Oğuzhan Uğur kişisel sosyal medya hesabından şu yazılı açıklamayı yayınladı;

"Uzun zamandır içimde kopan fırtınaların aksine, beni kahreden ve gözlerimin önünde gerçekleşen hadiseler için sakin ve naif cümleler kuruyorum. Hakkı haykırmanın hiç faydasını görmediğim için. Yani bir işe yaramadığını bizzat tecrübe ettiğim için. Bir de "olmuşla ölmüşe çare yok" derler. Sakinim... Bas bas bağırmamıza rağmen bazı şeyler olmuş, bazı şeyler de ölmüş olduğu için. Okumaya mecaliniz varsa, şimdi aynı sakinlikle bir soru sormak isterim.

Bu memlekette adalet dediğimiz şey maalesef hiçbir zaman tam olarak adil olamamıştır. Çoğu zaman gücü eline alanın baskısına maruz kalmış, on yıllardır binlerce farklı mağduriyet yaratmıştır.

Bugün mesela, Türkiye Cumhuriyeti'nin adaletine güven duymayan, anayasanın hiçe sayıldığını haykıran milyonlar var. İnsanlar hep beraber, farklı birçok konu için “adalet istiyoruz!” diye bağırıyorlar. Şimdi bunun nedenini, nasılını konuşmaya lüzum yok elbette, görüyoruz zaten, biliyoruz... Bizzat bugünümüzde yaşanıyorlar. Ayrıca konuşan da çok zaten, biz en iyisi düne bakalım.

Geçmiş yıllarda da adaleti elinde tutan güç tarafından ezildiklerini söyleyen, mağdur edildiklerini dile getiren insanlar vardı bu ülkede. Tıpkı bugünün mağdurları gibi “adalet istiyoruz!” diye bağırıyorlardı. İbadetlerini yerine getirdikleri için dışlanmayan, damga yemek istemeyen insanlar. Sırf başörtüsü taktığı için okuma hakkı elinden alınan, iş bulamayan insanlar. İki satır şiir okuduğu için hapse atılan politikacılar vardı... Ne oldu sonra? Dün yaşadıkları mağduriyetleri anlatarak diğer tüm mağdurlardan destek aldılar. İlk başta sol kesimden oy aldılar, sonra sağa yanaştılar. Mağdur edilmemiş kesim mi var bu memlekette? Yok. Her kesimin mağduruna dönem dönem kucak açtılar. Herkese kucak açmak da zor mesele. MHP dediğin zaman başlığı, kime hitap edeceği bellidir mesela. CHP için de öyle. Dem’in adı değişir, rengi değişir ama onun da başlığı nettir. Peki sizce AK Parti'nin başlığı nedir? Sağcı mı, solcu mu, muhafazakâr mı? Koyamazsınız başlık. Koysanız bile başlığı hangisine koyacaksınız? 2005'in AK Partisi'ne mi? 2013'ün AK Partisi'ne mi? Peki ya şimdikine?

Öyle veya böyle... Güç AK Parti'nin ellerinde. Dilerlerse pek tabii adaleti de sağlarlar... Ancak bugün, seçildikten sonra hapsedilen siyasetçiler, tutuklanan gazeteciler, fikrini belirttiği için yargılanan gençler, kıyafeti açık diye kendi mezuniyetine alınmayan öğrenciler var. Aynı dün gibi... Öyle değil mi? Dün adalet arayanlar, bugün gücü ellerine alınca, dün için ne aradıklarını mı unuttular? Elinizi vicdanınıza koyup söyleyin... Adalet kişiden kişiye, fikirden fikire değişir mi? Değişiyorsa buna adalet denir mi? Dünün mağdurlarının bugünün mağdurlarını nasıl yarattığını izliyoruz resmen. Üzgünüm, bunun adı adalet değil, olsa olsa intikamdır. İsteyen kızsın ama, ne demişler, “intikam arayan iki mezar kazsın.”

Sonu var mı? Yok.

Dini bütün, cennet arzulayan, Müslüman kardeşlerim yanıtlasın... Defalarca izledim... Diamond Tema tam olarak nerede hakaret ediyor Hz. Peygamberimize? Yanlışı var derseniz tamam, “yanlış biliyorsun, gel doğrusunu anlatalım” diyebilir, cahil bir çocuk yerine Diamond’un karşısına siz çıkabilirsiniz. Hakaret etti deyip yok etmeye çalışmak adalet mi? Cevap verin.

Kaşını sevmezsin, gözünü sevmezsin, ideolojisini sevmez, fikrini beğenmezsin ona sözüm yok da... Aksini ispat seçenekken beğenmediğiniz cümleleri yok etmeye çalışmak adalet mi? Cevap verin. Ben cahilim, lütfen siz söyleyin... Bu adil mi? Bu adalet mi? Evet, adalet diyen varsa aptala anlatır gibi anlatsın da dinleyeyim.

Bir görüşü mat etmek için değil, adalet için cevap verin. Adalet suçu bırakıp, suçu kimin işlediğine odaklanıyorsa, hesap sormak yerine kimlik soruyorsa... Bugünse bugün, yarınsa yarın! Ama sakin, ama sert! Yazar söyler yine adalet dilenirim. Dünü geçin artık, dün yoktum ben, olsaydım inanın sizin için de direnirdim. Lütfen bana bugünle gelin, bugünle cevap verin. Partili gibi değil, insan gibi cevap verin. Bu adil mi?"