Milli Eğitim Bakanlığı, öğretmenlere yönelik yeni bir görev tanımı yaparak, öğrencilerin psikolojik ve sosyal durumlarının izlenmesini zorunlu hale getirdi. Öğretmenler, artık öğrencilerinin sosyal davranışlarını, ailevi durumlarını ve duygusal ihtiyaçlarını belirleyerek detaylı raporlar hazırlayacak.

Bu yeni düzenleme, eğitim camiasında tartışmalara yol açtı. Bazı öğretmenler, bu tür bir görevin pedagojik açıdan önemli olduğunu savunurken, bazıları ise bunun kendi iş yüklerini artıracağını ve uzmanlık alanları dışında bir sorumluluk olduğunu belirtti.

Eğitim sendikaları, öğretmenlerin halihazırda yoğun bir programla çalıştığını, bu tür ek görevlerin motivasyonu düşürebileceğini ifade etti. Ayrıca, bu sorumluluğun psikologlar veya sosyal hizmet uzmanları tarafından üstlenilmesi gerektiği görüşü dile getirildi.

Milli Eğitim Bakanlığı ise düzenlemenin öğrencilerin gelişimini desteklemek ve okullarda daha sağlıklı bir ortam oluşturmak amacıyla yapıldığını açıkladı. Yetkililer, öğretmenlerin bu süreçte yalnız bırakılmayacağını ve gerekli rehberlik desteğinin sağlanacağını belirtti.

Veliler arasında da bu yeni uygulama farklı tepkilere yol açtı. Bazı aileler, çocuklarının ihtiyaçlarının daha iyi anlaşılacağını düşünürken, diğerleri öğretmenlerin bu konuda yeterli donanıma sahip olmadığını savundu.

Yeni düzenleme, eğitim sisteminde önemli bir değişiklik olarak dikkat çekerken, uygulamanın nasıl sonuçlar doğuracağı merakla bekleniyor. Öğretmenlerin bu yeni görevle başa çıkmak için nasıl bir yol izleyeceği önümüzdeki dönemde netlik kazanacak.