TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Dağtekin şu ifadeleri kullandı;
“Önceki donlarla bu yıl yaşanan donu ayırt etmemizi sağlayan bir fark var. Daha önce de pek çok kez don yaşadık. Ben şahsen yaklaşık 15 yıllık bir meslek hayatına sahibim ve her yıl donla mücadele ederiz. Ne olur? Gece saat 3'te, 3'ten sonra sabaha karşı donla mücadele ederiz. Eksi 11 dereceyi bile gördük ama böyle ciddi zararlar yaşamadık. Neden yaşamadık?
Çünkü normal termometrenin gösterdiği sıcaklık eksi 10 derece bile olsa, hissedilen sıcaklık daha farklıydı. Ve bu farkı birebir kendim yaşadım.
İnsanların ve çiftçilerimizin bu sene zarar görmesinin en can alıcı noktası aslında buydu. Biz dört gün boyunca, ayın 9’undan itibaren sahadaydık. Ancak sahada hissedilen sıcaklık ölçülen değerden daha yüksekti. Kesinlikle daha yüksekti.
Bu nedenle şu anda meyvecilik sektöründe, nereden bakarsak bakalım, bahçeler neredeyse yüzde yüz zarar görmüş durumda. Bizim kendi alanlarımızda ve meslektaşlarımızla yaptığımız görüşmelerde, her elma bahçesinin ne kadar zarar gördüğünü sorduğumuzda, çoğunda yüzde yüz zarar olduğunu öğrendik.
Yani meyveyi geçtik, ağacın üzerindeki yaprak bile kalmamış. Sadece ağacın gövdesi duruyor.
Bu durumla ilgili, şu an için değilse bile ileride mutlaka acil bir durum planı yapılması gerekiyor. Üniversitelerle görüşülmeli, devletin bu konuya el atması gerekiyor. Üreticiler için yeniden bazı şeylerin değerlendirilmesi şart.
Aksi halde hem çiftçinin zararı hem de ülke ekonomisine etkisi düşünüldüğünde, bu yılki zarar gerçekten çok büyük boyutlarda. “Devletten beklentiniz nedir” diye sorulursa, doğrudan “şunu istiyoruz” demek çok doğru değil.
Bu mesele sadece bir ya da iki çiftçinin değil, tüm ülkenin meselesidir. Bu yüzden üniversitelerle, il tarım müdürlükleriyle, bakanlıkla birlikte oturulup konuşulmalı. Bilgili paydaşlarla ve ilgili kurumlarla görüşülerek üretici adına bazı konuların yeniden değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Sabah 05.30 civarında çekilen bir fotoğraf var, sıcaklık -8 ya da -9 dereceyi gösteriyor. O an elimle çektiğim fotoğrafta, hissedilen sıcaklık eksi 10 dereceye kadar düşmüştü. Bu koşullarda biz spring sistemiyle mücadele ediyoruz. Su püskürterek buzu yüzeyde tutmaya ve ısıyı dengelemeye çalışıyoruz. Ancak bu seferki don öyle bir şiddetteydi ki bu yöntem bile yeterli olmadı.
Tek yıllık bitkilerde bazı bölgelerde yeniden ekimle çözüm üretilebilir belki, ancak çok yıllık bitkilerde –özellikle meyve ağaçlarında– durum farklı. Sadece bu senenin değil, 2026 yılının rekoltesini de etkileyecek bir donla karşı karşıyayız. Tarımın ve özellikle meyveciliğin geleceği ciddi tehdit altındadır.
Bu sebeple ilgili kurum ve kuruluşlardan, bir an önce hasar tespit çalışmalarını tamamlayarak çiftçimizin mağduriyetinin giderilmesini talep ediyoruz.