29 Ekim Kadınları Derneği Başkanı Şenal Sarıhan şu ifadeleri kullandı;

“Gençken hukuk fakültesini okumak ve bitirmek gerektiğini düşündüm. Çünkü adaletin, gerçekten adalete ihtiyacı olan insanlar tarafından sağlanabileceğine inandım. Kenardan köşeden izleyen değil, her şeyi göze alarak adaleti gerçekleştirmek için mücadele eden birisi olmak istedim.

Aldığım eğitim bana, kadın ve erkek eşitliğinin yaşamın tam içinde olması gerektiğini ve kadınların da erkekler gibi kendi ayakları üzerinde durmasının önemini öğretti. Ancak daha sonra karşılaştığım olaylar bana, kadın ya da erkek fark etmeksizin hepimizin önünde, bizleri karanlığa sürüklemek isteyen çevrelerin yeni oyunlar düzenlediğini gösterdi. Ve bu tanıklık, mücadele isteğimi daha da güçlendirdi. Hem bir avukat hem de bir emekli öğretmen olarak adalet için mücadele etmeye devam ediyorum.

Öğretmenlik yaptığım yıllarda, 10 Kasım’larda Mustafa Kemal Atatürk’ün anma programlarını organize etmek benim için büyük bir sorumluluktu. Bu programlarda Atatürk’ün ölümü ne anlama geliyor? Bir ülkenin kurtuluş mücadelesine önderlik eden bir lideri kaybetmek ne demektir? Biz bu mirastan nasıl dersler çıkarmalıyız? gibi soruların yanıtlarını öğrencilerime anlatmaya çalıştım.

Her dönemde, 1971’de de 1980’de de, Cumhuriyet değerlerini yaşatmak için çaba gösterdim. Ancak bugün hepimizin aklında aynı soru var:

Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyen gençler, disiplin suçu nedeniyle değil, sırf bu ifadeyi kullandıkları için ceza aldı. Oysa laik ve demokratik bir ülkede, adaletin insan haklarına dayalı bir hukuk sistemi üzerine inşa edilmesi gerekmez mi?

Cumhuriyetin öğretmenleri, pedagojik bir eğitim anlayışıyla nesiller yetiştirmek için çalışıyor. Ancak tarikatların, gerici grupların ve çeşitli çevrelerin baskısı altında kalıyorlar. Bu noktada, hepimizi gerici zihniyetin dayattığı karanlığa karşı direnmeye zorluyorlar. Oysa bizler, susmayacağız!

Tarih boyunca kadınları eve hapsetmeye çalışan bir anlayış vardı ve ne yazık ki bugün de hâlâ var.

Kadınlar esnek çalışabilir. Kadınlar evde oturmalı. Kadınlar çocuk bakmalı. İşte bu anlayış, kadınları sosyal hayattan koparmaya çalışan, çağ dışı bir düşüncenin ürünü.”