Eğitim-Bir-Sen Eskişehir 1 Nolu Şube Başkanı ve Memur-Sen Eskişehir İl Temsilcisi İbrahim Akar şu ifadeleri kullandı;
“Eğitim öğretim yılı başlamadan önce, okullardaki temizlik personeli ihtiyaçlarının Milli Eğitim Bakanlığı tarafından, Çalışma Bakanlığı’nın İŞKUR’un TYP (Toplum Yararına Program) ve yeni ismiyle İİP (İstihdamı Teşvik Programı) üzerinden karşılanması gerektiğini ilk defa gündeme taşıdık. Bu konuyla ilgili olarak, okulların temizlik, güvenlik ve bakım hizmetlerinin bir an önce yerine getirilmesini talep ettik. Okullar, sağlıklı bir şekilde eğitim öğretime hazır hale getirilsin diye Eğitim Bir-Sen olarak bu konuda açıklama yaptık ve takipçisi olduk. Çünkü okullarımızın sağlıklı bir şekilde temizlenmesi ve hijyen ortamı, hem eğitim çalışanlarımız hem de öğrencilerimiz için hayati önem taşımaktadır.
Süreç içerisinde Çalışma Bakanlığı, EMF (Ekonomik ve Mali Faaliyetler) programından bir kısmı istihdam etti. Ardından, Milli Eğitim Bakanlığı yarı zamanlı olarak çalıştırma modelini uyguladı. Ücretler de düşüktü, ancak ücretlerde artışa gidildi ve yarı zamanlı sistem tam zamanlı sisteme çevrilerek bir duyuru yapıldı. Şu anda da okullarda temizlik personeli ihtiyacı var. Bu ihtiyaçların karşılanamamasının asıl sebebi, vatandaşların bu programa başvuru yapmaması. Bu başvurular geldikçe, Milli Eğitim Müdürlükleri ihtiyacı olan okullara temizlik personeli istihdam ediyor.
Ancak dün, Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanı Talat Yalaz, “Okulları Milli Eğitim temizleyemiyorsa, bakanlık temizleyemiyorsa, belediyeler olarak biz okulları temizleriz. Eğer bu konuda zorluk çıkaran olursa, Eskişehir’i ayağa kaldırırız” şeklinde talihsiz bir açıklama yaptı. Sayın Başkan’ın bu konuda bilgi eksikliği olduğunu düşünüyorum. Kendisinin yeni il başkanı olduğunu göz önünde bulundurarak, geçmişte belediyelerin okullara ve kamu kurumlarına nasıl hizmet götürdüğünü bilmediğini tahmin ediyorum. Ona bu konuda birkaç bilgi vermek isterim.
Örneğin, kış aylarında kar yağdığında, okulların ulaşımı için yolları açamayan; okulların bahçelerindeki karları temizlemek için talepte bulunulduğunda, “Yukarıdan yazı gelmedikçe bu talebi yerine getirmeyiz” diyen; okul müdürleri belediyeye gidip ufak tefek hizmet talep ettiğinde, “Bizim muhatabımız siz değilsiniz, İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nden yazı getirin” diyen belediyeler hangileriydi?
Okul bahçelerine asfalt dökmeyi bir kenara bırakın, okulun önündeki bulvarın asfalt giderini okula fatura eden belediyeler sizin belediyeleriniz değil miydi?
Eskişehir’de birçok okulun arsasında, belediyelerin payları yüzünden okulların yıkımı ve yeniden yapılması yılan hikayesine döndü. Milli Eğitim, imar ve inşaat konularında belediyeler yüzünden bürokratik çıkmazlarla karşılaştı. Şimdi Sayın Başkan kalkmış, “Bize gelin, okulları biz temizleriz” diyor. Ancak bu sözler bize hiç samimi gelmiyor.
Örnek vermek gerekirse, Atatürk Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nin bahçesini Karayolları Müdürlüğü asfaltladı. Eskişehir’in en merkezi okullarından biri olan Süleyman Çakır Anadolu Lisesi’nin bahçe ve peyzaj işleri, Orman Müdürlüğü tarafından yapıldı. Yunus Emre Meslek Lisesi’nde ise, deprem tetkiklerinin ardından bu okulun yıkılması gerektiği raporlandı. Ancak o dönemde Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, belediyenin hissesini Milli Eğitim’e devretmek istemedi. Okulun güvenliği için yapılması gerekenler, belediyelerin ilgisizliği yüzünden gecikti.
Hatta elimde bir belge var: 23 Ağustos 2017 tarihli bir fatura. Büyükşehir Belediyesi, Yunus Emre Meslek Lisesi’nin önündeki yolun asfaltlama ücretini okula tahsil etmek istemiş. 141 bin 480 liralık asfalt bedelini okuldan istemişler. Okul bahçesinin değil, okulun önündeki yolun asfalt bedelinden bahsediyoruz. Bir başka örnek, Yunus Emre Meslek Lisesi’ne ait belediye arsasının devredilmemesi nedeniyle okula ecrimisil ödetilmesi.
Şimdi ben Sayın Yalaz’a sormak istiyorum. Eğer gerçekten okullara katkı sunmak istiyorsanız, bu belgeler neyin nesi? Okulu temizlemekten bahseden başkan, okula ödetilen asfalt ve ecrimisil paralarından haberdar mı? Belki siyasetin içinde olmadığı dönemde bu olayları kaçırmış olabilir. Ben de kendisine bu belgeleri hatırlatmak istiyorum.
Son olarak, okullar hepimizin. Eğitim çalışanları olarak, okulların sağlıklı bir şekilde eğitime başlaması için Milli Eğitim Bakanlığı ve Çalışma Bakanlığı tarafından gereken önlemlerin alınmasını bekliyoruz. Kimse bu tür konular üzerinden ucuz siyaset yapmaya kalkmasın.”