CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen şu ifadeleri kullandı;
“Partimizi iktidara taşıyacak olan bu tüzük değişikliğinde gençlerin ve kadınların temsili, bizi sadece demokratik katılım açısından değil, parti büyüklerimizin ve önceki genel başkanlarımızın tecrübelerinden de yararlanacağımız bir noktaya taşıyor. Etik kurulun oluşması ve diğer konularla ilgili ilerlemeler kaydettik, yenilikler getirdik. Örgütlerimizi temsil eden il başkanlarımızın komisyonda sürece dahil olması, metinlerin masa başında yazılmasından ziyade örgütümüzün ihtiyaçlarından süzülerek genel merkezimize iletilen talepler doğrultusunda hareket etmemizi sağladı.
Kurultayımız, 7 ve 8 Eylül tarihlerinde parti programı çalışmalarımıza başlamıştı. Burada, kurultay delegelerimizin her birinin dört ana temadan oluşan masalarda yeni parti programına dair fikirlerini ifade etmelerini sağladık. Demokrasi ve adalet, sosyal refah, kapsayıcı kalkınma, dış politika ve ulusal güvenlik başlıklarında bir kişinin bin kişiye konuştuğu değil, bin kişinin bin kişiye konuştuğu ve birbirine kulak verdiği bir katılımcılık tasarladık.
Kurultay delegelerimize dijital demokratik katılım yoluyla her bir gölge bakanlığımızın alanına dair fikirlerini sorduk. Derlediğimiz fikirler doğrultusunda, her bir gölge bakanımız, bölge ve saha çalışmaları ile uzman görüşlerinden yararlanma yöntem ve takvimleri hakkında hazırlıklarını, Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel’in başkanlığında toplanan merkez yönetim kurulu toplantımızda sundular.
Bizler esasında, tam da bu takvimin bir parçası olarak buradayız. Parti programımız, masa başında yazılan bir belge değil; yurttaşlarımızın ihtiyaçlarından ve parti örgütümüzün politika ile stratejimize dair fikirlerinden süzülerek oluşturulan bir belge olacak. Demokratik kitle örgütlerinin, meslek birliklerinin ve bazen de ilgili sorunun doğrudan muhataplarının katılımıyla bir süreç tarif etmeye çalışıyoruz. Bu bağlamda, parti örgütlerimizin, parti programımıza dair sunduğu rehberlik bizim için çok değerli.
Bugün ekonomik zorluklarla, adaletsizlikle ve kayırmacılıkla mücadele etmek yerine; çocuklara bir öğün yemek bile veremeyen, laiklikten uzaklaşmış bir eğitim sistemiyle ilgilenmek yerine muhalefeti bölmek ve baskı kurmakla meşgul bir iktidar var. Kayyum siyasetiyle seçmen iradesini yok sayan, belediye meclislerini devreden çıkaran, uydurma suçlamalarla belediye başkanlarımızı itibarsızlaştırmaya çalışan ve belediyeleri finansal açıdan sıkıştırarak işlevsiz hale getirmeyi hedefleyen bir iktidar var.
Fakat böyle bir iktidar varsa, karşısında adaletin, doğrunun ve gerçeğin yanında duranlar da var. Her gün işlenen kadın cinayetlerine rağmen bir günde 169 kadını gözaltına alanlara karşı kadınların kurduğu güçlü bir dayanışma var. Tek adama karşı milyonlarca kadın olarak biz, kadınlar varız.
Önceki genel başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nu yargı yoluyla, Türkiye Belediyeler Birliği Başkanımız Ekrem İmamoğlu’nu dava yoluyla ve dün itibarıyla da Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel’i bir hukuk celladının soruşturmasıyla hedef alanlar varsa, hiç kimse unutmasın: Burada, siyasetin yargı yoluyla dizayn edilmesine asla izin vermeyecek olan bir parti var. Cumhuriyet Halk Partisi var.“