Eskişehir Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Gazi Küçükarslan şu ifadeleri kullandı;
“Ülkemizde bir laf vardır. Ana yoksa dana da olmaz derler. İnek olmadığı için dana ithalatına mecburuz. Her geçen yıl hayvan varlığımız azalıyor. Örneğin, iki yıl önce Eskişehir’de 171 bin büyükbaş hayvan varken, şu an bu sayı 110 bine düştü. Seneye daha da azalacak gibi gözüküyor.
Maliyetler çok yüksek. Çiftçinin ürettiği hiçbir şey para etmiyor. Örneğin süt fiyatlarını ele alalım. 600 liraya yem alıyoruz ama süt fiyatı 14 lira civarında. Fabrikalar ise devletin açıkladığı fiyata bile itiraz ederek 13 liradan ödeme yapıyor. Oysa maliyeti 17 lira civarında. Düşünün, bir hayvanın sadece günlük yem maliyeti 60 lira. Saman, yonca, küspe, arpa, silaj, yulaf, buğday, mısır gibi diğer giderler hariç! Kendi ürettiğim ürünleri hayvana yedirmek yerine satsam, yıllık 3 milyon lira kazanırım. Bu parayı bankaya koysam yılda en az 150 bin lira faiz getirir. O zaman neden hayvancılık yapayım?
Kağıt üzerinde yeterli hayvan var gibi görünüyor, çünkü bazı işletmeler sadece kredi çekmek için hayvanlarını sistemden düşürmüyor. Örneğin, hayvanı olmayan ama üstünde hayvan var gibi gösteren işletmeler var. Bunlara devletin müdahale etmesi, denetim yapması gerekiyor. Her alanda denetim şart.
Marketlere de denetim gerekiyor. Benden 13 liraya süt alan market, bunu 50 liraya satıyor. Aradaki bu fark neden bu kadar yüksek? Fabrikalar da satamadıklarından şikayet ediyor ama asıl sorun aracılarda. Market fiyatlarının düşmesi lazım. Et, süt, yoğurt gibi temel gıda maddeleri halk için erişilebilir olmalı. Çocuklar bu ürünleri tüketemezse kemik gelişimleri olumsuz etkilenir. Bugün etin kilosu 600 lira olmuş.
390 liraya satılan kıyma, genelde düşük kaliteli hayvanlardan elde ediliyor. Örneğin, yaşlı ineklerden ya da sıkıntılı hayvanlardan üretiliyor. Bizim kasabımızda danadan başka hiçbir et kullanılmaz. Sucukta da benzer durumlar var. Biz sucuklarımızı yüzde 100 dana etinden yapıyoruz. Ancak piyasada karaciğer, akciğer, dalak gibi ürünlerle karışım yapıp baharatla tadını bastıranlar var. Bu da maalesef tüketiciyi yanıltıyor.
Biz üreticiler olarak maliyetlerin düşmesini istiyoruz. 600 liraya aldığımız yemi 300 liraya alabilsek işler daha kolay olur. Devletin bize teşvik vermesi gerekiyor ama bu teşvik para değil, destek olmalı. Serbest piyasa koşullarında üretim yapıyoruz ama fiyatları devlet belirliyor. Buna rağmen bizim ürünlerimiz, aracılar tarafından 3 kat fiyatına satılıyor. Aracılar kaldırılmalı ve ürün direkt üreticiden tüketiciye ulaştırılmalı. Başka türlü bu işler düzelmez.”