Eğitim Sen Eskişehir Şube Başkanı Sertaç Durdu şu ifadeleri kullandı;

"Bu ülkenin emekçileri, üretenleri, bütçenin temel gelir kalemi olan dolaylı ve dolaysız vergileri en çok ödeyenleri olarak yeni bir saldırı paketi ile karşı karşıyayız. Açlık ve yoksulluk sınırları içerisinde yaşamamız yetmiyormuş gibi şimdi yeni bir saldırı dalgası ile cendere altına alınmak isteniyoruz.

Bu paketin IMF’in hazırladığı kemer sıkma paketlerinin bir kopyası olması dışında yeni hiçbir tarafının olmadığını çok iyi biliyoruz. Kamusal hizmetlerin şirketlere devredilerek kamunun tasfiyesinin amaçlandığı neo liberal politikaların devamı niteliğindedir. Bu tasarruf değil daha fazla yoksulluk, daha fazla işsizlik, daha fazla güvencesizlik, daha fazla angarya çalışma paketidir. Emeğe ve emekçilere saldırı, sermayeye yeni kaynak paketidir. Saldırı dalgasının daha büyük olduğu ve saldırının yeni paketlerle devam edeceğini ulusal ve uluslararası sermayenin sözcülerinden Hazine ve Maliye Bakanı Bakanının açıklamalarından anlıyoruz. Nitekim tasarruf paketinin açıklanmasının üzerinden bir hafta geçmeden bu kez de kamuda güvencesiz istihdamı yaygınlaştırmaya yönelik, “Devlet Memurlarının Esnek Çalışma Esasları Hakkında Yönetmelik Taslağı” çalışmalarına hız verildiğini öğrenmiş bulunuyoruz.

IMF kemer sıkma programlarının tipik özelliklerinden biri kamu hizmetlerinin özelleştirilmesi, bütçelerden ayrılan payın düşürülmesi ise bir diğer özelliği de çalışan sayısından azaltmaya gidilmesi, maaşların düşürülmesi ya da enflasyona sabitlenmesidir. Bu paketin özünde de bunlar bulunmaktadır.

Paket ile kamuya personel alımı emekli olanlarla sınırlanmakta, destek personel sayısı ise kademeli olarak azaltılmaktadır.

TÜİK’in tüm Ali Cengiz oyunlarına rağmen açıkladığı verilere göre dahi işsizliğin devasa boyutlara vardığı günümüzde “üç yıl daha bekleyin” demek en başta da gençlerin umutlarını söndürmek, çaresizliğe sevk etmektir.

Öte yandan Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) verilerine göre, resmi öğretmen açığı 68 bindir ve acilen 100 bin öğretmenin istihdam edilmesi gerekmektedir. 90 bine yakın ücretli öğretmen, günlük yevmiye usulü ile asgari ücretin altında bir ücretle çalıştırılmaktadır. 700 binden fazla öğretmenin ataması yapılmamaktadır.

Bu ağır tabloya rağmen kamuda istihdamın emekli olacaklarla sınırlandırılması 85 milyonun sağlığının, gençlerimizin geleceğinin karatılması anlamına gelmektedir.

Biliyoruz ki, saldırı sermayenin ve temsilcilerinin saldırısıdır.

İtibardan, faizden, Kamu Özel İşbirliği adı altında yandaş şirketlere garanti ödemelerinden, güvenlik harcamalarından, Saray harcamalarından vazgeçmeyen iktidar gözünü kamu hizmetlerine ve kamu emekçilerine dikmektedir!

Eğitim Sen olarak; saldırı paketine karşı bir mücadele hattı örme sorumluluğuyla hareket edeceğiz. İktidarın Varlık fonu ve kamu bankaları kredileri ile bir anlamda paralel bütçe oluşturduğu gerçeğinden hareketle tüm bunlara karşı topyekûn bir mücadele hattına ihtiyaç olduğu açıktır. Bunun için mücadele programının tüm emek ve meslek örgütleri ile ortak bir program ve mücadele hattında buluşturulması için çabalarımız sürecektir. Bu vesileyle bir kez daha belirtiyoruz:

* Kamudan tasarruf değil Saray harcamalarından tasarruf edilsin.

* Vergide adalet sağlansın, az kazanandan az çok kazanandan çok vergi alınsın.

* Yandaşlara, “Beşli Çetelere” hazineden yapılan döviz garantili projelere, Kur korumalı mevduat soygununa son verilsin.

* Bir dakikalık masrafı 2 emekli maaşına, bir aylık gideri iki büyükşehir belediyesi giderine denk olan Saray ve bağlı harcamaları kısılsın.

* Kamu idarecilerinin kimi zaman özel gezileri için dahi kullandığı lüks uçak ve makam harcamalarına son verilsin.

* Personel eksikliği giderilsin, personel alımında liyakati ortadan kaldıran, torpilin kapısını sonuna kadar açan mülakata ve siyasal kadrolaşmaya son verilsin.

* Angarya çalışma yasaklansın, esnek ve uzaktan çalışma yönetmeliği hazırlıkları sonlandırılsın.

* Gerçek ve özgür toplu sözleşme koşulları sağlansın."