Tüm Emeklilerin Sendikası Eskişehir Şube Başkanı Ali Paşa Şanlı şu ifadeleri kullandı:

Cengiz Holding, biz çocuklarımıza ve torunlarımıza onurlu bir gelecek bırakacağız. Ya siz?

Cengiz Holding’e bağlı Eti Bakır A.Ş., Eskişehir İli Mihalgazi ve Tepebaşı İlçesi Alpagut-Atalan ve Tekeciler Mahalleleri Mevkiinde; Altın-Gümüş Madeni Ocağı, Cevher Zenginleştirme Tesisi, Hazır Beton ve Su Temin Göleti yapmayı planlıyor. Patlatmalı açık ocak işletmeciliği yapılırken, 500 metre derinliğinde dev bir cehennem çukuru açılacak ve dinamitle patlatmalar yapılacak. Bu patlatmalar esnasında tüm evler deprem sarsıntısı gibi sarsılarak zarar görecek. Çıkan tozlar havamıza karışarak ciğerlerimize girecek. Hiç kimse kapı ve pencerelerini açamayacak. Ölümcül solunum yolu enfeksiyonu hastalıkları artacaktır.

İkinci derece deprem bölgesi olan bölgede, deprem korkusu yaşarken bir de her gün defalarca deprem sarsıntısı gibi sarsıntılarla tüm insanlar psikolojik sorunlar yaşayacak.

Günümüzde suyun kıt ve kıymetli bir kaynak olduğunu biliyoruz. Buna rağmen siyanürlü yığın liçi yöntemi ile üretim yapılması nedeniyle, kullanılacak tonlarca suyun heba edilmesi doğayı katletmekten daha beter olacaktır.

Maden arama çevresinde yaklaşık 200 çeşme ve 20 su kaynağı var. Bu sarsıntılarla su kaynakları yer ve yön değiştirecek, kuruyacak. Kaplıcaların suları çekilip kuruyacak. Alpagut Göleti’ni besleyen Kapız Deresi ve Kaya Deresi yolunu şaşıracak. Sadece bu iki dere, 800-900 hektarlık alanı sulamaktadır.

Proje alanı içerisinde; iki adet siyanürlü havuz ve bir adet su temin göleti yer alıyor. Yeraltı sularının toplanmasıyla oluşturulacağı söylenen su temin göletindeki su, tarımda kullanılan sudur. Yeraltı sularımız tamamen azalacaktır. Bugün 50-100 metreden su çekiliyorken, yarın 200-300 metreden bile su çekilemeyecek demektir.

Madenden çıkarılacak olan milyonlarca metreküp kayaçların yıkandığı alanda, 30-40 katlı apartman yüksekliğinde oluşturulacak siyanürlü dev atıklar, Sakarya Nehri'ni besleyen yer üstü ve yer altı sularını zehirli hale getirecektir. Temiz içme sularına siyanür sızacaktır. Dolayısıyla zehirli su içip bağ, bahçemiz, seramızı sulayarak zehirli besinlerle beslenmek zorunda kalacağız ve sağlık sorunları artacak, kanser hastalıkları çoğalacaktır.

İlçenin %90’ı ekmeğini tarımdan kazanıyor. Mihalgazi üreticileri olarak günde 160 bin parça ürün sevkiyatı yapıyorlar. Eskişehir dışında Ankara ve İstanbul’un taze sebze, meyve ihtiyacının çok büyük bölümü bu bölgeden karşılanıyor. Sofralarımızda yediğimiz, tezgahlarımızda sattığımız mis gibi domatesi gelecek nesillere bırakmak istiyoruz. Organik tarımın yapıldığı bu verimli toprakların yok edilmesini istemiyoruz.

Madencilikle bizim ve ülkemizin zenginleşeceği söyleniyor. Yapılması düşünülen tesislerin vereceği zararları biliyoruz. Zaten son örneğini de Erzincan İliç’te gördük. İliç’te yaşanan sadece bir iş cinayeti değil, aynı zamanda verimli topraklarımızın yok edilmesi ve tüm su kaynaklarımızın zehirlenerek yok edilmesidir. Yörede yaşayan tüm insanların kanser olup ölmesi demektir. Tesisin çevreye vereceği zarar, çevre ve doğa cinayetidir. Onun için hep haykırıyoruz: “Her zaman yer üstü, yer altından daha değerlidir.”

Yer altından çıkarılan madenlerle zengin olunsaydı, Afrika dünyanın en zengini olurdu. Sadece zengin olanlar uluslararası kapitalist şirketler ve yerli ortaklarıdır. Ne yazık ki, katlettikleri doğayı da orada yaşayan insanlarla baş başa bırakıp gidiyorlar. Mihalgazi Alpagut Atalan’da Maden Ocağına Hayır Platformu olarak dün Mihalgazi, Alpagut ve köylerine yapılan bilgilendirme toplantılarında başta kadınlar olmak üzere tüm halkın açılmak istenen maden ocağına karşı olduklarını gördük. Ülkemizi talan eden Cengiz Holding’e 15 Ağustos’ta iyi bir ders verileceğine inanıyoruz.

Vahşi madenciliğe karşı mücadelemizde geri adım atmayacağız. Alpagut ve Atalan’da havasına, suyuna, toprağına ve doğasına sahip çıkan yöre halkımızla omuz omuza mücadelemizi kazanana dek sürdürmekte kararlıyız. Ülkemizin ve doğamızın düşmanı Cengiz Holding, bugüne kadar ödemediğin vergi borçlarını hemen öde! Yöremizden ve ülkemizden defol git! Mihalgazi-Alpagut-Atalan halkı yalnız değildir!

Editör: Tolga Bayraktar