliştirilen ilaçların %87’sinin Türkiye’de ruhsat almamasına ve halkımızın yeni geliştirilen bu ilaçlardan istifade edememesine, yeni tedavi yaklaşımlarına ulaşamamasına neden olmaktadır. Tüm bunlar yetmezmiş gibi son yıllarda çok uluslu ilaç şirketleri kur farkının giderek artmasından dolayı birçok ilacını maalesef ülkemizden bir bir geri çekmektedir.

Tüm bunlar dışında, Eczacılar ilaca yapılan zam sonrası ilaç fiyat kararnamesinde eczacıya yönelik iyileştirme yapılmaması ve enflasyonun her kesimi etkilediği bir ortamda artan maliyetler karşısında ayakta kalmaya çalışmaktadır.

Tüm bu nedenlerle, ilaç fiyat kararnamesinin enflasyon oranlarına göre güncellenmesi ve eczanelerin sürdürülebilir bir gelir modeline kavuşmasını sağlayacak şekilde ilaç fiyat güncellemeleriyle karlılık baremlerinin otomatik artması uygulamasının acilen hayata geçirilmesi gerekmektedir.

Bizler gibi gerek diğer Bölge Eczacı Odalarımız gerek de Türk Eczacıları Birliği yöneticilerimiz yaşadığımız bu zorlukları konunun yetkililerine, siyasi partilerin değerli temsilcilerine defalarca aktardık. Ancak ne yazık ki ne hastalarımız ne de meslektaşlarımız adına kalıcı ve gerçekçi bir çözüme henüz ulaşamadık.

Bugün sessiz kalırsak, hastalarımız ilaçlarına erişimde çok daha büyük sorunlar yaşayacak.

Bugün sessiz kalırsak, eczanelerimiz birer birer kapanacak.

Bu nedenle buradan tekrar haykırıyoruz:

İlaç ve sağlık hizmetlerinde bilginin, emeğin ve güvenin ilk adresi olan eczanelerimizin bu şartlarda ayakta kalması mümkün değildir. Acil önlemler alınmazsa eczane iflaslarının başlaması an meselesidir.

Bu talebimiz sadece meslek grubumuz adına yapılan bir çağrı değildir! Bilinmelidir ki, ülkemizde halk sağlığı sisteminin etkinliği ve ayakta kalması da ancak bu şekilde mümkündür.

Biz eczacılar, halkımızın sağlık kapısını açık tutmak için buradayız ve mücadelemize devam edeceğiz.

Haklı taleplerimizin karşılanması için gerekli adımlar atılsın, sağlık kapınız açık kalsın!“