ESKİŞEHİR HABER

Kazım Kurt: “Belediyelerin zararının sorumlusu iktidarın yanlış politikalarıdır”

Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, belediye şirketlerinin zararlarının sorumlusunun merkezi yönetim olduğunu belirterek AK Parti’yi sert sözlerle eleştirdi.

Abone Ol

Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Nisan ayı ikinci meclis toplantısında konuşan Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt şu ifadeleri kullandı;

“Çalışan bütün emekçi arkadaşlarımıza, bürokratlarımıza, meclis üyelerimize, sendika temsilcilerimize ve tabii ki büyükşehir belediyesi başkanımıza teşekkür ederek başlamak istiyorum.

Her ne kadar AK Partili arkadaşlar raporun yönetmeliklere uygun şekilde hazırlanmadığını iddia etse de, ben oldukça ayrıntılı ve doyurucu bir faaliyet raporu sunulduğunu görüyorum. Zaten kendi konuşmalarında da belirttikleri gibi, özellikle bu faaliyet raporlarında şirketlerin faaliyetleriyle ilgili ayrıntılı bilgiler yer alıyor. Bunu Ahmet Bey de teyit etti. Raporlardan anlaşılan şu ki, şirketler başarılı bir şekilde kara geçmeye ve düzgün yönetilmeye başlanmış. Zarar eden şirketler yok mu? Var. Bu çok doğal. Peki neden zarar ediyor? Buna bakmak lazım.

Bu zararların nedeni nedir diye soruyorsanız, çok net biçimde söyleyeyim. Bu zararların nedeni AK Parti iktidarıdır. Kötü yönetimdir. Çünkü değerli arkadaşlar, bu performans programı, yatırım programı ve bütçe yaklaşık bir yıl önceden, yani Aralık ayında hazırlanıyor. Biz bugün 2023 yılı bütçesini tartışıyoruz. O dönemde kimse mazotun 18 liradan 35 liraya çıkacağını tahmin edemezdi. Bugün 45 lira. Yani siz akaryakıtın ve enerjinin fiyatlarını denetleyemeyeceksiniz ama belediyelere “öngörünüz yanlış, tutturamadınız” diyeceksiniz. Bunu Türkiye’de tutturabilecek hiç kimse yok.

O nedenle önce kendi bütçenize, kendi faaliyet raporlarınıza ve performanslarınıza bakın. Tutuyor mu? Tutmuyor. Çünkü sizin dışınızda, sizin inisiyatifiniz dışında birileri memurun ücretini de artırıyor, mazotun fiyatını da, elektriğin fiyatını da...

Şirket zararı mı dediniz? Espark zarar ediyor, diyorsunuz. Peki ne yapıyor Espark? Personel çalıştırıyor. Bu personelin ücretini, asgari ücretini, toplu sözleşmesini dikkate aldığınızda bütçeyi birebir ya da yakın biçimde tutturmak zaten mümkün değil.

Bütçemiz giderde 7 milyara yakın, gelirde ise 7 milyarın biraz üzerinde. Bu çok doğal. Ama siz 7 milyar liralık bütçede gidip Kültür Müdürlüğü’nün 260 milyon liralık bütçesine takılıyorsunuz. Bu, sizin bakış açınızla ilgili bir şey. Kültür ve sanat çalışmalarına harcanan paradan rahatsız oluyorsunuz. Olmayın. Yedi milyarlık bütçede bu harcamalar çok doğaldır. Asıl rahatsız olmanız gereken harcama bütçesi, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bütçesi olmalı.

Ama siz burada onu es geçip, burada eleştiri getiriyorsunuz. Faaliyet raporunda yapılamayan işler var mı? Elbette var. Ama bu işleri gizlemek ya da saklamak gibi bir lüksümüz yok. Neden yapılamadığına baksanız yeter. 2024 yılında yayınlanan yeni bir tasarruf genelgesi var. Bu genelgeye göre ihale yapamazsınız, inşaat yapamazsınız, gayrimenkul alamazsınız, kamulaştırma yapamazsınız, kiralama yapamazsınız. E belediye ne yapacak o zaman? Hangi hedefini tutturacak?
Şimdi diyorsunuz ki, “Spor alanı yapılmamış.” Kamulaştırma yapılması lazım. Bu nedenle bu eleştirileri haksız buluyorum. Çünkü ortada ciddi bir baskı var; belediyeleri sindirmeye yönelik bir tasarruf genelgesiyle karşı karşıyayız.

Tüm bunlara rağmen performansın yüzde 87’sinin yüzde 67’si gerçekleşmiş. Bu da bir başarıdır. Bu başarı zaten halkın memnuniyetinde, anketlerde, kamuoyu yoklamalarında ortaya çıkıyor.

Eleştirmek için eleştirmemek lazım. Performanslardaki sapmanın nedenlerini anlattım. İktidarın yanlış yönetimi, dolardaki artış, enerji ve mazot fiyatlarındaki yükseliş bu sapmaların tek sebebidir.

Bazı eleştirilerde ölçü de kaçıyor. Ahmet Bey konuşmasında “İtfaiyenin olay yerine ulaşması 7 dakika” diyor. Peki 112’nin ulaşması kaç dakika? Eskişehir’de ya da Türkiye ortalamasında 112, olay yerine 10 dakikanın altında yüzde 68.3 oranında ulaşıyor. Ortalama süre ise yüzde 80 ile 13 dakika. Demek ki bizim itfaiyemiz 7 dakikada ulaşıyorsa iyi çalışmış.

AK Partili arkadaşlar bir konuyu sürekli gündeme getiriyor. “Kentsel dönüşüm ne oldu?” Peki siz kentsel dönüşümle ilgili ne yaptınız? Kentsel dönüşüm aslında devletin işi. Bakanlıkların işi. Özellikle afet riski taşıyan alanlarda bu iş tamamen merkezi idarenin sorumluluğunda.

Ama siz bunları yapmamışsınız, gelip belediyeye soruyorsunuz. En çok da Gündoğdu 1-2’yi merak ediyorsunuz. Gündoğdu 3’ü niye merak etmiyorsunuz? Gündoğdu 3 var. Ona da bakın. Eskişehir basını da baksın. Gündoğdu 3 niye yapılmadı, ya da nasıl yapılıyor? Bunları iyi değerlendirmek lazım. Aksi takdirde haksızlık olur.
Bazı eleştirilerin doğru noktadan yapılması daha yararlı olur. Mesela faaliyet raporunda “Nazım İmar Planı çalışmalarında aksamalar oldu” denilmiş. Siz bunu neden görmediniz? Neden olmuş? Kim yavaşlatmış? Tarım İl Müdürlüğü mü, Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü mü, yoksa Kültür Varlıkları Koruma Kurulu mu? Madem Eskişehir’e hizmet istiyorsunuz, bu kurumları da harekete geçirin.

Bu iş sadece belediyeyi suçlamakla çözülmez. Belediye iş üretecekse devletin bütün kurumları da destek verecek. Eğer destek verilmezse bu işler aksamaya devam eder.

Yine aynı şekilde, faaliyet raporunda “çevre koruma eğitimi yapmak isteyen ilgili birim, Milli Eğitim’den izin alamamış” deniliyor. Bir çocuğun eğitim almasına Milli Eğitim neden direnç göstersin? Bu doğru bir şey mi?

Ayrıca ESKİ’nin, OEDAŞ’ın, Telekom’un izinsiz ve zamansız kazılarıyla ilgili ciddi şikâyetler var. Bu kurumlar belediyeye yardımcı olmak zorunda değil mi. Ama siz AK Parti il yöneticisi gibi hareket eden il müdürleri atarsanız, bu insanlar engellemeyi görev edinir. Bu böyle gitmez.

Bu faaliyet raporunda Türkiye’nin gerçekleri var. Yoksulluk var, açlık var. İnsanların ciddi ekonomik sıkıntıları var. İşte bu yüzden kent lokantaları açılıyor, bu yüzden emeklilerin rahatça oturup çay içebileceği Emek Kafeler kuruluyor, yaşam parkları açılıyor.

Ahmet Sivri, “Gayrimenkul alınmamış” diyor. E gayrimenkul almayı yasaklayan genelgeyi yok sayıp belediyeyi suçlayamazsınız.

Ben Estram’ın, ulaşımın zarar etmesinin de tek sorumlusunun bu iktidar olduğunu bir kez daha vurgulayarak konuşmamı tamamlıyorum. Sosyal belediyecilik adına yapılan tüm işleri halkımız görüyor. Ama siz bundan rahatsız oluyorsunuz.”