Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt şu ifadeleri kullandı;

"Altyapıyla ilgili ciddi sorunlar. Evet, altyapı eskidi. 25 yıl az bir süre değil. Nüfus artışıyla birlikte bazı sıkıntılar elbette olacak. 2017’de Eskişehir için yaptığımız 1/25.000 ölçekli imar planında Eskişehir’in nüfusunun 2030’da 1 milyona ulaşacağını tahmin etmiştik. Ancak şimdiden 1 milyon olduk. Dolayısıyla altyapı, kanalizasyon ve su tesisatları da bu nüfus artışıyla baş edemiyor.

TOKİ’nin Vadişehir’de yaptığı yerlerle ilgili bir örnek göstereyim. Vatandaş şikayet ediyor; “5665. sokakta halen inşaat devam etmekte. TOKİ bize bilgi vermedi. Mevcut yol tabii kotunda 213 santim dolgu yapılarak yükseltilmiştir. Bu durumdan dolayı arsama araç girişi sağlayamıyorum. İmar durum belgesinde başka yol durum olmadığından dolayı projem durdurulmuştur. Yol kot farkından dolayı meydana gelebilecek trafik kazalarından dolayı can güvenliğimiz risk altındadır. TOKİ’ye tahsis edilen projelerde uyulmadan mevcut araziyi uyguladığından hem can hem de mal kaybı tehlikemiz bulunmaktadır. 213 santim dolgu yapılan kısmın ivedilikle kaldırılmasını talep ederim.”

Buraya ESKİ kanalizasyonu nasıl yapacak. 213 santim yükseklik çok yüksek. TOKİ imar planlarına göre hareket etmeli. Ciddi anlamda şikayetçiyiz. TOKİ orada bağımsız bir Cumhuriyet gibi çalışmaya devam ediyor. TOKİ, yasal olarak yetkili olabilir ama bu kente hizmet yapıyorsa belediyelerin işini bozmamalıdır. Birlikte oturup konuşmamız gerekiyor. Belediyeler yok sayılmamalı. Birlikte çalışmayı öğrenmeliyiz. Burada ciddi bir şikayetimiz var. Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü ve TOKİ Genel Müdürlüğü ile görüşerek bu işlerin kentin imar yönetmeliklerine uygun yapılmasını sağlamanız gerekiyor.”

Riskli mevcut binayı yıkıp yapmak lazım, dönüştürmek lazım. Kentsel dönüşüm devletin işi, benim işim değil. Hangi kanunda yazıyor, “Odunpazarı Belediyesi dönüşüm yapar” diye? Bana bir gösterin. 10 yıl uğraştık, sonunda inşaatı yapmaya başladık. Bizden sonra hemşerilerimiz müteahhitlerle anlaşıp inşaatlarını yapacaklar. Devlet yapmadı. Devletin yapmadığını vatandaş kendisi yapacak. Biz bir tane Karapınar'da başladık, bir tane Huzur'da başlayacağız, bir tane de Erenköy'de başlayacağız. Diğerleri de müteahhitlerle ve arsa sahipleriyle buluşturulacak, dönüştürülecek. Başka çaresi yok. Ama siz buraları yapmadan TOKİ'ye yeni alanlar açarsanız, Odunpazarı'nın genişleme alanı biter. Biz nereden arsa üretelim?

Erenköy'de, Huzur'da tırmalıyoruz, ama ne yazık ki 5 yıl davalarla uğraştık. Yetki bende mi, TOKİ'de mi, sende mi? Bu kavgaları geçen sene zor bitirdik ve kaçtık. İnşallah bundan sonra devam edeceğiz. Ama ne yazık ki Adalet ve Kalkınma Partili meclis üyesi arkadaşlarımızdan hiçbir destek almadık. Tersine başka politikalar üretildi. Bunu yapmayın. Yapınca elinize bir şey geçmiyor. Hâlâ aynı şeyi söylemeyin arkadaşlar. Yerimiz kalmadı, ciddi Karapınar, Huzur, Erenköy biz o işi çözdük. Davalarla uğraşarak biz Odunpazarı'nda bu işi bitirdik. 5 binlik planları yaptık, inşaata başladık. Şu anda uygulamaya başladık, inşaata başladık.

Sanayi çarşısı, Gündoğdu, Porsuk Çayı kenarı, Arifiye ve Deliklitaş'ta sorunlar var. Bunları aşmak için bize yardım etmezseniz, Çevre Şehircilik İl Müdürü, planımızın altına jeolojik etütleri yapın getirin diyor. İnşaatçı arkadaşlarım kusura bakmasın, jeolojik etüt şimdi mi lazım? İnşaat yaparken mi? O zaman niçin plan yaparken jeoloji gerekiyor? Bu zorlukları niçin yapıyorlar bize? Bırak artık Eskişehir'e zarar vermeyi. Bürokrasi bu şekilde yapılmaz. 

Samimiyetle söylüyorum, inanan inanır, inanmayan kendi bilir. Sanki kentsel dönüşüm veya afet riskli alan işi sadece Kazım Kurt'a aitmiş gibi bir algı var. Herkes kenara kaçıyor. Partimdeki arkadaşlar da kaçıyor. Eskişehir yanıyor, Kazım'a bir şey olmuyor. Ben üçüncü defa seçildim, dördüncüde de kazanırım. Mesele bu değil ki. Hepimiz birlikte olup Çevre Şehircilik Bakanı'nı ikna etmemiz lazım. Yani siz her gün görüştüğünüz yerden bir randevu bile alamıyorsunuz, ben 3 ayda bir yazı yazıyorum. Ne olacak? Bugün de aynı halini yazmak zorundayım çünkü yarın bir deprem olsa “belediye ne yaptı?” diye soracaklar. Hatay'ın belediye başkanının ne kabahati var? Yönetmeliği yapan Ankara, kanunu yapan Ankara, denetleyen yapı denetim şirketi, hesap sorulan Lütfü Savaş. Aynı şey bizim de başımıza gelmesin diye böyle yazıyorum. Niye yapmıyorsunuz? Ya bana verin ya siz yapın, başka türlü bu iş olmaz. Samimiyet istiyorum arkadaşlar, özellikle kentsel dönüşüm ve afet riski alanlarının dönüşümü konusunda. Bunu sadece polemik meselesine dönüştürürseniz, hiçbir yere varamazsınız. Belediyenin elinde yetki var ama oradan biri müdahale ediyor, buradan başka biri müdahale ediyor. 

Şimdi bunu söyleyince TOKİ mağdurları bana mesaj atıyor, “Ev sahibi olmamızı istemiyor musunuz?” diye. İstiyorum, ben sizin insanca yaşamanızı istiyorum, insan gibi evlerde oturmanızı istiyorum. Ama yanlış işe de itiraz etmeyelim mi? Niçin şu imar yolunu TOKİ kapatıyor? Müteahhitlere sorun, girebiliyorlar mı? Böyle bir şey olmaz. Bunun ahlaki bir yönü var. Bir devlet adamı diye bir şey var. Biz boşuna seçilmedik, burası bir belediye. Şu yolun altındaki yere ev yapacak adam, arızası işte mektubu. Nasıl yapacağız şimdi? Sonra diyorsunuz ki niye yıkmadım. Belediyeler TOKİ’ye hiçbir şekilde müdahale edemez. Allah razı olsun. Bakın AK Partili arkadaşlar da söylüyor. Kayıtlara geçilsin. Basın da bu şekilde yazsın. Belediyeler TOKİ’ye hiçbir şekilde müdahale edemez. Ben TOKİ’nin hiçbir işine engel olamam, müdahale edemem, yetkim yok.”

Kaynak: Gzt26.com Haber Merkezi