Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, 1970’lerden bu yana Selçuk Belediyesince işletilen Meryem Ana Evi Otopakına Tarım ve Orman Bakanlığınca el konulması hakkında, “Erdoğan, seçimde bükemediği bileği elindeki yetkiyi kötüye kullanarak kırmaya çalışmaktadır. Kaybetmeyi bilmiyorsunuz. Kaybetmeyi bilmeyen bir daha kazanamaz. Kaybedince de millete saygılı olacaksın. Yapılan iş kanunsuz, hukuksuz bir el atmadır. Yapılan iş otopark mafyalığıdır. İşletilen ve para getiren bir yeri görürler, adama musallat olurlar, ‘Buraya biz çökeceğiz, burayı biz alacağız.’ Burayı işletiyoruz, kazanılan para ile Selçuk’a hizmet ediyoruz. 600 işçi Selçuk’a hizmet ediyor. Kursaktan ekmek geçiyor, yoksulun çocuğuna süt oluyor, et oluyor, yemek oluyor, destek oluyor” ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özgür Özel, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından İzmir, Selçuk Belediyesinin elinden alınan Meryem Ana Evi Otoparkındaki halk direnişini ziyaret etti. Genel Başkan Özel, burada yaptığı konuşmada, “Değerli Selçuklular, değerli İzmirliler, Selçuk Belediyemizin kıymetli emekçileri. Bir süredir burada bir mücadele, bir direniş sürüyor. Bu mücadelenin adı aslında Adalet ve Kalkınma Partisi’nin, Cumhuriyet Halk Partisi’nin 31 Mart’ta kazandığı başarıyı hazmedememesidir. Bugün yaşanan o sürecin bir parçasıdır” ifadelerini kullandı. Özel şöyle devam etti:

“CHP, OY VERENİ - VERMEYENİ MEMNUN ETMİŞ”

“Bundan önce her girdikleri seçimden birinci parti olarak çıkmakla övünenler, seçim birincilerinin kendilerine her imkanı verdiğini, geçmişlerini temize çektiğini, gelecekle de ilgili tam bir meşruiyet alanı yarattığını düşünüyorlardı, ona göre davranıyorlardı. Onlara göre seçim akşamları birer unvan maçıydı. Kim kazanırsa altın kemeri o alır, sözünün üstüne söz söylenmezdi. 31 Mart akşamı biz çok iyi hazırlandığımız, çok çalıştığımız, adaylarımıza çok güvendiğimiz bir sürecin sonunda seçimleri kazandık. 47 yıl sonra birinci parti olduk. Biz kaybetmeyi biliyorduk. Kazanmanın da ne kadar önemli bir sorumluluk olduğunu bilerek, ilk geceden itibaren asla bu büyük seçim başarısını nihai bir zafer, bize her şeyi yapabileceğimiz imkanlar yaratan bir sonuç gibi algılamak ve algılatmak yerine milletin mesajını doğru okuyan, milletin iyi adaylara, iyi insanlara, çalışkan, dürüst, temiz belediyeciliğe verdiği destek ve olmayan yerlerde özlem olarak nitelendirdik. Ona göre çalışmaya başladık. Var gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz.”

“BENİM YÜZÜMÜ GÜLDÜRDÜ, TAYYİP BEY’İ SİNİRLENDİRMİŞ”

“‘Bu süreç şimdi kasımın ortasında, sonunda, kışın ortasında nereden çıktı?’ derseniz, biz Sayın Erdoğan ile birlikte aynı şeyi yaptık. İkimiz de belediyelerin 2024 performanslarını ölçtürdük. Benim gördüklerim yüzümü güldürdü, Tayyip Bey’i de germiş, sinirlendirmiş. CHP’li belediyelerin neredeyse tamamı, yaptıkları hizmetle milletin gönlüne girmişler ve seçildiği yerden çok ilerideler. Bunun alt kırılımları var. Onlar da biz de soruyoruz: Memnuniyet varsa neden? Memnuniyetsizlik varsa o da neden? Kim memnun, kim değil? Cumhuriyet Halk Partisi’nin belediyelerinin yaptığı işlerden en çok çocuğa dokunan, işte kreş tartışması buradan çıkıyor, kadına dokunan ve yoksulluğa dokunan, kent lokantaları gibi aşevleri gibi ya da verilen sosyal yardım kartları ile sağ elin verdiğini sol el görmeden yapılan doğru işler, bu ekonomik krizde vatandaşın gönlüne dokunmuş. Cumhuriyet Halk Partisi’ne oy vereni, vermeyeni memnun etmiş. Verilen doğalgaz destekleri, aylık protein desteği olarak günlük dağıtılan sütler, aylık dağıtılan etler, tarlada kalmış narenciyeler… Her birisi bu ekonomik krizde insanların yüzünü güldürmüş.”

“SEÇİMİ AK PARTİ ALSAYDI, PROTOKOL UZATILACAKTI”

CHP’nin belediyelerinden olan memnuniyet CHP’yi 31 Mart’tan beri, 31 Mart’ta bize her partiden verilen oyun farkında olarak söylüyoruz, ‘Bu kez bu pazar seçim olsa kimi seçersiniz?’ sorusuna ‘Cumhuriyet Halk Partisi’ yanıtı yine birinci, her ay birinci. İşte bu durumda ‘CHP ne yapıyorsa daha iyisini yapmalıyız?’ diyeceklerine, örneğin Tayyip Bey ‘Ya bu CHP, 650 tane kreş açmış’ diyeceğine… Ekonomik krizde asgari ücretli. Kreş 20 bin lira. Kadın çalışsa kreşe gidiyor, o yüzden evde kalıyor. Ama CHP; kimi yerde 500 lira, kimi yerde bin 200 lira, kimi şehirde 2 bin liralık kreşleriyle. Kadın çocuğu kreşe vermiş, çocuğun aldığı eğitimden, yediği iyi yemekten de memnun. Öbür türlü, kendisi de bir maaş daha kazanıyor. Kocasının maaşı kiraya gidiyorsa kadının maaşı geçim oluyor. Bu çok büyük karşılık görüyor. Bütün Türkiye’de ‘Her mahalleye kreş açalım’ deseler bizle rekabet ederler. Bunu yapmak yerine; ‘Kreşleri kapatalım. CHP bu işi hangi kaynakla yapıyorsa kurutalım. Geçmişte AKP ve MHP’nin ödemediği vergiler, SGK’lar dahil. Bırakın faiz silmeyi, yapılandırmayı, taksitlendirmeyi, CHP’li belediyelerin gırtlağına çökelim. Haciz yapalım. İller Bankası parasına el koyalım, maaş ödeyemesinler, hizmet aksasın, CHP bundan birinci parti olamasın, CHP’li belediyelerin bu memnuniyeti ortadan kalksın.’ Bunun için saldırıyorlar.”

“SENİN BU PARAYA İHTİYACIN MI VAR?”

“Bu sırada bakarken bir şey gördüler: 1970’ten beri bu arkamdaki Meryem Ana Evi’ne giden yol. Oradaki otopark Selçuk Belediyesi tarafından işletiliyor. Kültür Bakanlığı bunu AK Parti döneminde bir protokole bağlayıp, AK Partili belediyenin görev süresi ile sınırlayıp, ‘Kazanamazsak ellerinden alırız’ diye bir uyanıklığa yeltendiler. Eğer belediyeyi bu seçimlerde AK Parti alsaydı, biten protokol uzatılacaktı. Almayınca biten protokolü uzatmayarak, Selçuk’un öz değeri olan, Selçuk’u Selçuk yapan Efes ve Meryem Ana, buraya geliyor insanlar, buradaki otoparka el koydular. Bu otopark, 54 yıldır işletildiği için, önemli de gelir getiriyor. Bu otoparktan gelen gelir 600 çalışanı olan Selçuk Belediyesi’nin gelirlerinin yüzde 60’ı arkadaşlar. ‘Şimdi bu parayı biz alalım…’ Hatta otopark fiyatlarını da ikiye katladılar. Ortaya çıkınca şimdi geri adım atıyorlar. Senin bu paraya ihtiyacın mı var, Ankara’da, Bakanlığı’nda Selçuk’un otopark parasına? Yok. Ama ne yapıyor buna? Esas yapması gereken işleri yapmak yerine CHP’nin parasına çöküyor ki Selçuk Belediyesi hizmet yapamasın, maaş ödeyemesin. Bugün emekçilerin ‘Meryem Ana’ya dokunma, ekmeğimle oynama’ dediği budur arkadaşlar.”

“KAYBETMEYİ BİLMEYEN BİR DAHA KAZANAMAZ”

“Şimdi biz şunu söylüyoruz. Recep Tayyip Erdoğan’ı bütün milletimize buradan şikayet ederim ki Sayın Erdoğan, seçimde bükemediği bileği elindeki genel yönetim yetkisini kötüye kullanarak kırmaya çalışmaktadır. Biz yıllarca seçim kaybettik. Yenilmenin adabını da biliriz, kazandığımızda da onurumuzla ve kimseyi rencide etmeden döndük, işimize baktık. Hatta o günden sonra hiç birimiz partimizi utandıracak, tırnak içinde bir şımarıklığa, kibre kapılmadık. Yapmayız bunu. Ama siz kaybetmeyi bilmiyorsunuz. Kaybetmeyi bilmeyen bir daha kazanamaz. Kaybedince de millete saygılı olacaksın. ‘Bakalım bu sefer de CHP kazandı. Onlar çalışacak, milletimiz takdir edecek’ diyeceksin. CHP niye kazanıyorsa bakacaksın, onunla yarışacaksın. Daha iyisini yapmaya çalışacaksın, engel olmayacaksın, el koymayacaksın. Yapılan iş kanunsuz, hukuksuz bir el atmadır. Yapılan iş otopark mafyalığıdır, bunu mafyalar yapıyor. İşletilen ve para getiren bir yeri görürler, adama musallat olurlar, ‘Buraya biz çökeceğiz, burayı biz alacağız.’ Yahu biz burayı işletiyoruz, para kazanıyoruz. Kazanılan bu para ile Selçuk’a hizmet ediyoruz. Bu 600 işçi oradan aldıkları para ile Selçuk’a hizmet ediyorlar. Biz hayırlı işlere harcıyoruz parayı. Kursaktan ekmek geçiyor, yoksulun çocuğuna süt oluyor, et oluyor, yemek oluyor, destek oluyor.”

“YAPILAN İŞ YANLIŞTIR, KANUNSUZ EMİR VERMEYİN”

“Gelmiş otopark mafyası ‘Sıcak paraya ben çökeceğim.’ Bu yapılan iş yanlıştır. Buna her birisi bu milletin evladı jandarmayı, bu şehrin seçilmiş belediye başkanı Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Şengel’in karşısına dikmek mafyalıktır. Kanunsuz emir vermeyin. Burada örgütümüz, hem İlçe Başkanımız İpek Hanım, hem Belediye Başkanımız birlikte büyük bir mücadele veriyorlar. Biz de sonuna kadar arkalarındayız. Bu yapılan iş hazımsızlıktır, haksızlıktır, seçmen iradesini tanımamaktır. Bütün Türkiye’de yaptıklarının Selçuk‘taki küçük örneğidir. Bırakın hizmet edelim. Buna engel olursanız sanmayın ki millet arkamızdan çekilir, sizin arkanıza dizilir. Aksine sizin arkanızdakiler de ayıplar. Buradan son uyarımı yapıyorum. Sayın Erdoğan siz 31 Mart akşamı milletin gönlünden düştünüz. Çok çalışırsanız, gayret ederseniz, gönlüne girersiniz. Ama bu yaptıklarıyla gözünden düşüyorsunuz. Milletin gözünden düşene, millet bir daha dönüp bakmaz. Milletin gönlünden düşen mesajı alırsa bir şansı var. Tekrar gönlüne girebilir. Ama milletin gözünden düşmeyeceksin. Bu yapılan iş seni milletin gözünden düşürür. Gözünden düştün mü millet daha dönüp de bakmaz. Kararı siz vereceksiniz, mücadeleyi de biz vereceğiz. İşçilerimizin arkasındayız, Meryem Ana mücadelesinin arkasındayız, Selçuk belediyemizin arkasındayız, İzmir Büyükşehir’in arkasındayız, milletimizin arkasındayız.”

“31 MART’TA CEZALANDIRILAN DİLİN TA KENDİSİ”

Genel Başkan Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “CHP nasıl bu kadar oy alabiliyor? Açık konuşmak gerekirse bunun müsebbibi AK Parti olarak biziz” ifadeleri hakkında değerlendirmesinin sorulması üzerine şu yanıtı verdi:

“Şöyle bir şey söyleyeyim. Bir üstencil dil bu. Milletin kararını küçük gören. Yani seçimler, sadece AKP için yapılıyor, kazanırsa AKP kazanıyor, kaybederse AKP kaybediyor, başka partiler yok, başka emekler yok, başka adaylar yok. Bu Cumhuriyet Halk Partisi’nin ikisi yanımda olan, onlarcası arkamda olan pırıl pırıl belediye başkanlarına, adaylarına ve onları seçen hemşerilerine hakarettir. Onlar kazanmıyor, biz kaybediyoruz. Bu üstencil bir dildir, kibirli bir dildir. 31 Mart‘ta cezalandırılan da bu dilin ta kendisidir.”