ESKİŞEHİR HABER

İbrahim Akar’dan eleştirilere sert tepki; “Küçük bir adab-ı muaşeret eğitimi”

Eğitim-Bir-Sen Eskişehir 1 Nolu Şube Başkanı İbrahim Akar, Enstitü Sosyal'in kadın öğretmenler için gönüllü adab-ı muaşeret eğitimi programına gelen eleştirilere sert tepki gösterdi

Abone Ol

Eğitim-Bir-Sen Eskişehir 1 Nolu Şube Başkanı İbrahim Akar şu ifadeleri kullandı;

“Eğitim, toplum, kültür ve ekonomi alanlarında birçok çalışmaya imza atan Enstitü Sosyal isimli düşünce kuruluşu tarafından kadın öğretmenlere yönelik, kimseye zorunlu olmayan, tamamen gönüllülük esasına dayalı bir program düzenlenmiştir. Ancak bu programdan bazı kesimler rahatsızlık duymuştur. Üstelik yaptıkları açıklamalarda Eskişehir Milletvekili Prof. Dr. Ayşen Gürcan’ı da hedef göstermeye çalışmaktadırlar.

Her fırsatta kadınlar arasında “ilerici-gerici” ayrımı yapmayı kendine ilke edinmiş; başörtülü kadınları kamusal alan iddialarıyla çalışma ve eğitim hayatından uzaklaştırmayı görev edinmiş; geçmişi, başörtülü kadın kamu çalışanlarına ve öğrencilere yönelik ayrımcı, dışlayıcı söylemler ve hakaretlerle dolu olanlar, "Eyvah, çağdaş eğitim ve laik eğitim elden gidiyor!" diye telaşa kapılmış durumdadır.

Gönüllülük esasına dayalı küçük bir adab-ı muaşeret eğitiminden dahi rahatsız olup, bir bardak suda fırtına koparma hevesinde olanlar, acaba sendikalarının LGBT komisyonları kurup LGBT’nin toplumu yozlaştıran, aile yapımızı bozmak isteyen ve gençlerimizi olumsuz etkileyen düşüncelerini okul sıralarındaki çocuklara kadar taşımalarını nasıl açıklamaktadır?
Kadın kamu çalışanlarının başörtüsünden rahatsız olup, 81 il valisine uyarı yazısı gönderenler hâlâ kadınları inançlarına ve düşüncelerine göre ayrıştırarak neyi amaçlamaktadır?

Gerici ve yobaz zihniyetlerin, yasakçı tutumların kamusal alanda kol gezdiği; insanları bölüp ayrıştırdığı ve mağdur ettiği 28 Şubat döneminin özlemini mi çekiyorlar?

Şu bir gerçektir ki bu gerici, yasakçı ve faşist zihniyetin ne toplumda ne de kamu çalışanlarının nezdinde bir karşılığı bulunmaktadır. Bunlar, demokrasi, insan hakları ve özgürlüklerden rahatsız olan; eski Türkiye’nin baskıcı ve yasakçı günlerine özlem duyanların hezeyanlarından öteye geçmemektedir.”