Prof. Dr. Bülent Görenek, atriyal fibrilasyonun ciddi sağlık riskleri taşıyan ancak tedavi edilebilen bir kalp rahatsızlığı olduğunu belirtti. Atriyal fibrilasyonun, düzensiz ve sıklıkla anormal derecede hızlı kalp atışlarına neden olduğunu vurgulayan Görenek, bu durumun kalbin kulakçıklarından kaynaklanan ve sık görülen bir çarpıntı türü olduğunu söyledi.
Bu rahatsızlık, kalpte pıhtı oluşumuna zemin hazırlayarak pıhtının beyine atılması sonucunda inme (felç) gelişmesine yol açabilir. Prof. Dr. Görenek, "Bu hastalıkta kalp atışları düzensizdir ve zaman zaman çok hızlıdır. Bazı durumlarda dakikada 100 atıştan fazla, hatta 180-200 atış bile olabilir" dedi.
Hastalar, kalplerinin birkaç saniye, hatta bazı durumlarda birkaç dakika veya saatlerce hızlı ve düzensiz attığını hissedebilirler. Çarpıntının yanı sıra, baş dönmesi, nefes darlığı ve yorgunluk gibi belirtilerle de hekime başvurabilirler. Ancak, bazen atriyal fibrilasyon hiçbir belirti vermeyebilir ve bazı hastalar, kalp atış hızlarının düzensiz olduğunu fark etmezler.
Prof. Dr. Görenek, atriyal fibrilasyon tedavi seçeneklerini şu şekilde özetledi:
- İnmeyi Önleyici İlaçlar: Atriyal fibrilasyonu olan kişilerin felç geçirme riski daha yüksek olduğu için inme önleyici ilaçlar kullanılması önemlidir.
- Kalp Atış Hızını veya Ritmini Kontrol Eden İlaçlar: Kalp ritmini düzenlemek için kullanılan ilaçlar tedavinin önemli bir parçasıdır.
- Kardiyoversiyon: Normal kalp ritmini yeniden sağlamak için kalbe kontrollü bir elektrik şoku verilmesi işlemi, kardiyoversiyon olarak adlandırılır.
- Kateter Ablasyonu: Anormal kalp ritmine neden olan kalbin içindeki alanların radyofrekans enerjisi kullanılarak veya dondurularak ortadan kaldırılması işlemidir.
Prof. Dr. Görenek, atriyal fibrilasyonun erken teşhis ve uygun tedavi ile yönetilebileceğini belirterek, bu konuda bilinçlenmenin önemine dikkat çekti.