Eskişehir Gastronomi Derneği Başkanı Murat Arnik şu ifadeleri kullandı;
Eskişehir’de yaklaşık 500, Türkiye genelinde ise yaklaşık 6 bin kasap ve türevi işletme var. Burada bu işletmelerin yanında üreticilerimiz de yer alıyor. Türkiye’nin en büyük ekonomik lokomotiflerinden biri olan bu sektörün içerisinde, yerel üreticilerimizin korunması ve desteklenmesi büyük önem taşıyor. Sadece ithalatla bu işin çözülemeyeceğini hem halkımız hem de devletimiz biliyor. Bu konuda kesin ve kalıcı çözümler üretilmesi gerekiyor. Detaylara girmeye gerek yok; devletin ivedilikle kalıcı bir çözüm üretmesi şart.
Et fiyatlarındaki artış, dolaylı olarak menü fiyatlarının yükselmesine sebep oluyor. Tüketiciler bu fiyatlara talep göstermeyince, ilerleyen dönemlerde menülerde etli yemekleri görmemiz zorlaşabilir.
Şu anda ekonomik bir buhran yaşanıyor. Piyasadaki nakit akışının durması ve girdi maliyetlerinin yüksekliği işletmeleri zorluyor. Elektrik, su ve doğalgaz gibi işletme giderleri iki katına çıkmış durumda. Asgari ücretin artmasıyla işçi maliyetleri de yükselecek. Tüm bunlar, esnaflarımızın işlerini daha da zorlaştırıyor. Şu an cirolar, neredeyse %50 oranında azalmış durumda. Bu nedenle bu kışı zorlu bir şekilde geçireceklerini söyleyebiliriz.
Bankalar konusunda Maliye Bakanlığı’nın ciddi ve radikal kararlar alması gerekiyor. Devletin 2, 3 ve 5 yıllık planları mevcut; ancak bu planların sahaya yansıması zayıf kalıyor. Bankalar esnafın bel kemiği konumunda; ancak esnafa destek sağlayacak politikaların geliştirilmesi gerekiyor. POS cihazlarının komisyon oranlarının düşürülmesi ve uygun fiyatlı kredi verilmesi şart. Daha önceki açıklamalarımızda da bu konuda bankaları göreve davet etmiştik. Yine sizin aracılığınızla çağrımızı yineliyoruz. Kamu bankalarında 6 ay ödemesiz ya da 1 yıl ödemesiz düşük faizli krediler mevcut. Ancak bu oranlar yeterli değil. Esnafın bu dönemde daha fazla desteklenmesi gerekiyor.
Dubai çikolatası aslında yaklaşık 4 yıl önce hayatımıza giren bir ürün. Dubai merkezli bir çikolata üreticisinin oluşturduğu bir marka. Ancak burada asıl dikkat çeken, sosyal medyanın gücünü bize bir kez daha göstermesi oldu. Sosyal medyada yapılan bir paylaşım, milyonlarca kez görüntülenip dağıtıldı ve bu durum, halkla ilişkiler, reklam ve pazarlama stratejilerinin değiştiğini açıkça ortaya koydu.
Gerçek adı Dubai çikolatası değil; sadece Dubai merkezli bir üreticinin markası. Bu çikolata, sadece Türkiye’de değil, dünya çapında viral oldu. Bunun etkisiyle yerel üreticiler ve pastaneler de hemen harekete geçti. Marketler ve gıda sektöründeki işletmeler, “Dubai çikolatalı ürünlerimiz geldi” diye duyurular yapmaya başladı. Market raflarında ve pastanelerde bu ürünleri görmeye başladık. Yerel ve kurumsal markalar bile Dubai çikolatalı ürünler geliştirdi. Bu durum pazara renk kattı ve ekonomik anlamda büyük bir hareketlilik sağladı. İnsanlar için de bir etkinlik merkezi hâline geldi. Yarın bir gün Eskişehir’de de, Dubai çikolatalı met helvası görürsek hiç şaşırmayalım.”