Enerji Sanayi ve Maden Kamu Emekçileri Sendikası Eskişehir İl Temsilcisi Gökhan Soysal şu ifadeleri kullandı;

"Bilindiği üzere 22 yıldır ülkeyi yönetenler bugüne kadar “reform”, “dönüşüm”, “istikrar”, “atılım” gibi adlar altında onlarca program, paket açıklamıştır. Bu programlardan, paketlerden her defasında emeği ile geçinen kesimlerin, halkın yaşadığı sorunları daha da ağırlaştıran düzenlemeler çıkmıştır. Son olarak 13 Mayıs 2024 Pazartesi günü Cumhurbaşkanı yardımcısı ve Hazine ve Maliye Bakanı’nın katılımı ile düzenlenen toplantıda “Kamuda Verimlilik ve Tasarruf” adlı bir paket daha açıklanmıştır. Ancak bu cilalı kavramlarla ambalajlanıp piyasaya sürülen paketin içeriğine baktığımızda tablo tamamen değişmektedir. 
Evet, bu ülkede yıllardır sürdürülen bir israf vardır.

• Ülkenin kaynakları yıllardır beton ekonomisine gömülmekte, kentlerin yağmalanmasına, doğanın tahrip edilmesine, silahlanmaya harcanmaktadır.
• Sermayeden, patronlardan, zenginlerden alınması gereken vergiler; “muafiyetlerle”, “indirimlerle”, “istisnalarla”, “aflarla” bir kalemde silinmektedir.
• Kamu Özel İş birliği Projesi adı altında, şehir hastanelerinin, havalimanlarının, yol ve köprülerin müteahhitlerine hazineden garanti olarak milyonlarca dolar aktarılmaktadır.
• “İtibardan tasarruf olmaz” diyenler özel uçaklarına, makam arabalarına, yazlık-kışlık saraylarına, köşklerine yenilerini ekliyor.
Tüm bunların faturası;
• Maaşlarımızdan-ücretlerimizden kesilen adaletsiz gelir vergisiyle,
• İğneden ipliğe tükettiğimiz her şeyden alınan KDV, ÖTV gibi dolaylı vergilerle,
• Ücret artışlarımızın yaşanan gerçek enflasyonun yarısına bile denk gelmeyen TÜİK’in sanal enflasyonu rakamları ile baskılanıp, buharlaştırılmasıyla,
• Kamu hizmetleri alanın daraltılması, özelleştirmesi, piyasalaştırılması, bütçeden kamu yatırımlarına ayırılan payın 22 yılda yarı yarıya düşürülmesiyle,
• Kamuda istihdamın onlarca güvencesiz istihdam çeşidi ile bölünmesi, angarya çalışmanın arttırılması çalışanların haklarının budanmasıyla,
• İktidarda olanların eşlerini, dostlarını, hısım akrabalarını, mülakatla, torpille kamu kadrolarına doldurması, üç, dört yerden maaş bağlamasıyla, emeği ile geçinen kesimler olarak bizlere, yoksullaştırılan halka yıkılmıştır.
Üstelik ülkeyi yönetenler her krizde ‘Hepimiz aynı gemideyiz. Geminin batmaması için hepimizin fedakârlık yapması lazım” nutukları atmıştır. Ancak her seferinde fedakârlık yapan, kemer sıkan, emeğinin karşılığını almadan kazan dairesinde canhıraş çalışarak geminin yol almasını sağlayan işçiler, emekçiler olmuştur. %1’lik asalak kesim ise biz işçilerin, emekçilerin emeği ile su üstünde kalabilen geminin özel kamaralarında lüks bir hayat sürmeye devam etmiştir. Tüm bunlara rağmen iktidar “Kamuda Verimlilik ve Tasarruf Paketi” adını verdiği paketle yoksulun cebinden alıp zenginin cebine aktarmayı temel alan bu düzenin bekası için (!) bir kez daha emekçilere, halka “kemer sıkın” çağrısı yapmaktadır.
Pakete göre:
• Kamu hizmetlerine ve yatırımlarına ayrılan kaynaklar daha da azaltılacaktır. Bu durumda önümüzdeki 3 yıl boyunca yeni okul, hastane, kreş, sığınma evi gibi kamu hizmet birimleri açılmayacaktır.
• Kamuya personel alımı sadece emekli olanların, hayatını kaybedenlerin sayısı ile sınırlanmaktadır. dolayısıyla her 5’inden 1’i işsiz olan gençlerin kamuda işe girmesi önümüzdeki 3 yıl boyunca neredeyse imkânsız hale getirilmektedir.
• Kamunun elinde kalan son lojmanlar ve sosyal tesisler ya “ekonomiye kazandırma” adı altında yandaşlara satılacak ya da rayiç bedel adı altında kiraları arttırılacaktır.
• Kamu çalışanının işe geliş ve gidişte yararlanmakta olduğu servis hizmetlerine son verilecektir.
• İktidarın yıllardır hayalini kurduğu esnek- güvencesiz istihdam hayata geçirilecektir.
Kamuda mevcut güvencesiz istihdam; uzaktan çalışma, evden çalışma, denkleştirme gibi esnek çalışma yöntemleriyle, özellikle kadın çalışanlar üzerinden daha da büyütülecektir. Dolayısıyla kamu çalışanlarının sadece mesai saatlerinin değil mali ve sosyal haklarının da esnekleştirilmesi hedeflenmektedir.
Sonuç olarak iktidarın “Kamuda Verimlilik ve Tasarruf Paketi” adını vererek cilaladığı paket gerçekte emekçilere ve halka saldırı, kamu hizmetlerini tamamen tasfiye etme paketidir. Bu nedenle öncelikle iktidarı yıllardır sıkmaktan kemerinde delik kalmayan milyonlara tasarruf çağrısı yapmaktan vazgeçmeye, elini artık cebimizden çekmeye davet ediyoruz. Bu ülkede çalışanların insanca bir yaşam sürmesi, vatandaşların refahının arttırılması için gerekli kaynağın, tasarrufun adresi bellidir. O adres emek sömürüsünden, faizden, ranttan, vergi aflarından, hazine garantilerinden, silah tüccarlığından, üç beş yerden alınan maaşlardan beslenenlerdir. Eğer hedef gerçekten tasarruf etmek ise önce buradan başlanmalıdır.

İktidar ne diyor? “Bu paket sayesinde önümüzdeki 3 yılda 150 Milyar TL tasarruf edeceğiz” diyor.
Biz de soruyoruz?
Bu rakamın en az 40 katını patronlara vergi muafiyeti ve istisnası olarak ayıran siz değil misiniz?
• En az 34 katını faize ayıran siz değil misiniz?
• En az 30 katını savunma ve güvenlik adı altında silahlanmaya ayıran siz değil misiniz?
• En az 4 katını Kamu Özel İş birliği (KÖİ) projesi adı altında, hizmet alsak da almasak da parası bizim cebimizden çıkan şehir hastanelerine, hava limanlarına, yollara, köprülere, tünellere ayıran siz değil misiniz?

Eğer hedef gerçekten tasarruf etmek ise niye bunlardan tasarruf etmiyorsunuz? Eğer ekonomi çıkmazda ise sermaye ve patronlar listesine giren ultra zenginlerden bir kez olsun servet vergisi almak neden aklınıza gelmiyor? Bu kadar israf kaynağı varken neden hala tüm yükü bizlere, halka yıkıyorsunuz? Bir kez daha altını çiziyoruz. Eğer hedef gerçekten tasarruf etmek ise; 
Toplumun %99’unun daha fazla yoksullaşması pahasına ülke kaynaklarının, vergilerimizin %1’lik kesime aktarılmasına dayalı israf düzenine son verilmelidir.
Bu nedenle başta sendikalar, konfederasyonlar, meslek örgütleri olmak üzere tüm emek örgütlerini, kamu hizmetlerinden yararlanma hakkı yok edilmek istenen vatandaşları, işçileri, emekçileri, kamuda işe girme imkânı ortadan kaldırılarak işsiz bırakılmak istenen gençleri, güvencesiz çalışmanın dayanağı haline getirilmek istenen kadınları bu saldırı ve tasfiye paketine karşı omuz omuza vermeye çağırıyoruz.” 

Editör: Akif Yer