Saadet Partisi Eskişehir İl Müfettişi Nazif Ayaz şu ifadeleri kullandı:
“Ülkemiz içerisinde bulunduğu konum ve siyasetçiler dolayısıyla her daim gündemi yoğun olan ve önüne çıkan problemler çözülerek ortadan kaldırılmak yerine her seferinde geçici tedbirler ile tehir edilerek göz ardı edildiği için artarak devam ediyor. 2 gün evvel 14 Mart Tıp Bayramı idi. Bu vesile ile başta hekimlerimiz olmak üzere tüm sağlık çalışanlarımızın tıp bayramını kutluyor ve problemleri karşısında “giderlerse gitsinler” denilmediği, mesleklerini korkusuzca ve çalışma şartlarının iyileştiği bir ortamda yapabilmelerini temenni ediyorum.
Ve yine 2 gün sonra 18 Mart Çanakkale Zaferimizin yıldönümü. Bağımsızlık ve özgürlüğümüzü tüm dünyaya tescil ettirdiğimiz büyük zaferin üzerinden 110 yıl geçmiş, bizlere bu zaferi yaşatan ve bu uğurda hiç düşünmeden canlarını feda eden tüm şehitlerimize Yüce Allah’tan rahmet diliyor ve bizlerin de bugün bu coğrafyada olan tüm olaylar karşısında onlara layık olacağımız bilinçle hareket edebilmeyi niyaz ediyorum.
Şimdi de malum olduğu üzere hafta içerisinde açıklanan ve tüm emeklilerimizin merakla beklediği yaklaşık 12 gün sonra idrak edeceğimiz bayram dolayısıyla verilecek olan bayram ikramiyesine değinmek istiyorum. Bildiğiniz gibi AKP iktidarı 2018 yılında seçimleri kazanabilmek uğruna istemeyerek olsa da o dönem seçime giren başta Saadet Partimiz olmak üzere birçok muhalefet partisinin de emeklilere bayram ikramiyesi vaadinde bulunmasından dolayı bu ikramiyeyi vermek zorunda kalmıştı. O dönem yani 2018 yılında ilk defa emeklilere 1.000 TL olarak verilen ikramiye ile hemen hemen küçükbaş bir kurbanlık alınabiliyordu.
O günden bu güne kadar geçen sürede iktidar bu ikramiyeyi ara ara artırarak en son bu hafta açıkladığı rakam ile 4.000 TL olarak ilan etti. Peki, 7 yıl önce bir küçükbaş kurbanlık alınan bu ikramiye AKP iktidarının iddia ettiği gibi “ekonomimiz gayet iyiyse ve her şey çok güzelse” neden bugün bir kurbanlık alabilecek seviyede değil de yaklaşık 7-8 kg kıyma alabilecek düzeyde hesap ediliyor?
Sırf et hesabıyla bile, bayram ikramiyesinin en az 12 bin 500 TL olması gerekiyor. Sebebi ister enflasyonist etki yaratması olsun, isterse kasada para olmayışı, neresinden bakılırsa bakılsın zalimane bir tercihle karşı karşıyayız. Zalimane çünkü iktidarın emekliye gücü yetiyor! Sanki alım gücünün düşmesinden, yüksek enflasyonun sorumlusu bizzat bu iktidarın, yanlış ve kötü ekonomik politikaları değilmiş gibi…
Politikaları değilmiş gibi enflasyonun faturası yine en kırılgan ve en masum kesimlerden biri olan emeklilere ödetiliyor.
Üstelik bu açıklama TÜİK’in çok çarpıcı çıktılar içeren Yaşlılık 2024 verilerini açıkladığı sırada yapılıyor. TÜİK verilerine göre, 65 yaş üzerinde iş hayatına dönüşler artıyor. Gelir dağılımını alt üst eden ve yoksulluğu artıran yüksek enflasyon yaşlı nüfusun iş gücüne yeniden katılımına yol açıyor. Toplam işgücündeki artış, 65 yaş üstünde ise 0,7 puan artarak, %11,5’ten %12,2’ye yükselmiş.
İstihdamda olan kişilerin sektörel dağılımı ve yaşları ise daha acı bir tablo içeriyor. TÜİK verilerine göre 65 yaş üzeri tarım sektöründen çıkarken, sanayi, inşaat ve hizmetlerde istihdam artışı görülüyor. 2014 yılında 65 yaş üstünde %18,9 olan hizmetlerin payı (temizlik, garson, kurye) %32,1’e çıkmış. Gerçekten de 65 yaş üzerinin, hizmetler sektöründeki yaygınlığını zaten günlük hayat içinde de görebiliyoruz.
Cumhurbaşkanı’nın, gazeteciye “Sen beni dolduruşa mı getirmeye çalışıyorsun?” dediği emeklilerin vaziyeti böyle. 8 kilo kıyma alınabilecek bir parayı “ikramiye” adıyla reva görmek, ikramiye kelimesine hiç uymuyor. Tıpkı müjde kelimesindeki aşınma gibi.
AA’nın haberine göre, “Bayram ikramiyesindeki bin liralık artışın, 2025 yılı bütçesine 28,4 milyar lira ilave maliyet oluşturacağı hesaplanıyor. 28,4 milyar TL, 45 müteahhite ödenmek üzere ayrılan tutarın sekizde biri. Yük dedikleri bu.
Geçmeyen otomobiller için döviz üzerinden ödenen trafik garantileri kadar değeri yok bizdeki emeklinin. Emekli olduğu halde çalışmak zorunda kalanlar, “Neden ben çalışmak zorundayım?” “Neden ben ucuz et kuyruğundayım?” “Neden benim aylığım asgari ücretten bile düşük?” “Neden benim aylığım kiraya bile yetmiyor?” vs. diye sormadıkça ve vaziyetini sorgulamadıkça, bayram ikramiyesinin 4 bin lira mı, yoksa 5 bin lira mı olacağını tartıştırırlar, gerçek meseleleri konuşturmazlar bile.
Saadet Partimiz olarak diyoruz ki; insan onur ve haysiyetine uygun, müreffeh bir yaşam hepimizin hakkı ve biz bunun tesisi için çalışmaya devam edeceğiz.”