Hükümetin, işsiz ve dar gelirli vatandaşlardan Genel Sağlık Sigortası (GSS) prim borçlarını tahsil etme politikası, toplumsal adalet açısından büyük bir tepkiyle karşılandı. İşverenlere sağlanan milyarlarca dolarlık vergi affına rağmen, işsiz gençlerden aylık 600 TL prim talep edilmesi, ekonomik sıkıntılarla boğuşan kesimlere ek yük getirdi. Bu durum, sosyal devlet anlayışının zayıfladığı eleştirilerini gündeme getirdi.
CHP Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gamze Şengel Taşcıer, hükümetin bu politikasını sert bir dille eleştirerek, "Patronların milyarlarca liralık borcunu affedip, işsizlerden ve dar gelirlilerden prim tahsil etmeye çalışmak, 'Aç kal ama yine de öde' demektir. Bu, adaletsizlikten başka bir şey değildir," dedi.
Yazılı açıklamasında Taşcıer, sosyal devletin, işsiz ve dezavantajlı kesimleri koruması gerektiğini vurgulayarak, hükümetin bu anlayıştan uzaklaştığını belirtti. "Bir sosyal devletin görevi, vatandaşlarını borç batağına sürüklemek değil, onların yaşamını güvence altına almaktır," diye ekledi.
Devlet Yönetiminde Ciddiyetsizlik Eleştirisi
Taşcıer, 1 Ocak 2024’te Cumhurbaşkanı tarafından imzalanan kararnameyle 31 Aralık 2024’e kadar GSS prim borcu olanların sağlık hizmetlerinden yararlanabileceği açıklanmasına rağmen, vatandaşlara prim borcu tebligatlarının gönderilmeye başlandığını belirtti. İşsizlerden bu parayı talep etmenin, ekonomik zorluklar altında ezilen vatandaşları daha da çıkmaza sürüklediğini dile getirdi.
Sosyal Devletin Tasfiyesi
Taşcıer, sosyal devlet ilkesine aykırı olarak hükümetin dar gelirli vatandaşlara yönelik baskıcı politikalar izlediğini belirtti. İşsizlerden prim borcu tahsil edilmesi, hükümetin sosyal adalet anlayışından uzaklaştığının bir kanıtı olarak görülüyor.