Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, Eylül ayı meclis toplantısında Karabayır mevkiinde hazine arazisi üzerine inşa edilen üç kaçak villa hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Başkan Kurt, hazine arazisi üzerine yapılan bu kaçak inşaatların durdurulması gerektiğini vurguladı ve belediyenin bu konuda çaresiz kaldığını belirtti.
Kurt, mahkemelerin hazine arazisi üzerindeki kaçak inşaatlara karşı yürütmeyi durdurma kararları vermesinin hukuki açıdan sorunlu olduğunu ifade etti. Belediye olarak sadece inşaatları mühürleyebildiklerini, ancak mührün bozulmasının ardından yapılan şikayetlerin de yeterli caydırıcılığı sağlamadığını dile getirdi. Ayrıca, kaçak inşaat sahiplerinin “biz burayı satın alacağız” diyerek inşaatlara devam etmelerinin kabul edilemez olduğunu ve bu durumun sadece Odunpazarı Belediyesi’nin değil, Çevre Şehircilik Müdürlüğü, Valilik ve Emniyet gibi tüm yetkili kurumların sorumluluğunda olduğunu söyledi.
Kazım Kurt, kamuoyu baskısının kaçak inşaatların yıkılmasında önemli bir rol oynadığını belirterek, bu tür yasa dışı faaliyetlerin korunmasına karşı daha güçlü önlemler alınması gerektiğini savundu.
Kazım Kurt ifadeleri şu şekilde;
“Çünkü arazi hazine arazisi. Siz kendi araziniz üzerine kaçak bir inşaat yapabilirsiniz. Ruhsata aykırı bir işlem yapabilirsiniz, biz o zaman tespitlerimizi yaparız. İnşaatı durdururuz. İnşaatı durdurmamız sizin mahkemede yürütmeyi durdurma kararı aldığınız zaman inşaata devam etme hakkını vermez. Özellikle mahkemelerinde hazine arazisi üzerine yapılan inşaatın ileride telafisi mümkün olmayan zararlar doğuracak, yargının yürütmeyi durdurma kararı vermesi çok doğru ve hukuki bir şey değil. Ama burada zabıta arkadaşlarımıza, o arsa sahiplerinden söylenenleri dikkate alarak kim koruyor diyoruz. Onun bize söyledikleri biz burayı satın alacağız diyor. Biz anlaştık diyor. Siz ne karışıyorsunuz diyor. Hazinenin arazinin üzerine inşaat yapan kötü niyetlidir. Dolayısıyla burayı yıkmak için faaliyete geçen belediyeye de yürütmeyi durdurma kararı veriliyorsa belediyenin yapacağı bir şey yoktur. Biz o nedenle çaresizliğimizden bunu kamuoyuyla duyurmaya çalışıyoruz. İnşaat devam ediyor. Bizim elimizde silahlı kuvvetler yok. Gidip de yıkacağız. Çare arıyoruz. Kimse yetkili bunu durdurtun diyoruz. Çünkü bizi aştı. Açılan davada verilen ceza ertelenmiş. Dolayısıyla adam hem mahkûm olmuş hem hapse girmemiş. İnşaatına da devam ediyor. Sonra da ben burayı satın alacağım diyor. Ben anlaştım, size ne diyor. Dolayısıyla bunu imar kirliliği sadece Odunpazarı Belediyesi’nin sorumluluğunda bir iş değil. Çevre Şehircilik Müdürlüğünü, Vilayeti, Emniyeti ilgilendirir. Herkesi ilgilendirir. Bizim elimizde bir güç yok ki inşaatı durdurma şansına sahip olalım. Biz sadece mühürleriz. O da mührü bozar. Bozduktan sonra biz savcılığa şikayet ederiz. Savcılıkta ceza verir. Ahlaki bir şeydir. Kamuoyu baskısı üzerine birisi yaptığını yıkmıştır. Birisi ısrarla yıkmamakta direnmektedir. Diğeri de inşallah kendiliğinden çözülür. Ama bunu koruyan, kollayan kimse siz buna ceza veremezsiniz diyor. Israrla. Kollayan kollamaktan vazgeçmeli”