Hiç olmazsa ön seçime müdahale edilmemeliydi!

Abone Ol

31 Mart 2024'te yerel seçimler yapıldı. Belediye başkanlıkları için aday adayları vardı. CHP genel merkezinden gelen yetkililer şehirde kendilerine göre araştırma yapıp gittiler. Sonuçta Odunpazarı ve Tepebaşı'nda mevcut başkanlar, Büyükşehir'de de Yılmaz Hoca'nın önerdiği Ayşe Ünlüce aday gösterildi. Geçmiş dönemdeki başarılar ve tüm Türkiye'de esen CHP rüzgarı ile ve AKP'nin adayları sıkıntılı olduğu için CHP Eskişehir'de seçimi kazandı. Buraya kadar her şey yolunda gitti. Ancak belediye başkanlıkları için yapılmayan ön seçim meclis üyelikleri için yapılacak dendi. Ve ön seçimden 10 gün kadar önce aday adaylarına bildirildi.

Ön seçim örgüt denetiminde olacak dendi, yani resmi olmayacaktı. Aday adaylarına kendilerini anlatma şansı verilmedi. Odunpazarı'nda 8000 CHP üyesi vardı. Gerçi bunların 2000 kadarı oy kullandı. Aday adayları bunların hepsine telefon mesajı ile ulaşmaya çalıştı. Üyeler mesaj yağmuruna tutuldu. Ama seçim günü görüldü ki belediye üst yönetimlerinden birkaç kişi 9 kişilik anahtar liste oluşturmuş. Ve özellikle belediye şirketinde çalışan CHP üyelerini otobüslerle taşıyarak ve telefonla fotoğraf çektirerek anahtar listeye oy vermeleri istenmiş.

Seçim sonucunda da bu anahtar listedeki 9 kişi ilk 9'u oluşturdu. Zaten fermuar sistemi uygulandığı için bu 9 kişi 18 kişilik listeye girdi. Geriye kalan 1, 3, 5, 7, 9 vs sıralarına başkanlar istedikleri kişileri yazdılar. Zaten aday adayı olan kişiler başkanların kendilerini yazmalarına razı olarak aday adayı olmuşlardı. Ama madem ön seçim yapıldı, hiç olmazsa ön seçime müdahale etmemeliydiler.

Tepebaşı'nda da benzer durumlar yaşandı. Orada da o kadar açık seçik yapıldı ki seçim iptal edilmek durumunda kaldı. İkinci bir seçim yapıldı. Sonuç olarak, gerçek anlamda demokrasiyi uygulamak çok zor. Ön seçimler delege bazında yapılınca ayrı bir dert, üye bazında yapılınca da böyle müdahaleler oluyor.