CHP Eskişehir Milletvekili Dr. Jale Nur Süllü, Eskişehir’in verimli tarım arazisi Alpu Ovası’na termik santral kurulması için yeniden harekete geçilmesine sert bir şekilde karşı çıktı.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na soru önergesi sunan Süllü, ihalesi defalarca iptal edilen ve yargı kararlarıyla durdurulan projenin tekrar gündeme getirilmesini "kabul edilemez" olarak nitelendirdi. Süllü, “Hükümet, hukuk devleti ilkesini yok sayarak Alpu Ovası’nı katletmenin yeniden peşine düştü” ifadelerini kullandı.
Termik santral çalışmalarının, Elektrik Üretim Anonim Şirketi’ne (EÜAŞ) bağlı Termik Santraller Daire Başkanlığı'nın koordinasyonunda tekrar başlamasına değinen Süllü, bu girişimin, Eskişehirlilerin ve yerel yönetimlerin direnişiyle kazanılan hukuki mücadeleleri ve Danıştay’ın onayladığı iptal kararını hiçe saydığını belirtti. Hükümetin çevreyi koruma ve hukukun üstünlüğü ilkeleri konusundaki tutarsız politikalarını eleştiren Süllü, termik santral projesinin, yalnızca Alpu Ovası için değil, iklim krizi ile mücadele açısından da ciddi bir tehdit oluşturduğunu vurguladı.
Süllü, dünya genelinde kömürden çıkış ve termik santrallerin kapatılması yönünde politikalar izlenirken, Türkiye’nin 2053 yılı net sıfır emisyon hedefiyle çelişen bu projenin hükümetin iklim krizi konusundaki samimiyetini sorgulattığını belirtti. Ayrıca, Bakan Bayraktar’a yönelttiği soru önergesiyle, Termik Santraller Daire Başkanlığı tarafından kurulacak Santral Yer Seçim Komisyonu’nun görev ve amaçlarının neler olduğunu sordu.
Termik santral kurulumu ile binlerce dönüm tarım arazisinin yok edilmesi halinde kamu yararının ne olacağını sorgulayan Süllü, aynı zamanda lüle taşı rezervlerinin bulunduğu bu bölgede kül depolama sahalarının Eskişehir’in ekonomisine ve kültürel mirasına telafisi mümkün olmayan zararlar vereceğini belirtti. Hükümeti, çevreyi ve Eskişehir’in geleceğini tehlikeye atan bu projeden derhal vazgeçmeye çağırdı.
Son olarak Süllü, Alpu Ovası’nın korunmasının, sadece Eskişehir için değil, tüm Türkiye ve hatta tüm gezegenin geleceği için hayati önemde olduğunu vurgulayarak sözlerini tamamladı.
