Tüm Süt, Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği (TÜSEDAD) Başkanı Sencer Solakoğlu şu ifadeleri kullandı;

“Herkes soruyor: Et fiyatları artacak mı, düşecek mi? Peynir fiyatları ne olacak? Şimdi, tane tane anlatmaya çalışayım. Et fiyatları şu anda Et ve Süt Kurumu, yani Tarım Bakanlığı'nın kontrolünde ve Maliye Bakanlığı'nın hedefleri doğrultusunda ithalat yapılarak sabit tutulmaya çalışılıyor. Bunun sebebi, yeterli sayıda hayvanımızın olmaması.

Anaç hayvan dediğimiz, yani doğurgan hayvanlar kesime gidiyor. Ancak bu hayvanlar kesildiği için, et elde edecek hayvanımız da kalmıyor. Dolayısıyla, eğer süt fiyatı maliyetin altında olursa, insanlar ineklerini keser ve bu işi bırakırlar. 

Kırsaldaki insanların ortalama yaşı 56 ve üzerinde, 60'lara dayanmış durumda. Köylere gittiğimde görüyorum, bu insanlar artık bu zahmete katlanmak yerine ineklerini satıp parayı faize yatırarak, ineklerinden kazanamayacakları kadar fazla parayı faizden kazanmayı tercih ediyorlar. Bu insanlar 20-25 yaşında değiller; önlerinde 40 yıl yok, sadece 2-3 yıl daha bu işi yapabilirler, bilemediniz 5 yıl. 

Eğer bu insanlara doğru vaatlerde bulunmazsanız, doğru sinyaller vermezseniz, fırsatını buldukları anda, en iyi fiyatı yakaladıklarında veya bir noktada bıkkınlıkla ineklerini kesip, paralarını bankaya yatırırlar. 

Şunu tekrar hatırlatmak istiyorum: Şu anda piyasada üreticinin eline geçen süt fiyatı maliyetin altında. Devlet neden süt fiyatını artırmıyor, merak ediyorsunuz belki. Çünkü enflasyonu kontrol altında tutmaya çalışıyor, piyasa bunu kaldıramaz, tüketici daha fazla tüketemez. Bunu anlıyorum, hepimiz aynı durumda yaşıyoruz. Ancak tarım ve hayvancılığın girdi maliyetlerini değiştirmediğiniz sürece ki bu değiştirilemez, çünkü soya ve mısır gibi ürünlerin fiyatları dünya çapında belirleniyor, bizim kontrolümüzde değil. 

Bu yüzden, süt fiyatını maliyetin altına düşürmememiz ve üreticiye kar ettirmemiz gerekiyor. Kimse bu işi bedavaya yapmaz. Her işin bir karşılığı vardır. 15 yıldır "piyasa kaldıramaz" lafını duyuyoruz. Bu süreçte sütü alıp raflara koyan şirketlerin fabrikalarına fabrika, dükkanlarına dükkan eklendiğini, mağazaların büyüyüp kar ettiğini gördük. Türkiye'de nüfusu azalan tek kesim, kırsalda yaşayan üretici.

Süt fiyatlarına verilen mevcut teşvik için teşekkür ediyoruz; ancak bu çoktan yapılması gereken bir adımdı ve fiyatın maliyetin altında olduğu için ciddi oranda artırılması gerekiyor. İnsanlara şok etkisi yapmamak için, aylık bazda Türkiye'nin girdi fiyat endeksine göre fiyatın artırılması veya üretim faaliyetleri üzerinden bir parite oluşturulup fiyat artışının sürdürülmesi lazım. Fakat şu anda süt fiyatları baskılanıyor. Üzülerek söylüyorum, üreticiler dayanma noktasında. Ben bugün dayanabiliyorum, ancak yan köydeki dayanamaz hale geldi. Diğer üreticiler de bu işten nasıl çıkacaklarını, zararı nasıl durduracaklarını düşünüyorlar. Kırmızı alarm veriyor. Tekrar ediyorum ve etmeye de devam edeceğim: Yanlış yapılıyor. Üreticiye ödenen süt fiyatlarının maliyetin üzerinde, kar payıyla ödenmesi lazım. 

Eğer et ithalatı yapılmazsa, et fiyatları bir gecede bugünkü fiyatın iki katına çıkar. Kendi üretimimizi yapmazsak ve yurt dışına bağımlı olursak, bu stratejik bir hata olur. Rica ediyorum, herkes sorumluluğunu yerine getirsin ve süt üreticisinin maliyetin altında satış yapmasına göz yummayın. Ülke olarak göz yummayın, vatandaş olarak protesto edin. Buna hayır demelisiniz. Eğer 2-3 yıl sonra uygun fiyata et tüketmek istiyorsanız, bugün anaç hayvanlara bakan insanların desteklenmesi gerekiyor.”