Eskişehir-Bilecik Tabip Odası Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Komisyonu adına konuşan Dr. Aslı Ünügür şu ifadeleri kullandı;
“Kadına yönelik şiddet, cinsel taciz ve kadın cinayetleri, cinsiyet eşitsizliği, ataerkil sömürü düzeni dedikçe, bizlerin feryatlarına kulaklarını tıkayan yasa yapıcıları ve uygulayıcıları kadın cinayetlerini sadece izliyorlar. Erkek şiddetinin hedefinde, kadınların ve kız çocuklarının yaşamlarını kontrol altına almak, üzerlerinde irade koymak istiyorlar. Biz kadınlar yaşamın her alanında var olmak, özgür olmak, eşit olmak istediğimiz için öldürülüyoruz. Evde, işte, sokakta şiddet her yerde. Hayatın hiçbir alanında kendimizi güvende hissetmiyoruz, hissedemiyoruz. Fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik taciz davranışlarıyla mücadele etmek zorunda kalıyoruz.
Bizler öldürülmekten, şiddet ve taciz tehdidi altında yaşamaktan, kaygı içinde sokakta yürümekten, çocuklarımız için endişelenmekten bıktık. Tüm kadınları şiddet ve tacize karşı sendikalar başta olmak üzere, demokratik kitle örgütlerini, kadın derneklerini, yaşamı her alanda örgütlenmeye, yan yana, omuza omuza mücadele etmeye, harekete geçmeye çağırıyoruz.
Sevgili meslektaşımız Dr. Aynur Dağdemir, 19 Kasım 2015’te Samsun’da çalıştığı özel hastanede, birlikte çalıştığı sekreterini eski eşi olan erkeğin şiddetine karşı korumaya çalışırken saldırıya uğramış ve yaşamını yitirmiştir. Öfkemiz ve acımız hala taze! Sevgili meslektaşımız, şiddete uğrayan başka bir kadın ile dayanışmak ve onu korumak istediği için öldürüldü ve güvenli olmayan çalışma koşulları nedeniyle yaşamdan koparıldı! Sağlıkta şiddet her gün giderek artıyor, yaralanıyoruz, öldürülüyoruz ve maalesef kadın sağlık çalışanlarının şiddete uğrama riskinin daha fazla olduğunu biliyoruz.
Biz sağlık hizmeti vermek, şifa olmak ve yaşatmak için bu mesleği seçtik. Ancak, sağlığın her alanına kapitalist, piyasacı, cinsiyetçi müdahaleleri getiren Sağlıkta Dönüşüm Programına rağmen iyi hekimlik savaşı verirken, hayatta kalma savaşı da verir olduk! Bugün sağlık hizmetleri niteliğini kaybetmiş, çalışanların ihtiyaçlarına kör, eril bir sisteme dönüşmüştür.
Failler, ellerini, kollarını sallayarak hizmet ürettiğimiz alanlara girebilmektedir. Geçtiğimiz yıl Dr. Melek Bağçe, Alanya’da, boşanma aşamasında olduğu erkek tarafından çalıştığı aile sağlığı merkezinde öldürülmüştür. Yine Ekim 2022’de Hemşire Emine Ay çalıştığı aile sağlığı merkezinde bir erkek tarafından vurulmuş, Nisan 2023’te Çanakkale Tabip Odası Başkanı Dr. Ayşe Güneş, eski eşi tarafından hastane bahçesinde saldırıya uğramıştır. Yaşananlar, hem kadına yönelik şiddetin hem de çalışma alanlarımızda gerçekleştiğini göstermektedir. Şiddet sonucu yaşamdan koparılan tüm kadın meslektaşlarımızı unutmadık, unutmayacağız!
Biz kadın hekimler eril şiddeti her alanda üreten ataerkil zihniyete karşı durmaya, mücadele etmeye devam edeceğiz! Artık yeter! Yaralanmak, ölmek, tükenmek istemiyoruz! Yaşamak ve yaşatmak istiyoruz! Güvenli çalışma alanları istiyoruz! Sağlıkta şiddeti üreten, kadınların ve kadın sağlık çalışanlarının ihtiyaçlarına kör sağlık politikalarından vazgeçilmesini istiyoruz! Cezasızlığın son bulmasını istiyoruz! Yaşam alanlarımız gibi çalışma alanlarımızda da baskı ve tahakkümle üretilen eril şiddete karşı mücadelemizi sürdüreceğiz.
Bir arada ve dayanışma içinde olursak güçlü olacağımızı biliyoruz. Biz kadın hekimler varız! Diğer yaşam alanlarında olduğu gibi çalışma alanlarımızda da var olmaya devam edeceğiz!”