Eskişehir Büyükşehir Belediyesi CHP Meclis Üyesi Ali Haydar Çelik şu ifadeleri kullandı;
“Sarıcakaya Belediye Başkanımız Ahmet Dönmez burada da sanki tarafsız bir savcıymış gibi bir görüntü vermeye çalıştı.Evet, şu anda AK Parti’nin belediye başkanı. Öncelikle bu yönüyle bakmamız gerekiyor. Ayrıca, herhâlde savcılık yaptığı dönemde Ergenekon, Balyoz, Zekeriya Öz ve benzeri süreçlerde sesini çıkarmadan, belediye başkanı olma sürecinin taşlarını örerek buraya kadar geldiğini düşünüyorum.
Ama biz, bu ülkede yaşayan yurtseverler olarak tüm bu gelişmeleri yaşadık. Bu süreçlerin ülkemize verdiği zararı hep birlikte gördük. Sizin, gizli tanıklarla hani “Meşe” diye bir isim verdiniz ya insanları nasıl mağdur ettiğinizi, ülkeyi ekonomik, sosyal ve siyasal olarak getirdiğiniz noktada insanların hak, hukuk, adalet istemesine; demokratik haklarına sahip çıkmasına bile tahammülünüz olmadığını burada açıkça ifade ediyorsunuz.
Tıpkı mevcut savcılar gibi davranıyorsunuz. Anayasa’nın 34. maddesi, bizim elimizden alınmış değil. Şu anda kullanmamız gereken en doğal haktır. Sizin “üniversitede kalsın” dediğiniz öğrenciler, bu ülkede sadece müşteri durumuna getirildi. Biliyor musunuz, kaç tane üniversite mezunu işsiz bir şekilde dolaşıyor? İki mi, üç mü? Belediyelerde ve resmi dairelerin kapısında iş bulabilmek için, temizlik işçisi olabilmek adına nasıl çaba harcandığını biliyor musunuz? Demagoji yapıyorsunuz. 1968 yılında kurulmuş bir şirkete kayyum atamanın neresi doğru Sayın Ahmet Dönmez.
Kazım Kurt Başkanım da ifade etti. Boykot çok rahatsız etmiş sizi. Yahu siz, yerli ve milli marka dedikleriniz bu ülkede ne kadar pahalı, farkında mısınız? İçtiğimiz sulara kadar... Allah’tan Eskişehir’de kalabak suyumuz var. Onu da itibarsızlaştırıp, yabancı sermayeye ait su tekellerinin Eskişehir pazarına hâkim olması için dönüp dolaşıp çaba harcıyorsunuz.
Bakın, kullandığınız sabunlardan, zeytinyağından, kozmetik ürünlerinden, çiğnediğimiz sakıza kadar burada sayabileceğimiz onlarca ürün var. Allah’tan Eskişehir’de “Dorlion” gibi markalar oluştu da bu konuda bir nebze avantajlıyız. Bu mesele sadece Bosna Hersek'in hava dili meselesi değil. Siz yabancı sermaye tekellerini buraya arka kapıdan getirdiniz. Bu şirketler bizim suyumuzu bize satıp sırtımızdan para kazanır hâle geldi. Sizin yerli ve milliliğinizden eser kalmadı.
Eğer boykota karşı çıkıyorsanız, bilin ki bu bizim geleneksel ve anayasal hakkımızdır. Kazım Kurt başkanımın dediği gibi: “Ben istediğimi alırım, istediğimi satarım. Niye rahatsız oluyorsunuz. Bırakın, demokratik haklarımızı kullanalım.”