Genç İHH Başkanı Ömer Koca şu ifadeleri kullandı;

"Apertheid rejimi İsrail’in, 70 yılı aşkın süredir Filistin’de devam eden işgali, tüm dünyanın gözleri önünde devam ediyor. 7 Ekim sonrasındaki süreçte saldırılarını daha da artıran işgal rejimi; çocukları, kadınları, yaşlıları ve sivilleri hedef almayı sürdürüyor. 7 Ekim’den bugüne kadar, 30 bine yakın kadın ve çocuk olmak üzere 41 binden fazla Filistinli İsrail saldırılarında şehit oldu, 95 binden fazla kişi ise yaralandı.

Yalnızca Filistinliler değil, Filistin’e destek veren vicdan sahipleri de işgalci İsrail’in saldırılarına hedef oluyor. Dün, “Zulüm bizdense ben bizden değilim” diyen Rachel Corrie’yi ve yüzlerce aktivisti katleden işgalciler; insan hakları ihlallerine, işlediği suçlara ve katliamlarına her yenilerini ekliyor.

Filistin’e destek vermek için işgal altındaki Batı Şeria’da bulunan Ayşenur Ezgi Eygi, işgal askerlerinin yakından mesafeden attığı ateşle şehit oldu. Eygi, işgale karşı duruşu ve onurlu mücadelesiyle hep hatırlanacaktır.

Bu yaşananlar karşısında tüm dünyanın zulme karşı ayağa kalkması gerekirken, ne yazık ki Filistinlilere bir fayda sağlamayan kınama ifadelerinin ötesine geçilemiyor.

Halkları işgalci İsrail’in zulümlerini yüzbinlerce kişinin katıldığı eylemlerle protesto ederken, ABD ve Batı dünyası yaşanan zulümleri görmezden gelerek hâlâ işgalcilere verdiği desteği sürdürüyor.

Büyük görevler üstlendiği iddia edilen uluslararası kurum ve kuruluşlar, yaşananları sadece izlemekte, zulmün engellenmesi için hiçbir somut adım atmamaktadır. Gelinen süreçte; uluslararası hukuk işlevsiz kalmış, dünyaya uygarlık dersi vermeye kalkan Batılı ülkeler işgalci İsrail’in suçlarına ortak olmuş ve tüm bu yaşananlar karşısında İslam ülkeleri ne yazık ki sorumluluklarını yerine getirmemiştir.

İşgal rejiminin insan haklarını hiçe saydığını ve uluslararası hukuku tanımadığı 70 yılı aşkın süredir müşahede edildi. Sözlerin, yapılan çağrıların zulmü durdurmadığı görüldü. Uluslararası mekanizmaların tıkanıklığı ve işlevsizliği gün gibi ortada. Durum böyleyken, İslam ülkeleri ne yi bekliyor? Somut adımlar atmaları için Filistin’de daha neyin yaşanması gerekiyor?

Unutulmamalıdır ki, işgalci İsrail sadece Filistin halkı için değil, başta bölgemiz olmak üzere tüm dünya ve tüm insanlık için büyük bir tehdittir. Filistin’i savunmak ve işgale karşı durmak, sadece Filistin’i değil, insanlığı müdafaa etmektir.

Tarih, nice zulümler, nice zalimler gördü. Hiçbir zalim amacına ulaşamadı. Bugün her biri utançla, nefretle ve lanetle anılıyor. İşgalci İsrail bugün olduğu gibi yarın da lanetle anılacak, amacına hiçbir zaman ulaşamayacak, çocuklarına bırakacakları tek şey utanç olacak.

Bir kere daha diyoruz ki; uluslararası toplum, uluslararası kuruluşlar ve devletler üzerlerine düşen sorumlulukları bir an önce yerine getirmelidir. Filistin halkının haklarının ihlal edilmediği bir zeminde adil bir ateşkes sağlanmalı ve işgal sona erdirilmelidir.

Tüm dünya halkları tepkisini net bir şekilde göstermelidir. Bütün İslam ülkeleri ve halkları bir araya gelip somut adımlarla Filistin’i desteklemelidir. İsrail, hukuksuz işgal hareketi ve katlettiği insanlar için uluslararası hukuk önünde ve tüm dünyanın vicdanında hapsedilmelidir.

Herkesi, Mescid-i Aksa’nın, Kudüs’ün ve Filistin’in özgürlüğü, siyonist zulmün ve işgalin sona ermesi için, yapılan eylemleri desteklemeye davet ediyoruz. Fert fert her birimiz Filistin için elimizden geleni yapmalıyız. Bizler Türkiye’nin sivil toplum kuruluşları ve halkı olarak Kudüs, Mescid-i Aksa ve Filistin özgür oluncaya kadar mücadelemizi tüm gücümüzle sürdürmeye devam edeceğiz. Yaşasın, Nehirden Denize Özgür Filistin"

Kaynak: Gzt26.com Haber Merkezi